'Eski AKP’li vekilin İran'a sattığı borun parasını Zarrab getiriyordu' iddiası!

'Eski AKP’li vekilin İran'a sattığı borun parasını Zarrab getiriyordu' iddiası!

17 Aralık operasyonu sonrası İstanbul’da Tevhid Selam Örgütü/Kudüs Ordusu soruşturması dosyasından Eti Maden İşletmeleri’ne ilişkin ilginç telefon konuşmaları çıktı. İstanbul’da “paralel yapı”ya üye olduğu iddia edilen polislere yönelik operasyonunun ana dayanaklarından biri olan ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca kapatıldığı açıklanan Selam Tevhid dosyasına takılan telefon görüşmelerine göre, soruşturmanın şüphelilerinden eski AKP Ankara Milletvekili Faruk Koca’nın Eti Maden ile yakın ilişkisi olduğu belirtiliyor. Telefon kayıtlarındaki iddiaya göre, Faruk Koca Başbakan’ın adını kullanarak İran’a bor satıyor, satılan borun parasını da Reza Zarrab getiriyor.

 

Başbakan'ın adını kulanıp mal alıyor

 

Cumhuriyet gazetesinden Alican Uludağ’ın haberine göre, dosyada Faruk Koca’ya ilişkin olduğu öne sürülen, 17 Aralık operasyonunun kilit ismi Reza Zarrab ve İran’a bor satışı konusunda konuşmalar yer aldı. Selam Tevhid örgütü şüphelisi olan ve 28 Şubat döneminde Sincan’daki Kudüs Gecesi’nin organizatörü olduğu savlanan Hüseyin Avni Yazıcıoğlu, dosyanın diğer şüphelileri ile konuşurken, Faruk Koca’nın İran’a yaptığı “bor ihracatını” şöyle anlatıyor: “...Al işte en önemlisi Halis konuştuğunda ben ona evet diyor, kötü gidiyor, şöyle oldu böyle oldu diyor. Fakat kardeşim oradan gelecek makam adına yapmadığı şey yok. Yapmadığı şey de olmaz diye düşünüyorum. Üstat makam para kazanıyor. Tayyip’in adına ‘başbakan söyledi’ diyor Eti Bor’a. Eti Bor madenleri var. İran’a bor madeni satıyor Faruk. Oradaki Eti Bor ona mal vermek istemiyor. O Başbakan’ın adını kullanarak oradan mal alıyor, bor madeni satıyor İran’a.”

Selam Tevhid/Kudüs Ordusu Örgütü’nün Türkiye yapılanmasını kurduğu öne sürülen ve Umut Davası’nda ceza alan Hakkı Selçuk Şanlı, dosyada yer alan 20 Haziran 2013 tarihli konuşmasında Eti Maden’e olan borcun ödenmesi için İran’a satılan borun parasının nasıl gönderileceğinden bahsediyor.

Şanlı, görüştüğü Mustafa Yunus Polat’a, “Oradan resmi olaraktan Eti Maden’e olan borcumuzu ödettiriyoruz. Biz şimdi gidip şeyden paramızı geri alacağız İran’dan alacağız paramızı. İran’dan almayacağız da İran da buraya Sarraf’la (Reza Zarrab) yollayacak ve paramız bu yolla swift geldiği anda şeyden git işlemlerini bitir, paramızı aldık anlamında işlemlerini bitir neydi onun adı” diyor.

Polat, “Bank Mellat” derken, Şanlı, “Bank Mellat’ta yalnız Bank Mellat’a git, gittiğin anda savaşacaksın. Niye ben konuştum şeylerle ‘tek kuruş para vermeyin’ diyorlar yani bizi iki aydan beri uğrattıkları zararın haddi hesabı yok. Haddi hesabı yok haberin olsun” ifadesini kullanıyor. Faruk Koca, bir görüşmesinde “Ha tamam önemli değil ya bu benim enişte var. Bu İran’a mal götürüyorlar da. Bu tren ile ilgili bir sıkıntı varmış¸ bor götürüyorlar da, size uğramak, sıkıntıları aşmak için” diyor.

 

‘Müfettişi işten atalım’

 

Cumhuriyet, Eti Maden’de müfettiş Musa Duran’ın kurumun ihale ettiği 3 işte yapılan yolsuzlukları raporlaştırmasını ve bunun sumen altı edilmesini 27 Eylül 2013’te manşetten duyurmuştu. Selam Tevhid dosyasına göre Faruk Koca, haberin çıktığı gün 27 Eylül 2013’te saat 09:07’de Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ait bir telefon ile görüşme yapıyor.

Eti Maden’in üst düzey yöneticisi olduğu tahmin edilen görüşmede Faruk Koca, karşısındakine “Ankara’da mısın” diye soruyor. Dosyaya “X Erkek” olarak giren Eti Maden yöneticisi, “Ankara’dayım da. Cumhuriyet gazetesi bizi manşet yapmış” bilgisini veriyor. Koca, “Ne diye” diye sorunca, “Burada yolsuzluklar yanlış ihale... Şimdi Bakan beye (Enerji Bakanı Taner Yıldız’a) bilgi hazırlıyoruz. Yazan müfettiş de kendini ifşa etmiş. Onu da işten atacağız, muhtemelen iyi oldu gerçi” yanıtını veriyor. Bunun üzerine Koca, “Tamam. Sen yoğunsun” diyerek pazartesi görüşeceklerini söylüyor.

Cumhuriyet’in bu haberinin çıkmasının ardından Eti Maden İşletmeleri yönetimi, müfettiş Duran hakkında hemen disiplin soruşturması başlatmıştı. Duran’ın aleyhinde daha önce 3 disiplin soruşturması daha vardı. 4. soruşturma sonucunda Duran’ın başmüfettişlik yetkileri alınarak tenzili rütbe ile başuzman yapıldı. Bu durum 20 Kasım 2013’de “Sen misin yolsuzluğu gören” başlığıyla Cumhuriyet’te haber olmuştu. Musa Duran, bunun üzerine hukuk mücadelesi başlatmıştı. İdare mahkemesi, Duran’ın unvanının iade edilmesine hükmetmişti.