Eski Deniz Feneri savcıları: Örgüt suçlamasına takipsizlik verilmeseydi, zaman aşımı olmazdı

Eski Deniz Feneri savcıları: Örgüt suçlamasına takipsizlik verilmeseydi, zaman aşımı olmazdı

Deniz Feneri soruşturmasını yürütürken 2011’de dosyadan el çektirilen Ankara Cumhuriyet Savcısı Nadi Türkaslan, Deniz Feneri davasında verilen beraat kararına ilişkin, “Yaptığı görev nedeniyle hâkime, savcıya hesap sorulan bir dönemde herhalde daha farklı bir karar beklenemezdi. Bu karar soruşturmadan niye alındığımı göstermektedir” dedi. Cumhuriyet'ten Alican Uludağ’a konuşan Türkaslan, bunun soruşturma aşamasında örgüt ve dolandırıcılık suçlarına takipsizlik verilmesinin sonucu olduğunu kaydetti. Aynı dosyadan alınan Ankara Cumhuriyet Savcısı Abdulvahap Yaren de, karara ilişkin “Tiranlıkla yönetilen ülkelerde her zaman yargı mensupları verdikleri kararlar konusunda kendi gelecekleri ile ilgili endişe taşırlar. Adalet dağıtanların asla korkuya yenik düşmemeleri gerekir” diye konuştu.

 

Örgüt çıkınca

 

Ankara Cumhuriyet Savcısı Türkaslan, suçlarını Almanya’da kabul edip pazarlığa girenlerin Türkiye’deki yargılamada aynı suçlarını inkâr etmelerinin Almanya’da yargıya müdahale edilmeyeceğini gösterdiğini kaydetti. Zahid Akman ve Zekeriya Karaman gibi bazı sanıklara yönelik suçlamaların zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine değinen Türkaslan, bunun soruşturma aşamasında örgüt ve dolandırıcılık suçlarına takipsizlik verilmesinin sonucu olduğunu kaydetti. Türkaslan, “Soruşturmada örgüt çıkarılınca nitelikli dolandırıcılık görmezden gelinince zamanaşımı gibi tuhaf bir sonuç ortaya çıktı. Örgütten de dava açılsaydı sanıkların hiçbirisi için zamanaşımı söz konusu olmazdı” dedi.

 

Korkmamalılar

 

Ankara Cumhuriyet Savcısı Abdulvahap Yaren, kararı “Hâkimlerin tutuklandığı, sipariş kararların verildiği ve 2006’dan beri süregelen yargıdaki kokuşmuşluklardan sonra beklenen bir sonuçtu” sözleriyle değerlendirdi. Yaren, “Umarım karar yüksek yargıya taşınır, daha adil ve daha doğru bir kararla sonuçlanır.”

Hâkim ve savcıların kararlarını korkmadan vermeleri gerektiğine işaret eden Yaren, şöyle konuştu:

“Tiranlıkla yönetilen ülkelerde her zaman yargı mensupları verdikleri kararlar konusunda kendi gelecekleri ile ilgili endişe taşırlar. Umarım son gelişmeler endişe üzerine kurulu değildir. Adalet dağıtanların asla korkuya yenik düşmemeleri gerekir.”