Eski AKP milletvekili ve Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, Meclis'e getirilen infaz düzenlemesini bugünkü köşesinde yorumladı. Ocaktan, "Yeni infaz yasası, insanların zihninde, 'Acaba yeni düzenlemeden sadece arkası güçlü olanlar mı yararlanacak?' sorularına yol açmaktadır" düşüncesini dile getirdi.
TIKLAYIN | Cezaevlerinden erken tahliye düzenlemesinde sona gelindi; işte tartışmalı maddeler
Ocaktan, "Bilindiği gibi Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Yargıtay’ın kararlarına ve içtihatlarına rağmen, düşünce ve basın suçlarından hüküm giyenler, hukukun arkasından dolaşılarak icat edilen gerekçelerle içeride tutulmaya devam ediyorlar. Öyle anlaşılıyor ki yeni düzenleme bu haliyle yasalaştığı taktirde Ahmet Altan, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş gibi isimlerin içeride tutulmalarıyla ilgili gerekçeleri evrensel hukuk normlarıyla izah etmek biraz daha olacak gibi görünüyor." ifadesini kullandı.
Ocaktan, "Maalesef bu tür negatif örnekler, gerek içeride gerekse dış dünyada Türkiye’nin hukuki görünürlüğüne zarar vermektedir. Mesela kimlerin içeriye gireceğinin ve ne kadar içeride kalacağının tayini konusundaki mevcut uygulamaların hukuki kriterler açısından izahında yaşanan sıkıntılar zihinlerde tereddütler oluşturmaktadır. İşte tam da bu yüzden yeni infaz yasası, insanların zihninde, 'Acaba yeni düzenlemeden sadece arkası güçlü olanlar mı yararlanacak?' sorularına yol açmaktadır" görüşünü savundu.
Ocaktan yazısında şunları kaydetti:
Evet korona salgınına karşı alınan tedbirler çerçevesinde, cezaevlerinde de koruyucu önlemlerin alınması insani bir zorunluluktur. Dolayısıyla infaz kurumlarındaki aşırı yoğunluk dikkate alındığında, bazı cezalarda hafifletici düzenlemelerin yapılmasını izah etmek mümkün. Ancak bu konudaki yasal düzenlemelerin temel şartı, eşitlik ilkesinin zedelenmemesidir. Düşünce ve basın suçlarında olduğu gibi bazı suçlar istisna kapsamına alınarak yapılacak bir düzenlemeyi Anayasanın eşitlik ilkesiyle de, hakkaniyet açısından da izah etmek mümkün olmayacaktır. Eğer böyle bir durumda insanlar “Acaba bizim de Trump gibi bir arkamız olsaydı, aftan yararlanır mıydık?” diye sorarlarsa hiç şaşırmayalım...
Yazının devamı için tıklayın