Atatürk Havalimanı’nda bu sabah polislerce gözaltına alınan eski HDP milletvekili ve Halkların Demokratik Kongresi Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel, yurtdışına çıkış yasağı konularak, serbest bırakıldı.
DİHA’nın haberine göre, Tuncel hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2009 yılında katıldığı İstanbul Newroz’unda yaptığı konuşma ve 2010 yılında katıldığı bazı etkinliklerde yaptığı konuşmalar nedeniyle “örgüt propagandası yaptığı” iddiasıyla 2 ayrı soruşturma açılmıştı. Tuncel'in bu sebeple bu sabah gözaltına alındı.
Hakkında yakalama kararı olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan Tuncel, polis eşliğinde Bakırköy Adliyesi’ne getirildi.
Tuncel, Bakırköy 7. Sulh Ceza Hakimliği’nce yurtdışına çıkış yasağı konularak, serbest bırakıldı.
Serbest bırakılan Tuncel açıklamada bulundu: “Bu konuda bir hukuksuzluk olarak, tebligat yapmadan yakalama kararı çıkarttıklarını öğrenmiş olduk. Bu ciddi bir sorun. Ben iki dönem milletvekilliği yaptım. Türkiye’de hala siyaset yapıyorum, Hakların Demokratik Kongresi’nin sözcülüğünü yapıyorum. En son yaptığım adres değişikliği nedeniyle adresimin belli olmadığına dair bir yaklaşımla yakalama kararı çıkartılmış. Ama savcının yaklaşımı çok belliydi; mesele ifade almak değil, mesele aslında adli kontrol vermek. Zaten hâkimliğe adli kontrol nedeniyle sevk etti ve hakim de adli kontrol kararı verdi. Yani yurt içinde yaptığım konuşmalar nedeniyle yurt dışı yasağı verilmiş oldu. Bu siyasi iradenin aslında yargı eliyle demokratik siyasete yönelik bir baskısı olarak değerlendirmek doğru olur.”
“Ben daha bir hafta önce gittim Anadolu Adliyesi’nde 11 tane ifade verdim, benzer içerikli. Ve hiçbirinde de böyle bir yaklaşımla karşılaşmadık. Belli ki buradaki yaklaşım, siyaseten yapılmış bir karar ve demokratik siyasete yönelik, muhalif siyasete yönelik bir baskı aracı olarak kullanılmaya çalışılıyor. Zaten bizim asıl çalışma alanımız Türkiye, yani yurt içidir, yurt dışı değil. Demokratik siyasetin kanallarını kapatmak Türkiye’ye hiçbir fayda getirmeyecektir. Bu yaklaşımın kendisi problemli bir yaklaşım. Tebligatı yapılmadan böylesi bir kararın alınması siyasi bir komployu içeriyor. Diğer savcılar ulaşıyor da bu savcı nasıl ulaşmıyor. Kaldı ki genel merkezimize bile tebligat gönderseler, avukatlarımıza ulaşsalar bize ulaşılacak. Yani öyle ulaşılmayan birisi değiliz, bu çok bilinçli bir yaklaşım. Şu an itibariyle yurt dışına gidemeyeceğiz. Adli kontrol kararı verilmiş oldu. İtiraz edeceğiz.”
“Neden yurt dışı yasağına dair karar verdikleri de ilginç bir ilginç bir durum, bu izaha muhtaç. Hangi nedenler bu yurt dışı yasağını gerekli kılar. Bu bence başka yaklaşımların yansıması. Siyasete baskı oluşturmak, bu konuda kamuoyu aracılığıyla baskılamak, yargı amacıyla baskılamaktan başka bir şey değil. Yapılan konuşmalar nedeniyle yurt dışı yasağı verilmesinin hiçbir mantığı yok.”