Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin: Afgan kadınlar cesaretleriyle dünyaya seslerini duyuracaktır, Taliban'ı şiddete direnen kadınlar durdurabilir

Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin: Afgan kadınlar cesaretleriyle dünyaya seslerini duyuracaktır, Taliban'ı şiddete direnen kadınlar durdurabilir

Eski Dışişleri Bakanı olan, NATO'nun Afganistan'daki Yüksek Kıdemli Sivil Temsilcisi olarak da Kabil'de 3 yıl görev yapan Hikmet Çetin, “Afganistan'da sonunda kadınların haklarını almayı başaracağına inanıyorum. Afgan kadınlar cesaretleriyle dünyaya seslerini duyuracaktır. Taliban'ı şiddete direnen kadınlar durdurabilir” dedi.

ABD’nin Rusya'yı Afganistan'dan kovmak için o ülkenin bir terör merkezi haline gelmesine sebep olduğunu belirten Çetin, “Afganistan bir anlamda soğuk savaşın bedelini ödedi” dedi.

Çetin, “ABD Başkanı Biden “Yenilmemiz asla mümkün değil, burası ikinci bir Vietnam olmayacak” derken 300 bine yakın kişilik ordu 75 binlik Taliban'a yenildi. Bu nasıl oldu?” sorusuna şöyle yanıt verdi:

“Biden yanıldı, ordunun oluşumunda yanlış yöntem kullandı. Afganistan karışık etnik yapılı bir ülke ve bunlar maaşlı asker. Ordunun arasında Taliban da var, maaş alıyor ve bir süre sonra silahıyla gidip Taliban'a katılıyor. Mecburi askerlik olsaydı, bir ulus bilinci gelişip vatanı korumanın önemi öğrenilebilirdi. Bu çok önemli. ABD büyük ölçüde çekilince, askerlerin maaşları ödenmemeye başladı, Amerika gidince iyice moralleri bozuldu. Kendi yönetimlerine de güvenleri yok, savaşmadılar. Askerimiz meşruiyet sorunu yaşayacak.”

Türkiye’nin Afganistan’daki durumuna ilişkin, “Büyükelçilik kapatılmamalıdır, benim orada olduğum dönemde de kapatılmadı. Ağustos sonunda ABD ve NATO resmen çekilmiş olacak. Türk askeri şu anda NATO adına orada bulunuyor. Ağustos ayının sonundan itibaren Türk askerinin orada bulunması konusunda meşruiyet sorunu çıkar” görüşünü ifade eden Çetin, “Artık Taliban yönetimde olduğuna göre askerimiz havaalanında bulunmak mecburiyetinde değil, sadece sivil bir yönetim havaalanı işletmesi konusunda teknik bilgi verebilir” diye konuştu.

İyi Parti kurucu üyeliği ve genel idare kurulu üyeliğinden istifa eden gazeteci Ruhat Mengi'nin Sözcü'de yer alan köşesinde sorularını yanıtlayan Çetin'in açıklamaları şöyle:

■ Sayın Çetin, Afganistan'da kaldığınız süre içinde Taliban yönetimi olmasa da halkın Taliban'dan hep korkusu olduğunu gözlemlediniz mi?

Taliban korkusu özellikle kadınlarda hep vardı. Kadın milletvekilleri, örgütleri, barıştan söz edildiğinde hep bedelinin kendilerine ödetilmesi korkusu içindeydiler. Zamanla sivil yönetim önemli yanlışlar yaptı, yolsuzluklar, rüşvetler hep gündemdeydi. ABD ve NATO üyesi olan-olmayan 40'a yakın ülke oraya katkıda bulunmasına rağmen, Afganların günlük yaşamları ekonomik açıdan değişmedi. İşsizlik, yoksulluk çok yaygındı. Köylerin suyu, elektriği yoktu. ABD, askeri alanda harcadığı trilyonları Afgan halkını kalkındırmak, eğitmek için kullansaydı, fabrikalar açsa, tarımı geliştirseydi, halk kazanımlarını savunur ve Taliban başarılı olamazdı. NATO ve müttefikler güvenliği sağlayamadı, zamanla camilere, yollara intihar saldırıları olmaya başladı. Taliban'la Amerikan askerleri karşı karşıya gelmiyor, Taliban yollara mayınlar döşeyip roketler atıp Pakistan'a geçiyordu. ABD 20 yıl içinde 2500 kadar asker kaybetmesine rağmen bu konuda başarılı olamadı. İnsanlarda giderek umutsuzluk başladı. Kadınlar çok eziyet çektikleri için fazlasıyla korku içindeydiler.

"Taliban'ı şiddete direnen kadınlar durdurabilir"

■ Artık bu eziyetlerden sabırları tükenmiş görünüyor. Son haberlere göre bir grup Afgan kadını ellerinde pankartlarla yürüdüler ve haklarının geri alınmamasını istediler…

Zaten Afganistan'da sonunda kadınların haklarını almayı başaracağına inanıyorum. Afgan kadınlar cesaretleriyle dünyaya seslerini duyuracaktır. Taliban'ı şiddete direnen kadınlar durdurabilir.

"Afganistan bir anlamda soğuk savaşın bedelini ödedi"

■ Amerika, Rusya'yı Afganistan'dan kovmak için o ülkenin bir terör merkezi haline gelmesine mi sebep oldu?

Evet. Afganistan bir anlamda soğuk savaşın bedelini ödedi. ABD Vietnam mağlubiyetinin rövanşını Sovyetler Birliği'nden Afganistan üzerinden almak istedi. Amerika'nın desteğiyle Sovyetler Birliği'ne karşı cihad başlatıldı. Sovyetler Birliği çekildikten sonra dünya Afganistan'ı yalnız bıraktı. Sonra bu cihadcılar ve Taliban adım adım büyüyüp ilerlediler. Usame Bin Ladin o dönemde ortaya çıktı. Afgan yönetimi de gerekli güvenliği ve birliği sağlayamadı.

"Biden yanıldı, ordunun oluşumunda yanlış yöntem kullandı"

■ ABD Başkanı Biden “Yenilmemiz asla mümkün değil, burası ikinci bir Vietnam olmayacak” derken 300 bine yakın kişilik ordu 75 binlik Taliban'a yenildi. Bu nasıl oldu?

Biden yanıldı, ordunun oluşumunda yanlış yöntem kullandı. Afganistan karışık etnik yapılı bir ülke ve bunlar maaşlı asker. Ordunun arasında Taliban da var, maaş alıyor ve bir süre sonra silahıyla gidip Taliban'a katılıyor. Mecburi askerlik olsaydı, bir ulus bilinci gelişip vatanı korumanın önemi öğrenilebilirdi. Bu çok önemli. ABD büyük ölçüde çekilince, askerlerin maaşları ödenmemeye başladı, Amerika gidince iyice moralleri bozuldu. Kendi yönetimlerine de güvenleri yok, savaşmadılar. Askerimiz meşruiyet sorunu yaşayacak.

■ Türk askerinin Kabil Havaalanı dahil Afganistan'dan çekilmesi her gün gündemde. Muhalefet partileri karşı çıkıyor ama Devlet Bahçeli “Askerimiz çekilmeyecek, Büyükelçilik açık kalacak, diplomatlarımız da kalacak” diyor. Şu anda hâlâ Suriye'de, Irak'ta askerlerimizi şehit veriyoruz. Türk askeri Afganistan'da da kalmalı mıdır?

Büyükelçilik kapatılmamalıdır, benim orada olduğum dönemde de kapatılmadı. Ağustos sonunda ABD ve NATO resmen çekilmiş olacak. Türk askeri şu anda NATO adına orada bulunuyor. Ağustos ayının sonundan itibaren Türk askerinin orada bulunması konusunda meşruiyet sorunu çıkar. Artık Taliban yönetimde olduğuna göre askerimiz havaalanında bulunmak mecburiyetinde değil, sadece sivil bir yönetim havaalanı işletmesi konusunda teknik bilgi verebilir.

"Erdoğan'ın Taliban'la görüşmesi doğru değil"

■ Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Taliban'la görüşmesinin yanlış olduğunu söylediniz. Bunun nedenini açıklar mısınız?

Taliban'la görüşülmesine karşı değilim, zaten aylardır konuşuluyor. Ama Cumhurbaşkanı düzeyinde görüşmenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Birincisi devleti tek başına temsil ettiği için, ikincisi bir çok ülke Taliban'ı terör örgütü olarak kabul ediyor. Onların PKK ile görüşmesine tepki gösterirken, diğer tarafta Cumhurbaşkanı'nın Taliban'la görüşmesini doğru bulmuyorum.

"Suriye'de de Şam yönetimiyle ilişkiler devam etseydi Türkiye bu kadar göç almazdı"

■ Afganlar “Taliban'ı tanımayın” diye yalvarırken, AB Taliban'la diyalogdan yana. Sizce ne yapılması gerekiyor?

Taliban'ın birinci döneminde sadece 3 ülke onu tanımıştı. Şimdi daha başka ülkelerin de tanımasını istiyor çünkü dış ekonomik desteğe ihtiyacı var. Rusya ve Çin tanır ama diğer ülkeleri bilmiyoruz. Her ülke kendi çıkarına bakıyor, Taliban'ı tanırlarsa terörün kendilerine gelmeyeceğini düşünürler. Şu anda Afganistan'a yapılması gereken yardım Taliban dışında kalan sivil yönetimlerle, eski liderlerle irtibat kurarak, onlardan bir cumhurbaşkanı bulup “Sadece Taliban'dan oluşmayan” karma bir hükümet kurulmasını sağlamaktır. Bu bir anlamda Taliban'a fren olabilir, göçü de önleyebilir. Kaynağında çözüm en doğrusudur. Suriye'de de Şam yönetimiyle ilişkiler devam etseydi Türkiye bu kadar göç almazdı.

"Zaman içerisinde El Kaide ve IŞİD Taliban ile yan yana gelecektir"

■ Başkent Kabil'e girdikten sonra ılımlı mesajlar vermelerine rağmen kadınları katletmeye başladılar. 4 çocuk annesi bir yoksul kadını da kendilerine yemek vermediği için öldürmüşler. Türk hükümeti ılımlı mesajlardan memnun göründü, siz kısa sürede Taliban'ın eskiye döneceğine inanıyor muydunuz?

Taliban ideolojisinin değişmeyeceğini tahmin ediyordum. Daha tehlikelisi El Kaide, İŞİD gibi örgütlerin Afganistan'a gitmesi. Hala oradalar, Taliban'la ilişkiyi kesmediler. Afganistan-Pakistan sınırında Peşaver'deler. Orada medreseler var ve buraya dünyanın her tarafından radikal İslamcılar gelir. O medreselerde kimya, matematik değil cihad öğretiliyor. Fas'tan Endonezya'ya kadar dünyanın her yerinden gidiyorlar. Zaman içinde Taliban'la yan yana geleceklerdir. Afganistan bütün teröristlerin barındığı ülke olursa Türkiye'ye, Orta Asya Cumhuriyetleri'ne ve bütün dünyaya etkisi büyük olur.  Ben oradayken genç kadınlarda intiharların arttığını gördük ve anlamaya çalıştık. Ortaya çıktı ki bunun nedeni küçük yaşta evlilikler ve 4. veya 5. eş olarak evlendirilmeleri. 12-13 yaşındaki kızları dördüncü, beşinci eş olarak yaşı büyük erkeklerle evlendiriyorlardı ki bu durum halen mevcut. Vahabi ve Selefi karışımı bir ideolojinin en katısını uyguluyorlar. Bu tür bir uygulama Suudi Arabistan'da bile yok. İŞİD kafa kesiyordu, sorsanız onlara göre İslam kendi yaptıklarıdır. O nedenle bu dinci örgütler Türkiye'yi Müslüman kabul etmiyorlar.

■ Afganistan'da bulunduğunuz süre içinde “İyi ki Türkiye'de yaşıyorum” diye düşündünüz mü?

Düşündüm tabii ve Atatürk'e minnet duydum; iyi ki Türkiye'nin Atatürk'ü var, onun ilkelerine bağlı insanları var. Dünyanın hiçbir İslam ülkesinden böyle bir lider çıkmadı. Yaptığı reform ve devrimlerle inanılmaz bir başarı kazandı. Oradayken Afgan halkına acıyordum ve onlara sevgi duyuyordum.