İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'FETÖ' ile iltisakı bulunduğu iddia edilen eski vali ve kaymakamların yargılandığı "FETÖ'nün mülkiye yapılanması" davasında ara karar açıklandı. Mahkeme heyeti eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, eski Sancaktepe Kaymakamı Feyzullah Özcan ve eski İstanbul Vali Yardımcısı Haluk Nadir ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Genel Sekreteri Yılmaz Kurt'un tahliyesine karar verdi. Çapkın'ın oy çokluğu ile ve ev hapsi şartıyla tahliye edilidiği belirtildi. Savcılığın mütalaada tahliyesini talep ettiği eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun ise tutukluluğunun devamına karar verildi.
Kararın ardından; eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden saat 23.20 sıralarında salıverildi.
Eşi Nurten Çapkın, Hüseyin Çapkın’ı, cezaevi önünde sarılarak karşıladı.
Basın mensuplarının soruları üzerine Hüseyin Çapkın, "Uzun konuşmayacağım, Türk adaletine güvendik. Çok şükür tahliye olduk. Başka söyleyecek bir şeyim yok." dedi.
Bir gazetecinin "Sayın Mehmet Ağar mahkemeye geldi" demesi üzerine Çapkın "Teşekkür ederim, o mahkemenin işi, teşekkür ederim" şeklinde karşılık verdi.
"Mehmet Ağar mı kefil oldu?" şeklindeki soruya ise Çapkın, "Kefalet yok bu işte. Sağ olsun, herkes ne biliyorsa onu söylediler. Herkes, kim ne biliyorsa öyle söylediler. Teşekkür ederim" şeklinde yanıt verdi.
"Ev hapsi ile ilgili bir şey söyleyecek misini?" sorusunu ise Çapkın "Hayır, teşekkür ederim" şeklinde cevapladı. Çapkın daha sonra kendisini bekleyen araca binerek oradan ayrıldı.
İddianamede, 13'ü tutuklu 15 şüpheli hakkında, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan da 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
Eski Vali Mutlu, 4 Ağustos 2016'dan beridir tutuklu bulunurken, Eski Emniyet Müdürü Çapkın ise 3 Eylül 2016'da tutuklanmış, avukatının itirazı üzerine 8 Kasım 2016'da tahliye edilmişti.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya Ses Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanan Yunus Dolar, tanık olarak ifade verdi.
Dolar, FETÖ ile küçük yaşlarda tanıştığını, Polis Akademisi'nden 1992'de mezun olduğunu belirterek, 17-25 Aralık operasyonlarının ardından örgütle irtibatını kestiğini öne sürdü.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde 2010-2014 yılları arasında şube müdürlüğü ve emniyet müdür yardımcılığı görevlerinde bulunduğunu dile getiren Dolar, sanıklar Mutlu ve Çapkın'ın ‘FETÖ’ ile ilgisinin bulunmadığını, bulunması halinde bunu bilebileceğini iddia etti.
Tanık Dolar, şunları kaydetti:
"Türkiye çapında Ergenekon, Balyoz, MİT Müsteşarlığı konuları gündemdeydi. İstihbarat, TEM, Kaçakçılık Şube Müdürleri FETÖ'cü olduğu için emniyetten çok FETÖ'nün talimatlarıyla hareket ederlerdi. Operasyonlar için il emniyet müdürünün ikna edilmesi gerekiyordu. Erol Demirhan'ın laptopu olurdu. O laptop ile emniyet imamı ile irtibatlı olup, diğer şube müdürlerine 'Şunu söyleyeceksin, bunu söyleyeceksin.' derdi. 'Toplantılarda bizim istediğimiz gibi sonuç çıkacak.' dediğine şahidim. Çapkın, bu taleplerin adliyeden geldiğini düşünerek 'Hukuki çerçevede gereğini yapın.' diyordur herhalde. Böyle bir organizasyon karşısında bir kişinin farklı bir tepki göstermesi, farklı bir şekilde davranması mümkün değil. Şube müdürleri her şeyi kanun çerçevesinde yapıyor gösteriyorlardı."
Çapkın'ın ‘FETÖ'cü emniyet personellerinin baskılarına maruz kaldığını savunan tanık Dolar, ifadesinde şunları söyledi:
"Çapkın ile Mutlu'nun isimleri sohbetlerde geçmedi, geçseydi bilirdim. Sayın müdürümüzün algısı belli bir çerçevede tutulmaya çalışılıyordu. Toplam 120'ye yakın 'sarı yıldızlı' dediğimiz müstakil müdür vardı. Bunlardan 75-80'i cemaattendi. Bunların tamamı Çapkın'ın döneminde gelmedi, önceden de gelenler vardı. Türkiye genelinde rütbelilerin yüzde 70'i, polis memurlarının da yüzde 50'sinden fazlası cemaatçiydi."
“FETÖ'nün kritik önem verdiği İstanbul, Ankara, İzmir gibi illere kendilerinden olan müdürlerin atanması için de özel gayret sarf ettiğini” vurgulayan Dolar, Çapkın, başka yerde de olsa altında yine ''cemaatçi'' polis ve memurların olacağını söyledi.
“Örgüt mensubu müdürlerin, söz konusu dönemde PKK'ya yönelik operasyonlara çok istekli olmadıklarını” savunan Dolar, Oslo görüşmelerinden bir şekilde haberdar olduklarını, "Biz mücadele ediyoruz. Onlar müzakere ediyor. Onlar müzakere ederse biz mücadele etmeyiz." şeklinde bir tutumların olduğunu belirterek, "Hüseyin Çapkın düz bir yurdum insandır. PKK ile mücadele edilmesi taraftarıydı. Bu yöndeki taleplerini istihbarat ve terör müdürlerine iletiyordu" dedi.
Duruşmada tanık olarak dinlenilen Halil Güneş ise İstanbul'da bir huzurevinde kaldığını anlatarak, "Vali Hüseyin Avni Mutlu'nun ziyarete geldiği bir gün huzurevinde kalanlardan para toplandığını ve bunun Fetullahçılara gönderildiğini valiye söyledim. Bana 'Sus, kes sesini. Seni buradan gönderirler.' diyerek azarladı. Bu konuyla ilgili birçok kez farklı yerlere şikâyette bulundum" iddiasında bulundu.
Tanığın ifadesini üzerine söz alan sanık Hüseyin Avni Mutlu, "İstanbul'da birçok huzurevimiz var. Sosyal hizmet kurumlarına ziyaretlere önem verdim. Kendim ve eşim ziyaretlerde bulunuyorduk. Halil Bey'in söylediklerine bir yorum getirmek istemiyorum. Ziyarete gittiğimizde göstermelik değil, saatlerce orada kalan, şarkılarına eşlik eden bir valiyim. Bir gönül valisi olmaya çalıştım. Halil Bey'in böyle bir iddiasına kayıtsız kalmam mümkün değil. Zannedersem yanlış bir hatırlama olmuştur." dedi.
İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, savcı mütalaasını açıkladı. Güngör, sanıkların 15 Temmuz darbe teşebbüsü faaliyetleri içerisinde olduklarına, bu suçların failleriyle irtibatlarına veya bu suçlara iştiraklerine dair soyut değerlendirme dışında herhangi bir anlatıma rastlanmadığını belirtti.
Savcı Güngör, mütalaasında “(FETÖ) tabiri caizse her kapıyı güler yüzle çalmış, insanların güvenini kazanmak için azami gayret sarf etmiştir. Mülki idare amirliği görev sosyal ilişkiler bakımından önem arz eden bir kamu görevidir. Hal böyle olunca sanıkların bir kısmının FETÖ’nün çatı yapılanmasında yer aldıkları sonradan tespit edilen bazı isimlerle normal (gizliliği bulunmayan) hatlar üzerinden bir dönem irtibat kurmuş olmalarının örgüt üyeliği suçu yönünden yeterli delil görülmesinde isabet bulunmayacaktır” dedi.
Mütalaada, sanıklar eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, eski Sancaktepe Kaymakamı Feyzullah Özcan ve eski İstanbul Vali Yardımcısı Haluk Nadir’in tahliyesini talep edildi.
Diğer tutuklu sanıklar eski Muğla Valisi Fatih Şahin, eski Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Mürteza Balcı, eski Bağcılar Kaymakamı Erdal Çakır, eski Rize ve Çorum Valisi Nurullah Çakır, eski Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşcan’ın ise tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi istendi. Mütalaada, iki sanık hakkındaki değerlendirme ise mahkemenin takdirine bırakıldı.
Savcılığın mütalaasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, eski Sancaktepe Kaymakamı Feyzullah Özcan ve eski İstanbul Vali Yardımcısı Haluk Nadir ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Genel Sekreteri Yılmaz Kurt'un tahliyesine karar verdi. Çapkın'ın oy çokluğu ile ve ev hapsi şartıyla tahliye edilidiği belirtildi.