Eşini boğarak öldüren kadın: Şimdi daha mutluyum, huzurluyum

Eşini boğarak öldüren kadın: Şimdi daha mutluyum, huzurluyum

Zonguldak’ta 3.5 ay önce 38 yaşındaki kocası Muhammet Ali E.'yi 4 çocuğunun önünde boğarak öldüren 35 yaşındaki Ayşegül E. Olaydan pişman olmadığını belirterek, “Şimdi daha mutluyum, daha huzurluyum. Kafam rahat. Çocuklarım, 'Anne, bu akşam babam içkili gelecek diye beklemeyeceğiz' diyor” ifadesini kullandı.

Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Ayşegül E. 16 yaşında lisedeyken tecavüz ettiğini iddia ettiği eşiyle evlenmek zorunda kaldığını ve 20 yıl şiddet gördüğünü ileri sürdü.

Gürkay Gündoğan ve Cenk Topcu’nun DHA’da yer alan haberine göre, geçen 8 Ocak'ta meydana gelen olayda Ayşegül E., eve alkollü gelen eşi Muhammet Ali E.'yi, kendisini ve 4 çocuğunu dövdüğü gerekçesiyle boğarak öldürdü. Olayın ardından polisi arayıp eşini öldürdüğünü söyleyen Ayşegül E., eylemde meşru savunma ve zorunluluk hali olduğu gerekçesiyle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Cumhuriyet savcısının hazırladığı iddianame ile Ayşegül E. hakkında, 'cinayeti haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında işlediği' gerekçesiyle ağırlaştırılmış ömür boyu hapis yerine 24 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

 

'Tecavüze uğradım, evlenmeye mecbur kaldım'

 

Olayın ardından 15 gün kadın sığınma evinde kalan ve ardından 8,10, 12 ve 15 yaşlarındaki çocuklarına kavuşarak annesinin yanına yerleşen Ayşegül E., ilerleyen günlerde 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak. Ayşegül E. henüz 16 yaşında lisedeyken eşinin tecavüzüne uğradığını ileri sürereek, "Ailem tecavüzü bilmiyordu. Kimseye anlatamadım. Utanıyordum. 20 yıl önce insanlar kötü gözle bakardı. Okuldan ayrıldım ve evlenmeye mecbur kaldım. Zaten kaçmam için anneme, kardeşime kötülük yapmakla beni tehdit ediyordu" diye konuştu.

 

'İlk gün şiddet gördüm'

 

Daha ilk günlerden itibaren eşinin şiddet uygulamaya başladığını söyleyen Ayşegül E., şöyle konuştu: "Ayrılmak istedim. Ama, 'anneni öldürürüm, kardeşini keserim' diye tehdit ediyordu. Çocuklar doğduktan sonra da onlarla tehdit etmeye başladı. 'Gidersen çocuklarını göremezsin, seni de öldürürüm' tehditleri başladı. Hiçbir yere göndermiyordu, kapıdan dışarıya çıkartmıyordu. Özellikle son 4 yılda hem alkolü hem de uyuşturucuyu fazlalaştırdı. Ailesinden yardım istedim. Tedavi görsün istedim. Sürekli kafasında bir şeyleri kurmaya başlamıştı. Yaşanmayan şeyleri yaşanmış gibi sürekli kafasında kuruyordu. 20 yıl böyle geçti. Eve geldiğinde evin havası değişiyordu. Çocuklar bir tarafa kaçıyor, ben bir tarafa gidiyordum. Evin içinde dokunsan patlayacak bir bomba gibi duruyordu. Kaç kez beni balkondan atmaya kalkıştı. Ailem alkol ve uyuşturucu kullandığını biliyorlardı ama benim işkence çektiğimi, darp edildiğimi bilmiyorlardı. Gözümde morluk gördükleri zaman 'kapıya çarptım, düştüm veya çocuğun kafası çarptı' diye yalan söylüyordum." 

 

'Çalışmıyordu'

 

Eşinin son 5-6 yıldır çalışmadığını, evine bakmadığını, elektrik faturasını ödemediği için bir defasında cezaevine girdiğini anlatan Ayşegül E., kendisinin devletten yardım aldığını ve arada evlere temizliğe gittiğini söyledi. Eşinin evden çıkmasına izin vermediğini, çocuklarının okuluna toplantıya bile gidemediğini ifade eden Ayşegül E., eve alkollü geldiğinde bağırıp çağırdığını, müziği son ses açtığını belirtti.

 

‘Nasıl gücüm yetti bilmiyorum’

 

Eşinin olay günü de babasıyla alkollü geldiğini belirten Ayşegül E., şunları söyledi:

"Babasına; 'Ne olursun gitme ya da sen de burada kal' dedim. Çünkü saldırgan bir haldeydi. Daha önce de babasına alkollüyken eve getirmemesi için yalvardım. O öyle olunca çocukların psikolojisi bozuluyordu, sabaha kadar uyuyamıyorlardı. Ama babası, 'İşim var, gitmem lazım' dedi. Sonra zaten boğazıma saldırdı, saçlarımı yoldu. Çocuklar, 'Babacığım yapma' diyerek kolundan tuttular. Sürekli, 'Sizi öldüreceğim, bu evin içine gömeceğim seni, ne devlet ne anan hiç kimse seni bulamayacak' diyordu. Çocuklar için de, 'Uyurken keserim ben bunların boğazlarını' diyordu. Bana, 'Nasıl gücün yetti?' diyorlar. Çünkü iri yapılıydı. Bilmiyorum. 'Bir şekilde öleceğim ama çocuklarıma zarar vermesin' diye düşündüm ve o anda öyle bir psikolojiye girdim. Sonrasını hatırlamıyorum."

 

'Mutluyum, huzurluyum'

 

Pişman olup olmadığı yönündeki soru üzerine Ayşegül E., "Öyle bir hissiyatım yok. Şimdi daha mutluyum, daha huzurluyum. Kafam rahat. Çocuklarım, 'Anne, bu akşam babam içkili gelecek diye beklemeyeceğiz' diyor. En büyük kızım 15 yaşında ve ben kendimi çocuklarıma adadım" dedi.

 

'20 yıl büyük ceza çektim'

 

Eşinin yaptıklarını unutmaya çalıştığını ifade eden Ayşegül E., "Onun yaptıklarını çok fazla kafaya takmamaya çalışıyorum. Kendimi o kadar çok etkiledim ki hafızamda kayıplar bile oluyor. Çünkü yaptıklarını unutmak istiyorum. Ben 20 yıl çok büyük ceza çektim. 20 yıl az süre değil. Ömrüm gitti. 20 yılım çöp oldu ve bana kalan sadece 4 yavrum var. Onların dışındaki anıların hepsi kötü. Bu yüzden inşallah ceza almam ve çocuklarımdan tekrar ayrılmam" dedi.

Şiddet gören kadınlarla ilgili de konuşan Ayşegül E., "Adam saplantılı haldeyse, şiddet uyguluyorsa kesinlikle o kadın ondan uzak durmalı. Güveni ve saygıyı kaybetmişlerse kesinlikle çocuklar için dahi olsa o evliliği sürdürmesinler. Çünkü çocuklar o ortamda daha çok zarar görüyorlar. Ayrılmak çocuklar için daha hayırlı" diye konuştu.