Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı: Uludere'de hata karargâhın!

Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı: Uludere'de hata karargâhın!

Eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin, Şırnak'ın Roboski ilçesinde çoğu çocuk 34 kişinin savaş uçaklarınca bombalanarak öldürülmesine ilişkin olarak, "Bu operasyonlar öncesinde mutlaka Amerikalılardan istihbarat bilgisi gelir. Uludere olayında Türkiye’yi zor duruma düşürmek amacı olduğunu düşünüyorum ama bizimkilerin, askerin Amerikalılardan aldığı bu istihbaratı iyi değerlendirmesi gerekirdi. Hata karargâhındır" dedi. Pekin, "Birçok kez ateşe İlker Paşa engel olmuştur; '2 terörist öldüreceğiz diye 4 köylü öldürürüz, zor durumda kalırız' diye" ifadelerini kullandı.

Eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin“İnternet Andıcı’’ davasından tutuklanıp 2 yıl cezevinde kaldıktan sonra Doğu Perinçek’in Vatan Partisi’nde Genel Başkan Yardımcısı olan İsmail Hakkı Pekin, "Genelkurmay istihbarat dinleme yapar mı?" sorusuna "Öyle bir yetkimiz yok. Ama şunu yaptık. 13-14 üssümüz var. Bütün yabancı ülkeleri dinliyoruz, havaalanları da dahil. Sınırı dinliyoruz" cevabını verdi.

"MİT'in Türkiye’de muhalifleri susturmakla ilgilendiğini belirten Pekin, "Geçmişte de böyleydi zaten" diye de ekledi.

Hava Kuvvetleri, Genelkurmay Başkanı’nın izni olmadan uçak kaldırılamayacağını söyleyen Pekin, "MİT ve Jandarma’dan bazen de Amerikalılardan istihbarat bilgileri gelir" dedi. İstihbarat'ın başında olduğu dönemde yaşadığı bir olayı örnek veren Pekin, "Amerikalılardan 'Cemil Bayık şu köyde komutanlarıyla toplantı yapacak' istihbaratı geldi. Vurduğunuz zaman köylüler de ölecekti. Genelkurmay Başkanı’na çıktım, 'Git Başbakan ile görüş' dedi. Harekât Daire Başkanı ile Başbakan Tayyip Erdoğan’a gittim ve kritik durumu anlattım" diye konuştu.

Uludere soruşturmasıyla ilgili dönemin 2. Ordu Komutanlığı İstihbarat Başkanı Aygün Eker de askeri savcılık ifadesinde İHA’ların (insansız hava araçları) geçtiği görüntülerdeki kişilerin “kaçakçı olduğu” yönündeki değerlendirmelerini üstleriyle paylaşarak uyardığı yolundaki beyanlarını doğrulayan resmi kayıtlar ortaya çıkmıştı.

Habertürk'ten Balçiçek İlter'in sorularını yanıtlayan (3 Mart 2015) İsmail Hakkı Pekin'in açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

-Uludere hakkında ne düşünüyorsunuz?

ABD’nin predatorlarının kullanılması kararı alındıktan sonra ODC’de “Combine Intelligence Fusion Center’’ birimi kuruldu. Oradan bilgi gelir. Sistem şöyle işler; Görüntüler fark edilince benim önüme yani İstihbarat’a gelir. Harekât Başkanı ile 2. Başkan’a giderim. Görüntüler 5’er dakikalık; çünkü ODC ile Genelkurmay arasında tam bir bağlantı yoktur; güvenmeyiz birbirimize, bilgi çalınmasın diye entegrasyon yoktur. Sonra Genelkurmay Başkanı’na gidilir. İlginci “Gördükleriniz terörist mi?” diye imzamız alınır.

-Hava Kuvvetleri, Genelkurmay Başkanı’nın izni olmadan uçak kaldırabilir mi?

Mümkün değil. Uludere konusuna gelince herhalde kaçakçıların arasında birileri olduğuna dair istihbarat almışlardır, başka türlü izahı yok.

-Bu istihbarat kimden gelir?

MİT ve Jandarma’dan. Bazen Amerikalılardan da gelir bu bilgiler.

-Siz böyle bir şey yaşadınız mı?

Evet. Amerikalılardan “Cemil Bayık şu köyde komutanlarıyla toplantı yapacak” istihbaratı geldi. Vurduğunuz zaman köylüler de ölecekti. Genelkurmay Başkanı’na çıktım, “Git Başbakan ile görüş’’ dedi. Harekât Daire Başkanı ile Başbakan Erdoğan’a gittim ve kritik durumu anlattım.

-Ne dedi?

“Mutlaka haberim olsun bir şey yapmaya karar verirseniz. Benden habersiz yapmayın’’ dedi. “Merak etmeyin’’ dedim ve ayrıldım. Çünkü içinde bir hedef olmalı ki, ikinci derece zayiat köylüler olsa bile, bir şeyi vurduk diyebilelim.

-Ağzım açık dinliyorum, ne yaptınız peki?

İnsansız hava aracı dolaştırdık ve sonuçta oraya ateş etmedik.

-Kararını Başbakan mı verdi?

Evet o verdi.

-Peki Uludere konusunda siyasi erk etkili oldu mu?

Bence hayır; çünkü normalde siyasetçilere sorulmaz bu işler, benim anlattığım özel bir örnek.

-Ceylan Önkol örneği var ama...

Dikkatsizlik ve umursamazlıktan... Eğer iyi analiz ederseniz her şeyi daha net görürsünüz. Uludere olayında Türkiye’yi zor duruma düşürmek amacı olduğunu düşünüyorum ama bizimkilerin, askerin Amerikalılardan aldığı bu istihbaratı iyi değerlendirmesi gerekirdi. Hata karargâhındır! Birçok kez ateşe İlker Paşa engel olmuştur “2 terörist öldüreceğiz diye 4 köylü öldürürüz, zor durumda kalırız’’ diye.

-Başka ülkelerden istihbarat gelir mi?

Evet. Mesela İran’dan alırız. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, İran kaynaklı birçok istihbarat ve hedefler getirdi, İran, Irak ve Türkiye arasında dağlık bir bölge için. Biz o hedefleri çok iyi incelerdik.

-O hedefler vuruldu mu?

Birçoğunu vurmadık. Bizim dönemimizde bir tek sivil vurulmadı.

-Siz eski MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile bire bir çalıştınız mı?

Evet. Ama açılım sürecinde TSK’ya hiçbir şey sormadılar onu söyleyebilirim. Hakan Fidan’ın bize her gelişinde detayları kendisine sorardım, bütün bilgileri alırdım. Zeki ve çok çalışkan. İnsanlarda büyük güven uyandıran, kendisini yetiştirmiş birisi. Cumhurbaşkanı’na karşı çok büyük sadakati var. O MİT’i yapılandırma hevesiyle geldi. Sanırım başarılı olamadı; çünkü MİT, teröristlerden ve yabancı aktörlerden çok muhaliflerle ilgileniyordu. Onu fark etti diye düşünüyorum. Dönemin Başbakan’ının özel elçisi gibi görev yapmak zorunda kaldı. İsrail’e, Amerika’ya, Barzani’ye...

-Bilgiler derken?

Öcalan ne verdiyse, ne söylediyse, yazdıysa onları. Genelkurmay Başkanı’nın bile haberi yoktu.

-Onun haberi niye yok ve siz niye alıyorsunuz o zaman?

Çünkü istihbarat başkanıyım ve ne olduğunu bilmek durumundayım.

-Öcalan konusunda ne söyleyebilirsiniz o zaman? Her şey kamuoyuna yansıdığı gibi mi?

Önceden bilgilendiriliyor, yönlendiriliyor, sonra açıklama yaptırılıyor, ancak o kadarını söyleyebilirim.

-‘’MİT muhaliflerle ilgilenir’’ dediniz...

Türkiye’de muhalifleri susturmakla ilgilenir. Geçmişte de böyleydi zaten.

-Genelkurmay istihbarat dinleme yapar mı?

Öyle bir yetkimiz yok. Ama şunu yaptık. 13-14 üssümüz var. Bütün yabancı ülkeleri dinliyoruz, havaalanları da dahil. Sınırı dinliyoruz.

-Almanya bizi dinliyormuş. Biz diğer ülkelerin nelerini dinliyoruz?

Bütün irtibatlarını diyelim. Herkes birbirini dinler zaten. Normal bunlar.

-Siz başkalarını dinliyorsunuz ama sizi de içeriden dinlemişler.

Türkiye’de “arındırılmış oda’’ falan yok, her yer dinlenebilir. ABD’de var sadece. En kolayı cep telefonlarını dinlemek. Ben telefona güvenmem, çözülür. Çok basit. Cep telefonuyla hiç konuşmadım. Hep yüz yüze konuşurum, telefonları odadan çıkarttırırım.

Söyleşinin tamamı için tıklayın.