İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) 1994'den 2002'ye kadar Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanlığı yapan, 23. Dönem AK Parti Hatay Milletvekili, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, deniz salyası (müsilaj) istilası altında olan Marmara Denizi’yle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Öztürk, Sözcü yazarı İsmail Saymaz'a konuştu. “Atık suları ileri kademede arıtılmalı. Arıttığınızda kirlilik yükü 10 kat azalacak. Marmara, azot fosfor kirliliği yüzünden boğuluyor. Yüzeyde görüyoruz ya, aşağıdaki canavar 30 metre kadar. Müsilaj çökünce oksijeni tüketiyor. Balıkların boğularak ölmesine sebep oluyor. Esas dibi duman ediyor. Acilen çözüm üretilmeli” diyen Öztürk, çözüm olarak şunları kaydetti:
Bir: Marmara hassas alan ilan edilmeli.
İki: Atıksular takibe alınmalı.
Üç: Klasik arıtmalar ileri biyolojik arıtmaya dönüştürülmeli.
Dört: Arıtmasız deşarj edilen yerler tamamlanmalı. Baltık Denizi'ni iyi incelesin. Kritik olay, fosfor. Fosforu azaltırsanız müsilaj oluşmuyor. O ülkeler fosforu azaltıcı planları uyguluyor. Bizde de yapılabilir.
Sıraladığı maddelerin yapılmaması durumunda “Eski Haliç’e dönebiliriz” uyarısında bulunan Öztürk, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun inşa edildiğinde Karadeniz'in temiz sularının Marmara'ya karışarak müsilajı bitireceğini savunduğu Kanal İstanbul projesiyle ilgili olarak da şu görüşlerini aktardı:
“2016'nın verilerine göre Kanal İstanbul, yılda 1.5 oranında Marmara'yı riskli duruma sokar. Azot fosfor kirlilik yükünü arttırır. Kanal İstanbul'a varmadan önlemler alınmazsa Marmara ölür.”
“3-4 ay gibi sürede fosforu inaktif hale getirecek proje uygulanmalı. Fosforu kontrol altına alırsak Marmara'da hayat yavaş yavaş döner. Yatırımlar üç senede tamamlanırsa Marmara'da iyi şeyler görürüz” diyen Öztürk, “Kanal İstanbul'a başlanırsa ne olur?” sorusuna da şöyle yanıt verdi:
“Ne olur, merak ediyorum. Tabanda oksijen azalıyor. Marmara, Haliç gibi temizlenemez. Kaynakları kurutmadığınız müddetçe dip çamuru tarayarak bitiremezsiniz.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.