Gazeteci-yazar Ahmet Altan ile kardeşi Prof. Mehmet Altan'ın gözaltına alındığı soruşturmada, 'FETÖ' soruşturması kapsamında tutuklanan eski Balyoz savcısı Hüseyin Kaplan "tanık" sıfatıyla ifade verdi.
'FETÖ/ PDY silahlı terör örgütüne üye olma' suçlamasıyla 21 Ağustos'ta tutuklanan Balyoz savcısı Hüseyin Kaplan, dün tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı'na getirildi. Tanık sıfatıyla ifadesi alınan Hüseyin Kaplan, daha sonra tekrar Silivri Cezaevi'ne götürüldü.
'Firari' olarak aranan Hüseyin Kaplan, teslim olmadan önce A Haber'e cemaatin yargıda yapılandığı yolunda bazı itiraflarda bulunmuştu. Açıklamalarında, hükümet ile cemaat arasındaki kırılmanın muhtemelen 2011’de başladığını düşündüğünü belirten Kaplan, "HSYK atamaları yapıldığından itibaren cemaatin tasfiye sürecinin başlatıldığı duyumlarını alıyorduk. AK Parti tabanı değil ama üst yönetimle gizli soğuk bir savaş vardı zaten" demişti. MİT krizinin yaşandığı dönemde Balyoz davasıyla ilgili Silivri'de yargılama yaptıklarını anımsatan Kaplan, şunları söylemişti:
"Sadrettin'in (Hakan Fidan'ı ifadeye çağıran cumhuriyet savcısı Sadrettin Sarıkaya) telefonla davet ettiğini duydum. O gün için Beşiktaş'taydım. Zannedersem Sadrettin'in odasına uğradım. 'Önemli birileri' dedi. Telefonla ifadeye çağırmış. Zannedersem Hakan Fidan'ı. Bu tür bir soruşturma duyulmaz zaten. Hakan Fidan'ı telefonla herhalde 3 kişi daha mı vardı beraberinde... Onların hepsini telefonla çağırmış, polise yazmadığını söylemişti. Tabii aradıktan sonra bana söylemişti. En kritik kişi tabii Hakan Fidan. Cemaatle mücadele altyapısını Hakan Fidan'ın hazırladı söyleniyordu. Hakan Fidan gelseydi, bunu engellemek için muhtemel adliyedeki hava, tutuklanırdı. Çünkü bunun yapmak istediği şeylere bir engel koymak lazım. Bahanesi de Diyarbakır'da bir yerde anlaşma belgesi de bahane olarak bulunmuş. Muhtemel tutuklanırdı, sonrasında belki Başbakana kadar uzanabilirdi."
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Can Tuncay'ın talimatı üzerine, Altan kardeşler, darbe girişimi soruşturması kapsamında 10 Eylül'de gözaltına alınmıştı. Savcılığın gözaltı yazısında, Youtube üzerinden yayın yapan "Özgür düşünce" isimli TV programına darbeden bir gün önce konuk olarak katılan Ahmet Altan ile programı sunan Nazlı Ilıcak ve Mehmet Altan'ın bu programda, darbe çağrışımıyla subliminal mesaj içeren söylemlerde bulundukları iddia edilmişti. Bu söylemler kapsamında hükümeti ve Cumhurbaşkanı'nı tehdit ettikleri iddia edilen yazıda, Altan kardeşlerin darbenin gerçekleşeceğini beyan ettikleri öne sürülmüştü. Darbe girişiminin, "terör örgütüyle fikir ve eylem birlikteliği içinde olmadan bir gün öncesinden bilmelerinin mümkün olmayacağı" savunulan yazıda, bu nedenle Altan kardeşlerin, "darbe girişiminde bulunan bir kısım terör örgütü mensubu askerlerle iştirak halinde atılı suçu işledikleri" iddialarına yer verilmişti.
Söz konusu programın sunuculuğunu üstlenen Nazlı Ilıcak'ın da bu soruşturmada 'şüpheli' sıfatıyla ifadesi alınacak. Nazlı Ilıcak, 30 Temmuz'da "Silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla tutuklanmıştı.