Eski BBP'li Kültür Bakanı Topçu: Ankara'ya çağırdılar, emrin gereğini yerine getirdik

Eski BBP'li Kültür Bakanı Topçu: Ankara'ya çağırdılar, emrin gereğini yerine getirdik

MHP'li Tuğrul Türkeş'in ardından, milliyetçi kanadın ikinci ismi olarak seçim hükümetine Kültür ve Turizm Bakanı olarak giren eski BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, "Devletimiz, dün dedelerimizi Çanakkale’ye emretmişti, dedelerimiz koştu, bugün de bizi Ankara’ya çağırdılar, biz de o emrin gereğini yerine getirdik" dedi.

Akit Gazetesi Ankara Temsilcisi Serdar Arseven ve Muhabir Mehmet Özmen'in sorularını yanıtlayan Yalçın Topçu, Türkiye’nin Gezi olaylarından bu yana, "Üst Akıl" tezgahlarıyla karşı karşıya kaldığını iddia ederek, “7 Haziran’dan sonra yakaladıkları siyasi istikrarı öldürebilme üzerine bir plan yaptılar. Bizler de üst aklın oyununu bozduk” ifadelerini kullandı.

Yeni Akit gazetesinde yayımlanan haber şu şekilde:

"Türkiye’nin Gezi olaylarından bu yana, Üst Akıl’ın tezgahlarıyla karşı karşıya kaldığını vurgulayan Bakan Topçu şöyle devam etti: 'Bunlar, bir hesap yaptı: Beslediğimiz büyüttüğümüz, siyasallaştırdığımız terör örgütü vasıtası ile Türklerin medeniyet coğrafyasına ameliyat yaparken, Anadolu insanının kendi ruhuna dönüp bakmasını engelleyelim… Terör örgütüne bunların hemen sınırında bir ‘koridor devlet’ kurduralım, bunları enerji hattı olmaktan da çıkartalım, zaten Sevr’i de açık tutuyoruz, İkinci bir Sevr’i, Sykes Picot anlaşmamızın gereği yerine getirelim… İşte 7 Haziran evveli ortaya konulan proje, 7 Haziran’dan sonra yaraladıkları siyasi istikrarı öldürebilme üzerine, yok edebilme üzerine, parmakla yönetecekleri hükümetler oluşturma üzerine bir plan yaptılar.  Tabanlarının yüzde 99’u neredeyse birbirine uyacak partilerin hükümet olması, ‘Tayyip Erdoğan’a sevmiyorum’ anlayışı üzerinde kilitlendirilerek, Türkiye hükümetsiz bırakarak, siyaseti destabilize etmek, siyaset kurumunun güvenilmez olduğu anlayışını vererek, bir plan ve program uygulamak istediler. Bu hükümet, Anayasal zorunluluk gereği kurulan bir hükümettir, bir AK Parti hükümeti değildir, ben bu hükümette bağımsız bakanım. Bu hükümet, meşruiyeti asla tartışılmayacak oranda milletten yetki almış irade, devletin yönetim erki olan siyaset eliyle bizi göreve çağırdı. Devletimiz, dün dedelerimizi Çanakkale’ye emretmişti, dedelerimiz koştu, bugün de bizi Ankara’ya çağırdılar, biz de o emrin gereğini yerine getirdik. Devleti ve milleti bu atmosferde, hükümetsiz bırakmamak için ‘baş üstüne’ dedik.

 

'Milletimizin Türk, Kürt, Türkmen ayrılığı gibi sosyolojik hakikati yoktur'

 

Bakan Topçu, Türkiye’de meydana getirmek istenen Türk-Kürt çatışması hakkında da şunları söyledi: “Türk milleti, Kürdü ile, Türkmeni ile bin yıldır bir ve beraber yaşamış büyük bir medeniyetin ilahi  kader tecellisidir. Bizim meselemiz Kürt, Türkmen meselesi değildir. Kürd’ün de Türkmen’in de, ümmetin her bir kavminin belası ve düşmanı bölücü terör örgütü PKK ve diğerleri… DAEŞ, DHKP-C, petrole bulanarak üstümüze atılan paçavralardır. Milletimizin Türk, Kürt, Türkmen ayrılığı gibi sosyolojik hakikati yoktur. 5 milyon hane birbirine kan yoluyla karışmıştır. Milletimiz, yüce bir medeniyetin ‘İnnemel mü’minune ihvetun’ – Müminler ancak kardeştir- emri ilahisiyle o maya ile yoğrulmuştur. Bu tamamen küresel güçlerin ‘İslamsızlaştırma, insansızlaştırma’ projesidir. Medeniyet coğrafyamız üst akıl tarafından dizayn edilmek istenmektedir. Menfaatlerine göre tekrardan harita belirlemek için uygulanmak istenen ciddi bir projedir. Bu projenin hayata geçmesi için de İslam’a mihmandarlık yapmış, Müslümanlar’a  Malazgirt’i, Kudüs’ü, Çanakkale’yi, Anafartalar’ı, Sakarya’yı yaşatmış bir milletten intikam alma, tekrar medeniyet coğrafyasıyla buluşmasını tekrar ayağa kalkmasını engelleme projesidir. Meselelerimize derin bir perspektiften bakmalıyız. Devlet adamlığı bunu gerektirir. Devlet adamlarımız bu meselenin aslını; büyük milletimizin derin vicdanında, derin aklında, derin sinesinde daha rahat görebilir. Anadolu insanının ferasetinde bu vardır.” 

 

'Bahçeli'nin 30 Ağustos resepsiyonuna katılmaması, MHP tabanında üzüntü yarattı'

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 30 Ağustos Zafer Bayramı merasimlerine katılmamasını da değerlendiren Topçu, “30 Ağustos büyük Türk Milleti için ifadesi şudur; Devlet ebeddir, millet esastır. vatan kutsaldır. 30 Ağustos bu iman ve şuurunun neticesinde kazanılmış bir zaferdir” dedi ve ekledi:

“Anadolu insanının tamamı bu ideal uğrunda; doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisi, Arap’ı, Kürt’ü, Türkmen’i bu ideal uğrunda canını, kanını vermiştir. Böyle bir günde şerefli bir mazisi, destansı bir hikayesi olan Milliyetçi Ülkücü hareketin siyasi adresi olduğunu iddia eden bir yapının ilgililerinin bu törende olmamasının millet ve oraya oy veren taban tarafından tasvip edilmediğini, derin üzüntüye vesile olduğunu biliyorum.”

Bakan Topçu, Külliye’deki 30 Ağustos Resepsiyonu’nda şehitlerin ruhları için Kur’an-ı Kerim okunmasını değerlendirirken de şunları söyledi: 'Cumhurbaşkanlığı makamı milletimizin makamıdır.  Buralar milletin yerleridir. 30 Ağustos’ta, din ve devlet, gelenek ve millet, tarih ve millet buluşturulmuştur. Millet olarak teşekkür ediyoruz Sayın Cumhurbaşkanımıza.'"