Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'na bilgi verdi. Özkök, uzun yıllar tartışılan 2004 yılında imzalanan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlarını hatırlatarak, "FETÖ'ye karşı hükümeti 2004 yılında MGK kararıyla uyardık ancak pek fazla bir şey yapılmadığını gördük" dedi.
Kamuoyunda "Gülen cemaatini bitirme kararı" olarak yorumlanan MGK kararlarına dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan, dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök imza atmıştı.
"Harp okulundayken namaz kıldığını ve inançlı bir insan olduğunu hiçbir zaman saklamadığını" söyleyen Özkök, "Her terhis olan devrem mevlid okuturdu kışlada, şerbet dağıtırdı. Ama bu kullanıldı. Biz görevde iken dini konuların tamamen ayrı tutulmasını isterdik. Ben de inançlı bir insan olduğumu hiçbir zaman saklamadım; onun için de başıma çok sıkıntılar geldi. Ama bir defa makamımda namaz kılmamışımdır, kimse de görmemiştir. O ayrı, o ayrı" ifadesini kullandı.
"Nurcuların 1980’li yıllarda yaygınlaştığını" anlatan Özkök, "zaman içinde TSK’nın hedefe alındığını gördüklerini" söyledi. "İstihbaratın yeterli olmadığını" öne süren Özkök, "Tabii bunun kaynağına inmek gerekti. Bizim kendi istihbaratımız olmadığı için dışarıdan bekledik" dedi. Orgeneral olduktan sonra bu konuları YAŞ’lara götürdüklerini, hükümete anlattıklarını ifade eden Özkök, örgütten Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) döneminde emin olduğunu şöyle anlattı:
“2000 yılında Kara Kuvvetleri Komutanı oldum. Komutanlığım zamanında ilk defa Fethullah örgütünün ne amaçladığını, ne şekilde bu işlere hız verdiğini görmeye başladık. O meşhur konuşması vardı. ‘Günü gelince çıkacağız’ diye. Emin olduk bu örgüt örgütleniyor ve iyi işler peşinde değil. Genelkurmay Başkanı olduktan sonra daha ciddiyetle eğildim.”
Hilmi Özkök, dönemin Genelkurmay Başkanı iken 2004 yılında toplanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında kuvvet komutanlarıyla birlikte "'FETÖ'ye karşı hükümeti kesin bir dille uyardıklarını" kaydederek, şunları söyledi:
"2004 Milli Güvenlik Kurulu'nda silahlı kuvvetler olarak dedik ki 'Bu örgüt çok büyük bir imkan kabiliyetine kavuştu. İmkan kabiliyeti yıllar içinde oluşur ama niyet bir gecede değişir. Aynen böyle söyledik. Dedik ki icra planı yapılsın bu iş takip edilsin o zaman kadar tehlikeli bir örgüt olarak görülmüyor tabi iyi niyetli görülüyor. Ama biz MGK'da bunu açıkça söyledik. Hükümeti kesin olarak bilgilendirdik ve durum iyi değil dedik. Orada bir karar alındı. Ona icra planı denildi. Hükümete tavsiye ediyor MGK bunu. Hükümetin unsurları da orada olmakla beraber. Ne yapılıyor diye izledik, açıkça söyleyim pek fazla bir şey yapıldığını görmedik. Biz gene her toplantıda irticadan ve bu örgütlerin tehlikesine dikkat çeken konuşmaları MGK'da kuvvet komutanları da var biliyorsunuz her zaman dile getirdik. Duyduklarımızı her zaman elimizden geldiği kadar yaptık. Ama kaynağı nüfuz etmemiz mümkün olmadı. Hep bildiğimiz şeyi böylece hepimiz birlkte teklif ettik. Bir fikir birliği yapılmış olarak gidiliyor MGK'ya. Sonrasında bizim elimizde olan bir şey değil. Sonra 2006 yılında emekli oldum."