Eski hakem Selçuk Dereli, '2005-06 sezonu Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Artmedia Bratislava- Celtic maçı öncesi Türk bahis mafyası tarafından Bratislava'nın maçı farklı kazanmasına yardımcı olmalarının istendiğini söyledi. Medipol Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ'ın Türk futbolunu perde arkasından yönettiğini de sözlerine ekledi.
Sözcü gazetesinden Mustafa Kanaya'nın, eski FIFA kokartlı hakem Selçuk Dereli'yle yaptığı söyleşinden satır başları şu şekilde...
Sezon sonu yaklaştı ve hakemler artık farklı gözlerle ilgileniyor. Hakemler neden bu kadar tartışılıyor?
MHK hakemleri belirlerken ve onlara eğitim verirken yanlış tercihlerde bulunuyor. En basiti VAR sistemine bakın. Hakem, VAR'da tekrar izlemesine rağmen doğru kararı veremiyor. Ya eğitim eksikliği, ya art niyet, ya da hakemin gözünde problem var…
Art niyet şıkkını düşünmek istemiyorum. Sağlık raporu mecburiyeti nedeniyle gözde de sorun yoktur. Geriye bir tek eğitim kalıyor. VAR'a rağmen bu kadar skandal karar varsa hakemlerimiz doğru eğitilmiyor demektir.
Profesyonel hakemlik amacına ulaştı mı?
Kesinlikle doğru bir hamleydi. Ancak böylesine bir algı ortamında hakemlerin başarılı olmasını beklemek hayalcilik olur. Sistem yanlış kurulunca profesyonel hakemlik konusu kafalarda soru işaretleri bırakıyor. Bazı hakemlerimizin gelirlerini kaybetmemek veya onları buralara getiren kişilere şirin görünmek için ödün verdiğini görmek maalesef içimizi acıtıyor.
Hakemliğiniz döneminde VAR olsun ister miydiniz?
İsterdim elbette. Bazen maç izlerken kaçırdığınız, iyi göremediğiniz pozisyonlar olabiliyor. Keşke bir daha görsem dediğim çok pozisyon olmuştu. Mesela; Yozgat-Galatasaray maçında Sergen Yalçın'ı atmam gerekiyormuş.Pozisyonu göremedim, dördüncü hakeme danıştım, sarı kart verdim. Fenerbahçe-Beşiktaş kupa yarı finalinde Baki Mercimek'in ikinci sarıdan atılması gerekiyormuş. Orada da hata yapmışız. VAR olsaydı bu hatalardan dönme şansı bulabilirdim.
Siyaset mi spora müdahil oluyor, spor yöneticileri mi siyasileri sporun içine çekiyor?
Her ikisi de var. Gücü elinde bulunduranlar futbola siyaseti sokarak buradan insanlara sevimli görünmeye çalışıyor. Siyasilerin görevi tesisler inşa etmek ve organizasyonun en iyi şekilde yapılabilmesi için uygun ortamı oluşturmaktır.Ancak bugün örnekler ortada. Ben, son yıllardaki kadar siyasetin spora müdahil olduğu bir dönemi hiç yaşamadım. Artık iş çığırından çıktı. Alanyaspor-Trabzonspor maçında tribünde yaşananlar ortada.
Spor-siyaset ilişkisinden hakemler ne kadar etkileniyor?
Türk futbolunu perde arkasından yöneten güçler belli. Başakşehir Başkanı Göksel Gümüşdağ'ın TFF ve kurullarında ne kadar etkili olduğunu bilmeyen yok. Tahkim Kurulu Başkanı'nın (Murat Balcı) Gümüşdağ'ın avukatı olması ve PFDK Başkanı (Aytaç Yüksel) ile birlikte ortak bir hukuk kitabı yazmaları tesadüf mü sizce?Gümüşdağ, MHK üzerinde de etkili. Başakşehir aleyhine hata yapan Suat Arslanboğa'nın profesyonel hakemlik sözleşmesi iptal edildi. Bu karar bile tüm hakem camiasına mesajdır.
2005-06 sezonu Şampiyonlar Ligi ön elemesinde Artmedia Bratislava- Celtic maçı öncesi Türk bahis mafyası tarafından Bratislava'nın maçı farklı kazanmasına yardımcı olmamız istendi. Sert bir dille kendilerini reddettik ve durumu hem TFF'ye hem UEFA'ya bildirdik. Ama maçı 5-0 Bratislava kazandı. Bize ulaşamayanlar kimlere ulaştı artık siz düşünün.
Birileri o başarısızlığı hakeme fatura etmeye çalıştı. Bu algı belki hâlâ devam ediyor. Peki, soruyorum: Verilmeyen penaltı mı var, atladığım kırmızı mı oldu veya nizami bir golü mü iptal ettim.Madem bütün hata bendeydi, Daum neden gönderildi? O maçta futbol oyun kurallarının tamamını uyguladım ve çok da yüksek bir not aldım.