Eski Beyaz Saray yetkilisi: Mahkemenin papaz Brunson kararı tokat gibi geldi

Eski Beyaz Saray yetkilisi: Mahkemenin papaz Brunson kararı tokat gibi geldi

Eski Beyaz Saray ve Dışişleri yetkilisi Brookings Enstitüsü'nün Türkiye uzmanı Amanda Sloat, Türkiye'de "askeri ve siyasi casusluk" ve "terör örgütü adına suç işlemek" ile suçlanan ABD'li papaz Andrew Brunson'ın geçen çarşamba görülen duruşmada tutukluluğuna karar verilmesine ilişkin olarak  "Mahkemenin kararı tokat gibi geldi. Bu nedenle bence Kongre'deki tasarılardan bazılarının geçmesi için baskı artacaktır. Kongre'nin perspektifinden, senatörlerin Erdoğan'la görüşmesi sorunu çözmek için son çabaydı" dedi.

Habertürk'ten Nalan Koçak'a konuşan Sloat'ın söyleşisi şöyle: 

Türkiye'de artık yeni bir siyasi sistem var. Yeni dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinden ne beklemeliyiz?

Geçmişte pek çok konuda Türk tarafının hayal kırıklıkları ve beklentileri oldu. Özellikle de Gülen, YPG gibi konularda. Amerikan yönetimi bence bu endişelerden bir kısmını gidermek için gerçekten çaba gösterdi. Münbiç'teki yol haritası bunlardan biri. Ama aynı zamanda Amerikan tarafında da hayal kırıklıkları ve beklentiler var. S400, Pastör Andrew Craig Brunson'ın tutukluluğu gibi... Son mahkeme kararı (editör notu: 18 Temmuz'da Brunson'ın tutukluğunun devamına karar verilmesi) özellikle Se nato'da hayal kırıklığını derinleştirdi. Bu meselelerin gelecekte nasıl gelişeceğini hep birlikte göreceğiz çünkü Amerikan tarafından meseleye bakacak olursak bu sorunlar ilişkileri olumsuz etkilemeye devam edecek.

Bu sorunların içinde sizce hangisi en büyüğü?

Sanırım iki tanesi çok önemli Brunson ve S400. En azından Kongre'nin perspektifinden böyle. Brunson'ın terör suçlaması nedeniyle hapiste tutulması Kongre açısından çok büyük mesele. Başkan Trump konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüştü, Başkan Yardımcısı Pence ve bazı senatörler meseleyi gündeme getirdi. S400'e gelince... Kongre'de Türkiye'nin yüzünü Rusya'ya dönüp dönmediği ya da Türkiye'yi artık güvenilir bir savunma partneri olarak görüp göremeyeceğimiz konusunda hararetli tartışamalar yapılıyor. Bence bu iki meselenin kombinasyonu Kongre'deki tasarıların ortaya çıkmasına neden oluyor. Yönetim Türkiye'yle ilişkilerdeki sorunları biliyor ama stratejik öneminin ve hükümetle iletişimi sürdürmeleri gerektiğinin de farkında. 

Brunson neden bu kadar önemli? Yönetim içindeki Evanjelikler bastırdığı için mi?

Evet. Hristiyan bir Pastör olması, normalde Türkiye'nin iç meselelerine pek de ilgi göstermeyen Amerikan kamuoyunun ilgisini çekti. Trump'ın konuyla ilgili tweetine bakacak olursanız Brunson'ın Hristiyan olduğunu vurguluyor. Evanjelik gruplar da konu nedeniyle hayli hareketli. Ayrıca “Türkiye'de 30 yıldır barışçıl bir şekilde yaşayan bir Amerikan vatandaşı adil olmayan suçlamalarla tutuklandı” fikri de hakim. Erdoğan'ın “ver imamı al papazı” sözleri de Washington'da “bir rehine politikası mı yürütülüyor?” sorusunu akıllara getirdi.

Brunson meselesi, Amerikalılar için, ilişkileri rayına oturtmak için en önemli koşul diyebilir miyiz?

Bence Kongre'nin perspektifinden kesinlikle böyle. Biliyorsunuz Senatörler Lindsey Graham ve Jeanne Shaheen Erdoğan'la görüştüler. Hem S400 hem Brunson meselesini konuştular, çok açık şekilde endişelerini dile getirdiler. Görüşmenin ardından “Erdoğan senatörlerin endişelerini daha önce anlamadığı kadar anladı” yorumları yapıldı. Fakat mahkeme kararı yüzümüze atılan bir tokat gibi geldi. Bu nedenle bence Kongre'deki tasarılardan bazılarının geçmesi için baskı artacaktır. Kongre'nin perspektifinden, senatörlerin Erdoğan'la görüşmesi sorunu çözmek için son çabaydı.

NATO zirvesindeydiniz. İttifak içerisinde Türkiye'nin S400'leri alması nasıl yankılanıyor?

Çavuşoğlu'nun zirvedeki konuşmasını da dinledim. NATO'nun Türkiye'nin güvenliğine yeterince katkı yapmamasından ötürü duyulan hayal kırıklığının altını sık sık çizdi. NATO'yla “Güvenlik endişelerinizi anlıyoruz ve uygun sistemleri size satmaya hazırız” diyor. Türkiye elbette bir süredir bu konuda teknoloji transferi ve iyi bir fiyat istiyordu.

Türkiye ve ABD Patriot'larla ilgili görüşme başlattı. Ankara S400'lerden vazgeçer mi?

ABD uzun süredir Patriot'ları Ankara'ya satmak istiyor...

Ama Ankara tam aksini söylüyor...

Patriotlar konusunda bir teklif verilmişti, Türkiye o noktada Çin sistemini almak için görüşmeler yaptı. Daha sonra çekildi. Sanırım ABD Patriot'ları Türkiye'ye satmaktan çok memnun olur.

Ya Türkiye hem Patriot hem S400 alırsa?

Bu çok iyi bir soru. Kongre'nin elindeki güçlerden biri Türkiye'ye silah satışını onaylamak ya da durdurmak. Böyle bir şey olursa ne olur, cevaplanması gereken sorulardan biri.

Son olarak Trump-Putin zirvesine dair bir soru da sormak istiyorum. Zirve sonrası ABD'de hayli tepki vardı, bazıları Trump'ı vatana ihanetle bile suçladı. Süreç Trump'ın görevden alınmasına doğru mu gidiyor?

Buna dair bir delil göremiyorum, en azından bu aşamada. Ama altını çizmeliyim ki Cumhuriyetçiler ve pek çok Kongre üyesi Trump'ın tavırlarına karşı çıktı. Daha önce öyle bir tepki görmemiştik.

Evet Fox News bile Trump'ı savunamadı...

Evet. Washington'da büyük bir endişe var. Amerikan Başkanı'nın kendi istihbarat ekibi yerine Rus liderin yanında durma fikri nedeniyle... İstihbarat kurumu başkanları, Kongre liderleri, hepsi Trump'ın söylediklerine karşı çıktı. Kasım'da başkanlık dönemini yarılayacak. Bu süreçte Cumhuriyetçileri bekleyen zor bir seçim var: Etik olanın mı yanında duracaklar yoksa yeniden seçilmek için Başkan'a destek mi verecekler? Göreceğiz.