Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın eski danışmanı, eski AKP'li milletvekili Reha Çamuroğlu, erken seçime gidilmesi hâlinde, AKP'nin daha kötü sonuç elde edeceğini söyledi.
Reha Çamuroğlu, "Tayyip Bey sadece iktidara mahkum biri. Bugün Tayyip Bey’i herhangi bir ideolojiyle, siyasi bir akılla açıklayamayız. Bu 17-25 Aralık meselesi çok önemli. Bunun Tayyip Bey’e uzandığı çok net olarak gözüküyor" dedi.
Reha Çamuroğlu, "Bütün sorumluların Lahey’de yargılanma ihtimali Demokles’in kılıcı gibi başlarında sallanıyor" ifadelerini kullandı.
Sözcü'den Özlem Gürses'in sorularını cevaplayan Reha Çamuroğlu'nun (3 Ağustos 2015) açıklamaları şöyle:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ne yapmaya çalışıyor?
Tayyip Bey sadece iktidara mahkum biri. Bugün Tayyip Bey’i herhangi bir ideolojiyle, siyasi bir akılla açıklayamayız. Bu 17-25 Aralık meselesi çok önemli. Bunun Tayyip Bey’e uzandığı çok net olarak gözüküyor, bu bir. İkincisi; The Guardian’ın geçen günlerde yazdığı uluslararası mahkemeleri ilgilendiren savaş suçları konusu var. Bütün sorumluların Lahey’de yargılanma ihtimali Demokles’in kılıcı gibi başlarında sallanıyor. Ayrıca IŞİD’e verilen destek…
Stratejik Derinlik yaklaşımının bir parçasıymış o.
Anlattılar dostlar, Sayın Davutoğlu çok sinirleniyormuş insanlar “IŞİD’i destekliyorsunuz” dediğinde. Ben de Sayın Davutoğlu “Bunlar öfkeli Sünni gençler” dediğinde çok sinirlenmiştim! Her öfkelenen kafa kesecek, çocuk öldürecek, ırza geçecek, öyle mi?
Türkiye kim tarafından yönetiliyor, nasıl bir sistemle?
Tayyip Bey’in, ilk yıllarda söylediği söz vardı “Seçimle geldik, seçimle gideriz.” Ben 1.5 senedir AKP’nin seçimle gitmeyeceğini düşünüyorum. Bu arkadaşlar seçimle gidemeyecek kadar battılar diye düşünüyorum ben.
Ne olacak peki?
Ben onu bilemem, ben sade bir vatandaşım. Parlamento diye bir şey var mı? Bu bir. Daha 2007’de 2008’de kilit bürokratların tamamı Tayyip Bey tarafından atanıyordu. Bir milletvekilinin, bu bürokratlarla milletin herhangi bir işini çözmesi, takip etmesi için rica minnet olması gerekiyordu. Çünkü bu atanan bürokratların her biri milletvekillerinden güçlüydü. Parlamento durmadan erozyona uğradı.
Amaç devleti ele geçirmek mi?
Tayyip Bey’in “milli irade her şeyin üstündedir” sözü bir sözdür, aslında Tayyip Bey “hükümdarı Allah’ın seçtiğine” inanır. Millet her şeyin üstündedir lafı da köprüyü geçene kadar söylenmiş bir laftır. Dolayısı ile benim tahminim şu: MHP dışarıdan destek verecek, MHP’ye bunun karşılığında bürokraside kadrolar verilecek. MHP devlet bahçesinde rahat oynayacak, AKP de iktidarını sürdürecek. Kasımda erken seçime şüpheyle bakıyorum. Kasımda olacak bir erken seçimde Tayyip Bey’in AKP’sinin daha kötü bir sonuç alacağını düşünüyorum. Bu riske hiç girmez, bir yenilgi daha onun için son anlamına gelir. MHP desteği ile seçimi erteleyebilecekleri kadar erteleyecekler. Bir hamaset hükümeti kuracaklar. Bombalamalar devam edecek. Terör tırmanacak. Arkadaşlar her cephede kahramanca dövüşecekler. Türkiye mahvolacak!
Buradan yeni bir siyasi hareket çıkmayacak mı?
Benim kanaatim yıllarca sürecek bir karanlık döneme girebiliriz. Ekonomi ve siyaset parlak değil, eğitim dibe vurmuş durumda. MHP destekli bir AKP hükümeti oluşursa bundan sonra Tayyip Bey’in atacağı adım partinin başına dönmek olabilir. AKP’nin üzerine oturduğu tabandan yeni bir parti çıkar ve bu yeni parti CHP ile bir koalisyon yaparsa Türkiye işte o zaman normal yollarla demokrasi içinde bir çıkış yolu bulabilir.
Bu süre içinde Türkiye’deki siyasi belirsizlik nereye varır?
Olağanüstü şeyler olabilir. Dediler ki “HDP’yi kapatalım.” Gerekçe ne? Terörle irtibat. Aynı gerekçe AKP için yok mu? Birileri de AKP’nin kapatılması için başvuru yapamaz mı? Parti kapatmadan HDP’den sonra en çok etkilenecek olan kendileri olur!
AKP’ye Tayyip Erdoğan’ın bizzat davetiyle mi gitmiştiniz?
27 Nisan e-bildirisinden hemen sonraydı, Salih Kapusuz aradı, “Başbakan hızla sizinle görüşmek istiyor” dedi. Beraber resmi konuta gittik. Tayyip Bey, “Demokrasinin önünü açmak istiyoruz, bize destek vermenizi istiyoruz. Sizin Alevi kesimin pek çok sorunu var, bunların çözülmesi için elimizden geleni yapacağız, birlikte çalışacağız” dedi. Peki dedim. Böyle girdim AKP’ye.
Daha önce teklif gelmiş miydi?
Evet. Tayyip Bey, Meral Akşener aracılığı ile 2001’de kurucu olmaya davet etmişti, kabul etmemiştim.
Nerde film koptu? Partinin içinde bir grup mu partiyi ve ülkeyi felakete götürüyor, yoksa Tayyip Bey mi? Ne oldu?
Biz “Dışarıdan gelenlerin” Tayyip Bey’e eleştiri olanağı yoktu. Çevremizde hep bir koza örüldü. Biz de o kozanın içinde hareket ettik. Tayyip Bey’i partide 2007’de iki kişi eleştirebilirdi sadece: Abdullah Gül ve Bülent Arınç… Bunun dışında Tayyip Bey’i yüzüne karşı eleştirme cesareti gösterecek bir Allah’ın kulunu görmedim.
Ne yapıyor ki? Hakaret mi ediyor, dövüyor mu, insanlar niye bu kadar korkuyor kendisinden?
Aramızda sert tartışmalar geçti fakat bunları yaşamadım ben. Ama böyle durumlar olduğu parti içinde konuşulurdu.
Alevi açılımı, Kürt açılımı… Hep göstermelik miydi bunlar?
Benim onları gördüğüm tarzda onlar beni görmüyorlar.
Alevilere bakış yani.
Evet. 2007’de Başbakan Danışmanı, şimdi milletvekili olan bir kişi yanıma geldi ve dedi ki: “Abi bu kadar çırpınma, enjoy it!” Yani, “keyfine bak” diyor. “Ne demek istedin?” dedim, “Her sorunu, herkes çözemez ki” dedi.
Meğerse Kürt meselesinde de çözüm değil “enjoy it” durumu mu varmış! Öyle mi?
Elbette. Ve ben bunu başından beri söyledim. Alevi açılımında da 1.5 ay içinde durumun ne olduğunu anladım. O danışmana Alevi iftarları sırasında asansörde rastladım “Bu Alevi işi iyi oldu, gündemi değiştirdik” dedi.
Alevi açılımı bitti. Çözüm süreci bitti mi?
Davutoğlu diyor ki, “gün milli birlik günüdür.” Kardeşim o zaman niye Alevilere küfrettiniz. Niye Kürtlere küfrettiniz? Niye bizim çocuklarımızı kör ettiniz, sakat ettiniz, öldürdünüz? Niçin hâlâ bu ikiyüzlülüğü milletin anlamayacağını düşünüyorsunuz? Siz niçin bir çöpçülük işine bile bir Alevi almıyorsunuz belediyelerinizde? Öyle bir suiistimal ediyorsunuz ki herkesi! Bir tane Alevi oyu bile gitmemiştir AKP’ye bu seçimlerde. Bir tane bile!
Sizin gibi pek çok kişi farklı görüşlerden katıldı AKP’ye…
AKP bir koalisyon, ama bugün bileşenleri eskisinden çok azalmış bir koalisyon. 2007’de liberaller, solcular da vardı, merkez sağ da vardı. Şu anda “milliyetçi dindarlar” ile “dinci dindarlar” arasında bir koalisyon. Kürtçü dindarlar bu seçimde gittiler AKP’den ve onların artık geri dönüşü de yok.
Bir iddianız da şu “kapatılma sürecinde AKP’nin kapatılması için çalışan insanlar vardı partinin içinde.”
Vardı çünkü Tayyip Bey’den kurtulmak istiyorlardı. Kendileri başbakan olmak için, kendileri güç kazanmak için…
Bugün nerede o insanlar?
Partide.