Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen: AP kararı Türkiye'yi bağlamaz

Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen: AP kararı Türkiye'yi bağlamaz

Türkiye’nin uluslararası hukuk alanındaki en önemli isimlerinden biri olan ve 1998’den 2008’e kadar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçlığı yapan CHP İzmir milletvekili Rıza Türmen, Avrupa Parlamentosu’nun aldığı, 1915 Ermeni katliamının “soykırım” olduğuna yönelik kararının Türkiye için bir bağlayıcılığı ve yaptırımı olmadığını söyledi.

Eski AİHM yargıcı, CHP İzmir milletvekili Rıza Türmen, AP'nin soykırım kararını Cumhuriyet'e değerlendirdi:

AP’nin soykırım kararı Türkiye için bağlayıcı mıdır?

Bu parlamentonun aldığı bir karar. Bu kararın Türkiye bakımından da bağlayıcılığı yoktur, yaptırımı da yoktur. Başka parlamentolar bakımından da bağlayıcı nitelik taşımaz.

 

Siyasi sonucu olur

 

Kararın ne gibi sonuçları olur?

Bu karar bir deklarasyondur ve orada kalır. Bu kararın hukuki bakımdan niteliği. Ama unutmamak lazım ki bu Avrupa Parlamentosu’nun kararı. Yani kararın, Avrupa Birliği’yle müzakere eden Türkiye bakımından tabii ki birtakım siyasi sonuçları olacaktır. Mesela Avrupa Komisyonu izleme raporlarında bu konuya yer verecektir. Türkiye ile müzakerelerde bu konu gündeme getirilecektir. Hukuki ve ekonomik bir sonucu yok fakat siyasi bir sonuçları olabilir.

Bu karar emsal olur mu?

Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin parlamentoları da bu karardan etkilenebilir. Yani onlar da bu yolda bir karar almak isteyebilir de, istemeyebilir de. Yani başka ülkeler için emsal olmaz ama tabii o ülkeler bakımından teşvik edici bir nitelik taşır.

 

Mülkiyet davaları açılır

 

Türkiye’nin önüne tazminat ya da toprak talebiyle çıkılması ihtimali var mı? Tazminat konusunun bu kararla hiçbir ilgisi yoktur. Toprak talebi hiçbir şekilde ortaya atılamaz. Toprak talebi bir devletten bir devlete yapılabilen bir talep olabilir. Tazminat talebi biraz daha farklı. Tazminat talebi bireyler tarafından ileri sürülebilir. Yani nasıl ki şimdi benim bildiğim kadarıyla mesela Diyarbakır Havalimanı’na bir Ermeninin açtığı bir dava var, Diyarbakır mahkemesinde görülen. Mülkiyet davaları ortaya çıkabilir.

Almanya “Yahudi soykırımı”nın tazmini örneği nasıl yaşandı. Benzerlik görüyor musunuz?

AİHM’nin aldığı kararda deniyor ki “bu tartışmalıdır”. Böyle karşılıklı görüşler vardır. Bir mahkeme kararıyla sabitleşmiş bir şey değildir. Holokosttan yani Yahudi Soykırımı’ndan farklıdır bu karar. Yahudi Soykırımı Almanya tarafından kabul edilmiştir. Delilleri, kanıtları çok ortadadır. İnkâr edilemeyecek bir şeydir. Mahkeme kararı vardır. Almanya bunu kabul ediyor. Ve mağdurlar ortaya çıkınca Almanya kendi kabul ettiği bir karardan dolayı tazminat ödüyor.

İkincisi de tabii burada soykırım yanlış bir terim. Soykırımın gerçekleşmesi için bir özel kast olması lazım. Yani öldürmek ya da işte sürmek soykırım için yeterli değil. Aynı zamanda bir ırkı ortadan kaldırmak için özel bir kast aranıyor. Bu özel kastı ispat etmek son derece güç bir iştir. O bakımdan da yani bunu söylemek lazım. AB Parlamentosu böyle bir soykırım diyor. Bu hukuken, teknik açıdan yanlış bir şeydir.

Türkiye “Bir kulağımızdan girer, öbüründen çıkar” tavrını benimsedi. Sizce bu kararlar karşısında nasıl bir tavır belirlemeli?

 “Bir kulağımızdan girer bir kulağımızdan çıkar ” demek bir parça güç. Çünkü Türkiye dediğim gibi AB ile müzakere eden bir Avrupa ülkesidir. AB ile birtakım ilişkileri var. Yani ilişkiler AB Parlamentosu kararlarında bir ağırlığı olmasına yol açacaktır, elbette.