Eski 'cemaat imamı' Özdemir, "AKP’deki FETÖ’cüler kimler" sorusuna "İsim veremem” yanıtı verdi

Eski 'cemaat imamı' Özdemir, "AKP’deki FETÖ’cüler kimler" sorusuna "İsim veremem” yanıtı verdi

FETÖ Çatı Davası’nda tanık olarak dinlenen ve bir dönem cemaatin “emniyet imamı” olduğu öne sürülen Kemalettin Özdemir, cemaatin emniyet imamı olduğu iddiasını kabul etmezken, “Ben onların da üstüydüm, onlara rehberlik yaptım” dedi. Halen Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nde görev yaptığını söyleyen Özdemir, 2012 ve 2013 yıllarında Adil Öksüz’ün Hava Kuvvetleri imamı olduğunu MİT’e ve Sabah gazetesine bildirdiğini söyledi, ancak bu bilgiye rağmen Öksüz’ün yakalanmamasında kasıt olduğunu kaydetti. Bir avukatın “AKP’deki FETÖ’cüler kimlerdir?” sorusuna ise Özdemir, “ Yok efendim, isim veremem” dedi.

Cumhuriyet'in haberine göre, Ankara 4.Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davada önceki gün yaklaşık 12 saat “tanıklık” yapan Kemalettin Özdemir, babasının Said-i Nursi’nin öğrencilerinden olduğunu ve Fetullah Gülen’i 1961 yılında beri tanıdığını söyledi. 1975 yılında Erzurum’da yüksek lisans yaptıktan sonra Ankara’ya döndüğünü anlatan Özdemir, “Ankara’da Naci Tosun beni buldu. Esnaf ve öğrencilerle dini sohbetler yapmamı teklif etti. Bende İslami yönden bildiklerimi sohbetlerde anlatmaya başladım. Benim dersime öğrenciler, esnaf, polis okulu öğrencileri ve amirleri de katıldı” diye konuştu.

"Rehberlik yaptım"

Daha önceki tanıkların ifadeleri doğrultusunda mahkeme başkanının kendisine “Cemaatin emniyet imamlığını yaptınız mı?” sorusuna net bir cevap vermeyen Özdemir, “Benim Ankara’da yaptığım sohbetlere polisler de katıldığı için emniyet imamı dediler. Ben rehberlik dışında bir sorumluluk almadım. Ben bunların hepsinin abisi konumundaydım” karşılığını verdi. Ancak ifadesinin sonunda mahkeme başkanının ısrarla net bir cevap istemesi üzerine Özdemir, emniyet imamı olmadığını bu görevi başkalarının yaptığını söyleyerek, “Ben onların da üstüydüm, onlara rehberlik yaptım” dedi.

"Gülen ‘FBI sizi soruyor’ dedi"

Gülen’le en son 2003 yılında görüştüğünü ve kendisinin anlamadığı tuhaf olaylar yaşadığını belirten Özdemir bu görüşmeyi şöyle anlattı: “Beni telefonla aradı. ‘FBI sizi soruyor’ dedi. Ben de bu durumdan rahatsız olup Ankara’da ABD büyükelçisini aradım randevu talebinde bulundum. Oraya gittiğimde büyükelçi bana, ‘Ben de sizi merak ediyordum. Biz Gülen’e çok güveniyoruz. O’nun için tehlikeli olacak kişileri araştırdığımızda sizin isminize ulaştık’ dedi. Ona zarar verebileceğimi düşünmüşler. Olayı sormak için ABD’ye gittim. New York Havalimanı’na indiğimizde uçakta bir anons yapıldı ve çıkışta bütün yolcuların pasaportlarına bakılacağı söylendi. Ancak benim dışımda kimsenin pasaportuna bakılmadı. Beni alıp ayaklarıma demir bağlayıp nezarete attılar. 24 saat kaldım. Sonra beni Türkiye’ye geri gönderdiler. Ancak iptal edilen vizem bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürlüğü’nün, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün referans olmasına rağmen geri verilmedi. Bunu Fetullah Gülen yaptırdı.”

Özdemir savunmasında 15 Temmuz darbesi öncesinde emniyetteki FETÖ yapılanması konusunda yaptığı çalışmaları anlatıp, bunları devletin “en üst katına” ve MİT Müsteşarına anlattığını, böylece gerekli tedbirlerin alındığını anlattı. Müşteki avukatlarından Hakan Tunçkol, “2012 ve 2013 yıllarında Adil Öksüz’ün Hava Kuvvetleri imamı olduğunu yetkili yerlere söylediniz mi?” diye sordu. “Hem Sabah Gazetesi’ne, hem yetkililere bildirdim. Bunu söylememeliyim, MİT’te resmi de...” diyen Özdemir, Öksüz’ün yakalanmasında kasıt değil ihmal gördüğünü savundu. Avukat Tunçkol’un, AKP’deki FETÖ’cülerin kimler olduğuna ilişkin sorusu üzerine Özdemir, “İsim veremem. Yok efendim, isim veremem” demekle yetindi.

Özdemir’in çelişkili ifadeleri Savcı İsmail Şafak’ın tepkisini çekerek, “Öyle bir anlatıyorsun ki, bağın yok, yerin, konumun belli değil. Oysa önceki ifadelerinde Baş Yüceler Meclisi’ne iştirak ettiğini söylemişsin. Sen bu kadar bilgiye sahipsin, ama anlattıklarınla en azından benim aklımla alay ettin. Dışarıya kaçanları ortaya koydun, buradakileri suçsuz ilân ettin” dedi.