Eski Borsa İstanbul Genel Müdürü Tuncay Dinç, "Borsa yönetimi iki gün seyirci kaldı. O iki günde daha düşük fiyattan hisse alanlar bugün ellerindeki hisseleri çıkararak kâr imkanına kavuştular. O panikle hisseler aşağı düşmüş, düşük değerlerden toplayanlar bugün ciddi şekilde kâr etmiş durumda" ifadelerini kullandı. Dinç, "Borsa İstanbul yönetimi, yetkisini, borsada bu kadar büyük bir vurgun olmasını engelleyecek şekilde kullanabilirdi" dedi.
6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Borsa İstanbul'un ilk etapta kapatılmaması uzun süre tartışmalara neden olmuştu. Borsa İstanbul (BIST 100) endeksi, geçen hafta üç günde yüzde 16'dan fazla düşmesinin ardından çarşamba günü kapatılmıştı. Geçen hafta yapılan tüm işlemlerin iptal edilmesi yönündeki taleplere rağmen yalnızca çarşamba günkü işlemler iptal edilmişti.
BIST 100 endeksi, bir haftalık aranın ardından dün açılmış ve yaklaşık yüzde 10'luk artışla günü 4950 puan seviyesinden tamamlamıştı. Borsada yaşananları Independent Türkçe'ye değerlendiren Tuncay Dinç, Borsa İstanbul yönetiminin borsayı kapatma yetkisi olduğunu söyleyen Dinç, "Yetkisini, borsada bu kadar büyük bir vurgun olmasını engelleyecek şekilde kullanabilirdi" dedi.
BIST yönetiminin borsayı açık tutarak da fiyat istikrarını koruyabileceğine değinen Dinç, "Bir tarafta VIOP'u kapatıp diğer tarafta pay piyasasında da fiyatların sınırlı bant içerisinde hareket etmesini sağlayarak da bu korumayı sağlamış olabilirdi" diye konuştu.
Dinç, "Borsa yönetimi iki gün seyirci kaldı. O iki günde daha düşük fiyattan hisse alanlar bugün ellerindeki hisseleri çıkararak kâr imkanına kavuştular. Borsa böyle ani ve erişimin kısıtlı olduğu dönemlerde ani kâr hareketlerine olanak sağlayacak bir yapıda olmamalı. Bu imkanı sağlamaması lazımdı. Maalesef o iki gün boyunca bu imkan sağlanmış oldu. O panikle hisseler aşağı düşmüş, düşük değerlerden toplayanlar bugün ciddi şekilde kâr etmiş durumda" değerlendirmesinde bulundu.
6-7 şubattaki işlemlerin iptal edilmemesiyle ilgili görüşünü de aktaran Dinç, şöyle konuştu:
"T+2 itibarıyla borsada takas gerçekleşir. Yani pazartesi günü yapılan işlemlerin takası çarşamba günü gerçekleşir. Çarşamba bir karar alınarak takaslar engellenebilirdi. Ve pazartesi, salı günleri de iptal edilebilirdi. Ama zannediyorum o anda 'Bu kadar iptal yaptıktan sonra iki gün neden açık tuttunuz' sorusuyla karşı karşıya kalacaklarını düşündükleri için de iptal etmeyi göze alamadılar."
BIST yönetiminin 3 gün boyunca beklediğini hatırlatan Dinç, "Herhangi bir önlem almadan üç gün boyunca beklediler. Üçüncü gün kapatma yoluna gidildi. Çarşamba günü işlemleri iptal edildi. Bu da 'yanlışın neresinden dönersek kârdır' mantığıyla yapıldı. Ancak son günü iptal edip pazartesi ve salı günkü işlemleri iptal etmemek de zaten kendi içerisinde bir çelişkidir" diye konuştu.
Borsa İstanbul'da işlemlerin 20 Şubat'a kadar ertelenmesi de talepler arasındaydı, ancak bu istek karşılık görmedi.
"Borsalar halk açısından döviz büfesi gibi" benzetmesinde bulunan Dinç, şunları kaydetti:
"Halkımız borsadan hisse alır, paraya ihtiyacı olduğunda bozdurur ve harcamasını yapar. Borsayı uzun süre kapalı tutmanız insanların elindeki varlıkları da kullanamaması demektir. O yüzden borsaların kapatılmasına karşıyım ama açık tuttuğunuzda da bunu güçlendirici tedbirlerle yapmanız, büyük vurgunlara izin vermemeniz gerekir. En başından bu tarzı benimsemiş olsalardı bu kadar yaygara kopmaz, bu kadar çok insan muzdarip olmazdı. Bizler de bugün hâlâ bunu tartışmazdık."