Eski HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ: AKP-MHP ittifakından daha milliyetçi olmaya çalışanlar kaybeder

Eski HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ: AKP-MHP ittifakından daha milliyetçi olmaya çalışanlar kaybeder

Kocaeli Kandıra F Tipi Cezaevi’nde 6 yılı aşkın bir süredir tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, seçim sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak muhalefete seslendi. Yüksekdağ, “AKP-MHP ittifakından daha milliyetçi olmaya çalışanlar kaybeder oysa ki. İktidar iddiasını taşıyan muhalefet ondan daha demokrat olarak fark yaratabilir ve mevcut iktidara fark atabilir. Kapsamlı, bütünlüklü, birleştirici bir demokrasi programını topluma sunmuş değiller. Toplumsal eğilimler, asli beklentiler ve ihtiyaçlar konusunda güçlü bir kavrayış ve yenilik sunamıyorlar” dedi.

Eski HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ,  Altılı Masa, toplatılan şiir kitabı ve Aysel Tuğluk’un sağlık durumuna ilişkin Artı Gerçek’ten Seda Taşkın’ın sorularını yanıtladı:

Gündeme dair konulara geçmeden önce kitabınızın toplatılma kararını sormak istiyorum. Böyle bir kararı bekliyor muydunuz? Yasaklamaya ilişkin neler söylemek istersiniz?

Beklemiyordum. Zira kitap çıkalı 2 yıl olmuş, kimin kafasına hangi saksı düşmüşte yasaklayalım demiş konusu hala karışık. Gerçi artık siyasi iktidar ve yargısının takvimi, saati, kuralı, kriteri, öngörülebilir hiçbir yanı kalmadı. Ama siyasal faaliyetimizin ürünlerine duydukları nefretin ötesine geçip, edebi çalışmalarımızın ürünlerine de aynı nefretle yaklaşmaları manidar. Aynı zamanda seviyesizlik ve acziyet. Siyasi kimliğim, sözlerim nedeniyle 38 yıl ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyorum, 6 yıldır tutukluyum, ‘rezaletin bu kadarı’ dememiştim! Kimliğimize, siyasi faaliyetimize, düşüncemize olduğu kadar, tek bir şiir dizemize bile düşmanlığı yediriyorlar kendilerine.

“Yakanlar gitti, kitaplar küllerinden doğdu”

Kitap yasaklama ve imha kararları darbe, aleni faşizm uygulamaları. Bu memlekette çok kitap yasaklandı, yakıldı. Yakanlar gitti, kitaplar küllerinden yeniden doğdu. Hala dinmez bir ihtirasla toplatmalı, imhalı yasak kararlı döşetenler kendi gidişlerinin de yolunu döşüyor. Gerisi sanatla, edebiyatla, özgür düşünsel üretimle ilgilenenler için inat ve ilham kaynağı olabilir ancak.

“6’lı Masa’nın kuruluşu özel bir siyasi liderlik başarısı değil”

Normal zamanda yapılsa bile kritik seçimlere bir yıldan az bir süre kaldı. Altı farklı siyasi partinin bir araya geldiği Millet İttifakı’nda kimi zaman kendi içinde tartışmalar yaşıyor. Millet İttifakı’nın yürüttüğü siyaseti nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bütünlüklü bir siyaset yürütüyorlar mı? Yürüttükleri bu siyasetle Cumhur İttifakı’na karşı kazanma ihtimali sizce nedir?

Türkiye’nin en kritik siyasal sorunu, muhalefetin ana bölüklerinin toplumun ve gerçeğin gerisinde kalması. Muhalefetin, iktidar kodlarını kendine uyarlayarak yeniden üretme döngüsü aşılamıyor. 20 yıllık iktidarın basıncıyla bunalan toplumsal çoğunluğun zorlaması muhalefetin 6 kanadını bir araya getirdi. Düdüklü tencere ya patlayacak ya da gazı alınacaktı. Zaten seçim sistemi nedeniyle ittifak dayatılıyordu, tabanın etkisiyle de bileşeni genişledi. Ama bu genişleme ve bütünlük kapsayıcılık iddiasının, HDP’nin yanından geçene kadar olduğunu çeşitli örneklerle gördük. Bu nedenlerle 6’lı Masa’nın kuruluş ve gelişim süreci özel bir siyasi liderlik başarısı değildir. Başarı sağlanacaksa bundan sonra sağlanacak.

“Muhalefet güçlü bir yenilik sunamıyor”

İlk önce iktidar tarafından yönetilme zafiyetini yenmeleri gerekecek. Hala HDP ve Kürtler, daha doğrusu milliyetçilik adı altındaki geri kodlar üzerinden ayarları bozuluyor. Millet İttifakı’nın milliyetçilikle sınavı…! AKP-MHP ittifakından daha milliyetçi olmaya çalışanlar kaybeder oysa ki. İktidar iddiasını taşıyan muhalefet ondan daha demokrat olarak fark yaratabilir ve mevcut iktidara fark atabilir. Kapsamlı, bütünlüklü, birleştirici bir demokrasi programını topluma sunmuş değiller. Toplumsal eğilimler, asli beklentiler ve ihtiyaçlar konusunda güçlü bir kavrayış ve yenilik sunamıyorlar. Bu konudaki vizyon geçmiş dönem AKP’sinden geri. AKP toplumdaki demokratik yenilenme eğilimini sezdiği ve arızi (gelip geçici) biçimde bir dönem kullandığı için büyük seçmen desteği aldı. Ha keza çözüm sürecine destek yüzde 80’leri buluyordu. Yani Türkiye hakları milliyetçiliğe saplanmış filan değil. İktidarı, muhalefetiyle statükocu siyaset saplanmış; ve bu saplantıyı topluma uyarlıyor. Kendi yarar ve ideolojik kalıpları zeval görmesin diye yeniden üretiyor.

“Kazanmayı cepte görmeleri büyük hata olur”

Sonuçta, Millet İttifakı, Cumhur İttifakı karşısında önde görünse de ciddi kırılganlıklarını tahkim etmeden güven tahkim edemez. Kazanmayı cepte görmeleri de büyük hata olur. AKP-MHP zulmü ve ekonomik kriz altında boğulan seçmenin can simidi yerine sarılması yanıltabilir; asıl kıyıya çıkarmak, nasıl bir kıyı kurulduğunu anlatmak zorunludur.

“Aysel Tuğluk’un hastalığı ilerledi”

Türkiye’de muhalif kadın siyasetçiler uzun zamandır baskı ile karşı karşıya. Bir yandan cezaevlerinden hasta tutukluların ölüm haberleri gelirken bir yandan da hasta olanların tedavileri yapılmıyor. Siz de Aysel Tuğluk ile aynı cezaevinde bulunuyorsunuz. Kendisi ile görüşme durumunuz oldu mu, sağlık durumuna ilişkin neler söylemek istersiniz?

Aysel Hanımla 3 aydır aynı odada kalıyoruz. Hastalığının onu tek başına yaşamını sürdürülemez ve cezaevinde kalamaz hale getirdiğini zaten bütün resmi makamlar ve kamuoyu biliyor. Bir süre önce Tıp Fakültesi Hastanesi Nöroloji Bölümü ve Demans Kliniği tarafından yapılan tetkik ve muayenelerde hastalığın ilerlediği tespit edildi, raporlandı. İlaç sayısı da artırıldı. Ama demans ilerlemesi çevresel koşullarla çok ilgili olduğundan ilaçlar gereken etkiyi göstermiyor.