Eski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş: MİT ve polis, AKP karşıtlarına düşman

Eski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş: MİT ve polis, AKP karşıtlarına düşman

1978'deki Maraş katliamından sonra İçişleri Bakanı olan ve "MİT lağvedilmeli" diyen Hasan Fehmi Güneş, Ankara’daki bombalı saldırıyı değerlendirdi.

Cumhuriyet'ten Türey Köse'ye konuşan Eski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, Ankara katliamından sonra “İstihbarat zafiyeti yok, istihbarat sıfır. İstihbarat, polis örgütü birbirine düşman, ikisi birlikte de AKP’li olmayanlara düşman hale getirildi. Polis, parti polisi, istihbarat parti istihbaratı haline getirildi. Bu açık oradan kaynaklanıyor” dedi.

19-26 Aralık 1978 tarihleri arasındaki Kahramanmaraş katliamında resmi rakamlara göre 111 kişi öldürülmüştü. Katliamdan sonra İçişleri Bakanlığı görevine getirilen Güneş’in “İstihbarat örgütünün oradaki cinayetlere, oradaki katliama katkı yaptığını düşünüyorum. Engel olmayı bırakın, MİT bizzat katkı yaptı” sözleri unutulmadı. Güneş, o dönemde MİT’i Başbakan Bülent Ecevit’e de şikâyet etmişti. Ecevit’in “Çok iyi yetişmiş birini MİT’te görevlendirtmek istedim. O kişiyi MİT’e almadılar” yakınması üzerine de Güneş “MİT’i lağvedelim o zaman. Yerine yenisini kuralım” karşılığını vermişti. Bu sözler “gençliğine verilmişti!”.

 

"İstihbarat sıfır"

 

Güneş, Maraş’tan 37 yıl sonra Ankara katliamının ardından “istihbarat zafiyeti” konusudaki sorularımızı yanıtladı. “Çok endişe verici, kaygı verici derecede istihbarat açığı, yetersizliği, boşluğu var. Hatta istihbarat zaafı bile denemez, istihbarat sıfır. Devletin istihbarat örgütü, güvenlik örgütünün istihbarat örgütü çalışmıyor” diyen Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Parti polisi"

 

“Bu iktidar döneminde partiye dönük hizmet veren, partiyle ilgili örgütler haline getirildi devlet kurumları. Polis, parti polisi, istihbarat, parti istihbaratı haline getirildi. Toplumla ilgili görevler üstlenmek yerine, bir partiyi koruyacak güçlere dönüştürüldü. Kahramanmaraş katliamından önce de istihbarat yapılmadığı kanaattindeydim, bu kanaatim değişmedi. Göreve gelince istihbaratın işlemediğini görünce bir tasarrauf yapmak gerektiğini Bülent Bey’e de söyledim. Belli iyileştirmeler yapıldı ama köklü bir değişikliğe gidilemedi. Daima bir istihbarat sorunu oldu. Ama ‘milli’ olan istihbarat bu dönemde millilikten çıktı, güvenlik istihbaratı güvenlikten çıktı. Sadece bir partiye hizmet eder hale geldi. Güvenlik ve istihbarat hizmetleri önce bölüşüldü. O hizmetlerdeki görevliler AKP’li olmayanlara karşı bir düşman örgütlenmesi yaptılar. Sonra bölünen o parçalar birbirlerine düşman haline getirildi. İstihbarat, polis örgütü birbirine düşman, ikisi birlikte de AKP’li olmayanlara düşman hale getirildi. Bu açık oradan kaynaklanıyor. İstihbarat örgütü ile güvenlik örgütü birbiriyle ilgili istihbarat yapıyor. Bir parça öbür parçayla ilgili izlemeler yapıyor. Topluma yönelik saldırılar, tehditler hedeflerinde değildi. ‘Paralel’ kavgalarıyla birbirlerine dönük tehditlere indirgemişler görevlerini.”

 

"Bu iktidarla yol alınamaz"

 

İktidara yakın kesimlerde dile getirilen “PKK-IŞİD bombası” senaryolarını “Kendilerinden uzak tutma gayreti, refleksi” olarak nitelendiren Güneş, soruşturma süreciyle ilgili sorularımıza şu yanıtı verdi: “Çok özel bir inceleme, değerlendirmeler gerekir. Ama onun yapılabileceğinden kuşkuluyum. Çünkü o özel değerlendirme ve çalışmalar sonunda AKP iktidarını sorumlu hale getirecek bulgular ele geçirileceğini düşünüyorum. O da çalışmanın önünü kesecektir. Kendisini koruma refleksi içinde bu olaylar bilerek aydınlatılmayacaktır. Devletin kurumları tahrip ediliyor, polis, güvenlik, istihbarat tahrip edildi. Üç kuvvetten biri olan yargı tahrip edildi, yasama baskı altına alındı, yönetim ele geçirildi. Laik, demokratik devletin ana kurumları tahrip edilmiş durumda. Bunlar onarılmadan yol alınamaz.”