ABD’li eski federal savcı Prof. Daniel Richman, ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarını deldiği iddiasıyla Mart 2016'dan bu yana tutuklu bulunan Türkiye ve İran vatandaşı Reza Zarrab'ı itirafçı olduğu iddialarıyla ilgili konuştu. Richman, Tanık Koruma Programı kapsamında risk altında olan ve hükümetle işbirliği yapan kişiler için uygulanan estetik yöntemiyle ilgili, "Zarrab'a öyle estetik falan yapmaya pek gerek kalmaz çünkü burası büyük bir ülke, birini saklamak çok kolay" dedi.
Richman, ABD'de devam eden Reza Zarrab davasını HaberTürk'ten Nalan Koçak'a değerlendirdi.
- İddianamede sık sık ulusal güvenliğe atıfta bulunuluyor. Zarrab davası ABDiçin bu yüzden mi önemli?
Amerika pek çok kez İran ambargosunu dayatmak için ceza davalarını kullandı. Davalar kişilere, bankalara açıldı. Bu dava da böyle bir sürecin parçası. Tabii davayı önemli kılan bir diğer şey Flynn soruşturması. Pek çok bilgi var ve bunlar Flynn-Türkiye arasında çok ilginç ve rahatsız edici bağlara işaret ediyor. Bu mesele de, Zarrab işbirliği yaparsa kesinlikle gündeme gelecektir.
- Flynn soruşturmasına gelince...
(Bölüyor) Soruşturmanın tarafı olduğum için hiçbir sorunuzu yanıtlayamayacağım.
- Ankara, Zarrab davasında “İki ülke arasında ticaret söz konusu. BM ambargosu da yok” diyor. O zaman davanın temeli ne?
Ambargolarımızı sağlama alma yöntemlerimizden biri kendi banka sistemimiz üzerinde uygulamak. Biri yüklü miktarda parayı kamyona doldurur Türkiye-İran sınırından geçirirse tabii ki bu bizi ilgilendirmez. Ama Zarrab davasında yaşanan bu değildi. Amerikan bankacılık sistemini bu işlerin parçası yaparsanız tabii ki ABD’ye uluslararası yolsuzluk ya da terörizm davası açma hakkı verirsiniz.
- Yani başka ülkenin vatandaşlarına da dava açma hakkına sahip diyorsunuz.
Başka ülkelerin vatandaşları, kesinlikle Amerikan yasalarını çiğnemek için Amerikan kuruluşlarını kullanamaz. Daha önce İngiliz ve Fransız bankaları İran yaptırımını delmekten ceza aldı. Onlar da Amerikan yargısı tarafından cezalandırılmaktan memnun değillerdi. Ama bu, Amerikan savcılarının uyguladığı standart bir prosedür. Sadece Türkiye’yle alakalı değil yani.
- Zarrab bir süredir duruşmalara katılmıyor. Jürili ilk duruşmaya da katılmazsa ne anlama gelir? İtirafçı oldu mu demek?
Eğer o gün jürinin karşısına çıkmazsa kesinlikle artık sanık ya da tanık değil demektir, nokta. Oraya gitmeden yargılanamazsınız. Üç ihtimal ortaya çıkar. Birincisi: Suçunu kabul etti ve hükümetle işbirliği yapıyor. İkincisi: Henüz suçunu kabul etmedi, hükümetle işbirliği yapmıyor. Fakat pazarlıklar sürüyor ve mahkeme kararıyla sanık sandalyesinden kaldırıldı.
- Bu nasıl oluyor?
Yargıca gidersiniz ve dersiniz ki “Bak bu adam henüz suçunu kabul etmedi ama edecek. Davaya onunla başlamak mantıksız, aksi takdirde davanın ortasında onu çıkarmak zorunda kalacağız. Neden onsuz başlamıyoruz?” Karar yargıca bağlı. Üçüncü olasılık: Yine suçunu kabul etmedi, etmeye hazırlanıyor. Ama tamamen bilmediğimiz bir nedenle yargıcı Zarrab’ı davadan ayırmak için ikna etmiş olabilirler.
- Amerikan basını Zarrab’ın itirafçı olduğunu iddia etti. Doğruysa ceza almaması mümkün mü?
Hükümetle işbirliği yapan, bazı kişiler aleyhine tanıklık yapan isimlerin normalden çok daha az ceza alabildiği kesinlikle doğru. Az mı ceza alacak yoksa hiç mi ceza almayacak, yargıç karar verecek.
- Serbest kalması mümkün mü?
Tabii bir sanık yargı süreci öncesi hapiste yatmışsa, hükümetle işbirliği yapar ve suçunu kabul ederse alacağı ceza bunun yerine sayılabilir. Şiddet içermeyen beyaz yaka davalarında hükümetle işbirliği yapanların hapis cezası almama şansı artıyor.
- Yargıç Berman’ın jüri seçimi için çıkardığı erteleme kararında sanık kısmında Zarrab’ın adı yok. Bu, mahkeme salonunda sanık olarak sadece Hakan Atilla mı olacak demek?
Evet. Bu, davanın sadece sanık Hakan Atilla aleyhine yürütüleceğinin çok iyi bir göstergesi.
- ABD’de artık “Zarrab davası” denilmiyor. Bu da önemli bir işaret sanırım.
Evet.
- Hapishane kayıtlarına göre Zarrab serbest. Yetkililer “federal gözetim altında” demekle yetiniyor. Gözaltı illa hapishanede mi olmak zorunda? Yoksa bir otel süitinde ajanlarla kalmak da gözaltı mı?
Son söylediğiniz gayet ihtimal dahilinde. İstisnai durumlarda, hükümetle önemli işbirliği içerisine giren sanıklar, federal gözetim altında serbest bırakıldı. Böyle durumlarda FBI kişinin sorumluluğunu devralıyor ve onu başka bir yere götürüyor.
- Bir başka senaryo da Zarrab’ın yeni bir yüz ve kimlikle serbest bırakılması...
Tanık Koruma Programı’nı duymuşsunuzdur. Risk altında olan ve hükümetle işbirliği yapan kişiler programa dahil edilebiliyor. Eğer sanık hapishanedeyse, nakil edilebilecekleri özel yerler var. Eğer serbest bırakılmışsa yerleri değiştiriliyor ve yeni bir kimlik veriliyor. Ama öyle estetik falan yapmaya pek gerek kalmıyor çünkü burası büyük bir ülke, birini saklamak çok kolay.
- Peki Zarrab bu profile uyuyor mu?
Anladığımız kadarıyla hapishaneden salınmış ve FBI gözetimi altında. Bu da şu demek: Henüz Tanık Koruma Programı’na alınmamış. Çünkü bu programı Kolluk Kuvveti Hizmeti (US Marshals Service) yürütüyor. Belki bu program kapsamına alınacaktır ama süreç çok uzun. Psikolojik testler yapılıyor, pek çok hazırlık var. Kolay bir iş değil.
- Zarrab koruma programına alınır mı? ABD için o kadar önemli biri mi?
Programa alınabilmeniz için önemli olmanıza gerek yok, tehlikede olmanız gerek. Programın çok fazla kuralı var ve pek çok kişi memnun değil. Mesela ailenizle iletişime geçemiyorsunuz, savcı bile nerede olduğunuzu bilmiyor.
Söyleşinin tamamı için tıklayın