Eski Avrupa Konseyi Daimi Temsilcisi Türmen, Rusya'nın potansiyel üyeliğinin Konsey'i ikiye böldüğü günleri anlattı: Sonunda istemeyenler haklı çıktı

Eski Avrupa Konseyi Daimi Temsilcisi Türmen, Rusya'nın potansiyel üyeliğinin Konsey'i ikiye böldüğü günleri anlattı: Sonunda istemeyenler haklı çıktı

Rusya'nın Avrupa Konseyi'ne üye olmasının tartışıldığı 90'ların ikinci yarısında  Türkiye’nin Avrupa Konseyi nezdindeki (1996-97) Daimi Temsilcisi Büyükelçi ve T24 yazarı Rıza Türmen, Moskova'nın potansiyel üyeliğinin Konsey'i iki böldüğü günleri anlattı.

Hürriyet yazarı Sedat Ergin'e konuşan Türmen, o dönem bir grubun eski Doğu Bloğu ülkeleriyle yapıldığı gibi Rusya'nın da Konsey'e alınıp demokrasiye geçiş sürecinin desteklenmesi gerektiğini savunduğunu, ikinci grupta olanların ise Rusya’nın üye olarak kabulünün Konsey için tehlike yaratacağı görüşünde olduğunu aktardı.

Rusya, sonunda 28 Şubat 1996'da Avrupa Konseyi'nin 39. üyesi oldu. Moskova, “Bakanlar Komitesi’nin 16 Mart 2022 tarihinde aldığı karar çerçevesinde üyelikten çıkarıldı.

Türmen, "Rusya'yı istemeyenler haklı çıktı" değerlendirmesinde bulundu.

Ergin'in köşesinin ilgili bölümü şöyle: 

O dönemde Türkiye’nin Avrupa Konseyi nezdindeki (1996-97) Daimi Temsilcisi Büyükelçi Rıza Türmen’di. Kendisiyle dün yaptığımız sohbette Türmen, o günlerde Rusya’nın üyeliği konusunda Konsey içinde büyük bir tartışmanın yaşandığını, iki zıt görüşün karşı karşıya geldiğini şöyle anlatıyor:

Birinci grupta diğer Doğu Bloku ülkelerine yapılan uygulamanın Rusya’ya da tekrarlanması gerektiğini savunanlar vardı. Bu görüşte olanlar, üye yapıldığı takdirde bunun Rusya’nın insan haklarına, hukuka saygılı bir doğrultuya girmesine yardımcı olacağını, böylelikle Rusya’nın olumlu yönde dönüştürülebileceğini savunuyorlardı. Bu grubun başını o tarihte Konsey’in Genel Sekreteri olan İsveçli Daniel Tarschys çekiyordu.”

Türmen’e göre ikinci grupta olanlar ise Rusya’nın üye olarak kabulünün Konsey için tehlike yaratacağı görüşündeydiler: “Bu görüşü savunanlara göre Rusya o kadar büyük, ayrıca demokrasi, insan hakları ve hukuk kültüründen o kadar uzak bir ülkeydi ki, Konsey’e alındığı takdirde kendisinin değişmesi bir yana, muhtemelen Konsey’i olumsuz yönde dönüştürüp Avrupa Konseyi olmaktan çıkartırdı. Bu görüşün en hararetli savunucusu Avusturyalı Genel Sekreter Yardımcısı hukukçu Peter Leuprecht’ti. Çok kuvvetli bir şekilde ‘Rusya’nın hazmı güç olur. Avrupa Konseyi’nin sonunu getirir’ şeklinde uyarıyordu.”

Sonunda Genel Sekreter’in başını çektiği kanat kazandı. Türmen’e göre, burada önem taşıyan bir nokta, özellikle Parlamenter Asamble’de çoğunluğun Rusya’nın üyeliğe alınması yönünde ağırlığını koymasıydı. Leuprecht de bu karara tepki olarak görevinden istifa etti.

(...)

Aslında Peter Leuprecht’in ne kadar haklı olduğu kısa zamanda ortaya çıktı. Rusya’da gerçek anlamda bir hukuk devletinin geçerli olmadığı anlaşıldı, geçen süre içinde bu yönde hiçbir düzelme olmadı. Mahkemenin iş yükü de çok arttı. Rusya, AİHM içinde yapılmak istenen reformları da engellemeye çalıştı. Bir bu kadar düşündürücü nokta, Rusya’nın AİHM kararlarını uygulamak konusunda kayıtsız bir tutum izlemesi olduBakanlar Komitesi’nde kararların uygulanması talepleri karşısında umursamaz bir tutum alıyorlardı.