Darbe girişiminin ardından 'FETÖ' soruşturması kapsamında tutuklanan eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, ifadesinde terör örgütüyle ilgisi olmadığını belirterek “FETÖ silahlı terör örgütü elebaşısı Fethullah Gülen ile yüz yüze bir görüşmem yoktur. Bir telefon görüşmemiz vardır” dedi. 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağrılmasını ‘kumpas’ olarak değerlendiren Mutlu, “Ben bu kumpasın başında Ali Fuat Yılmazer’in olduğunu biliyordum, zaten onu da görevden aldık” dedi.
Darbe girişiminin ardından gözaltına alınan eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, 9 gün nezarette tutulduktan sonra, bir zamanlar emrindeki polislerin arasında Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne getirildi.
9 gün nezarette tutulduktan sonra, valiliği döneminde emrinde bulunan polislerin arasında Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. Mutlu çıkarıldığı mahkeme tarafından gece geç saatlerde tutuklandı.
‘FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmak’, ‘Anayasal düzeni silah zoru ile ortadan kaldırmaya teşebbüs’, ‘Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamaları yöneltilen Mutlu, Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Fatih Tok tarafından 6 saat süren sorgulanmasının ardından çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Vali Mutlu, 26 Ağustos’ta gözaltına alınmış ve mal varlığına tedbir konulmuştu.
Mutlu’nun Diyarbakır Valiliği döneminde (2007-2010) kamu kaynaklarını Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen dershanelerine gönderdiği iddia ediliyor.
Mutlu, 31 Mayıs 2010-15 Eylül 2014 arasında İstanbul Valisi’ydi Gezi protestoları sırasında attığı şiirli tweet’lerle dikkat çekmişti. Hüseyin Avni Mutlu ile birlikte valiler Yusuf Yavaşcan, Abdülkadir Demir, Fatih Şahin, Necmettin Kallan, Nurullah Çakır, Ahmet Aydın, vali yardımcısı Haluk Nadir, Bağcılar Kaymakamı Erdal Çakır, Sancaktepe Kaymakamı Feyzullah Özcan, Kadıköy Kaymakamı Bilal Kurubal da tutuklandı. Tutuklu Vali İbrahim Özçimen bu soruşturmadan da tutuklandı.
Gezi olaylarında attığı tweetlerin bugüne kadar hiçbir soruşturmaya konu olmadığını aktaran Vali Mutlu, “Aradan üç yıllık bir süre geçmiştir. Bu tweetlerin bir suç olduğunu kabul etmiyorum. O gün itibariyle herhangi bir suçlama olmamıştır. Bu tweetlerin bir suç olduğunu kabul etmiyorum. Gerekli idari ve adli açıdan bu atmış olduğum tweet'lerin bir suç oluşturması halinde, o gün itibari ile gerekli işlemlerin başlatılması ve soruşturulması icap ederdi. Halihazırda bunların bir suç olmadığına inanıyorum" dedi. Eski İstanbul Valisi Mutlu, Gezi Parkı olayları sırasında attığı tweet'lerl ilgili olarak, "Bu tweetleri paylaşmamdaki amaç Gezi'ydi. Özellikle emniyet güçlerimiz ile çatışan marjinal gruplar değil, çevreciler ile parkın muhafazasını amaç edinen gençlerin ruhundan bellidir. Dolayısıyla burada gezide eylemlere kalkışan radikal gruplarla ilgili onlara ulaşan bir tweet değil, çevreci gençlere atılan bir tweet'tir. Bu çevreci gençler içerisinde olaylara katılmayan gençler de vardır. Bu onlara yönelik atılmıştır" dedi.
Vali Mutlu, cep telefonunda darbe girişimine ilişkin Ankara'da yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün numarasının “Paşa Akın Öztürk" olarak kayıtlı bulmasını ise şöyle açıkladı:
“Akın Öztürk, Diyarbakır Valisi olarak 2007-2010 yıllarında görev yaptığım sürede, Diyarbakır'da ikinci ana jet üs Komutanlığı görevini yürütüyordu. Bu mesai vesilesiyle kendisini tanırım. Bunun dışında kendisi ile bu soruşturma evrakı içerisinde bahsolunduğu şekilde cunta girişimi, ihtilal teşebbüsü konusunda hiçbir temas, ilgi ve irtibatım söz konusu değildir. Bendeki kaydı 2007 yılından itibaren vali olmamdan kaynaklı bir kayıttır, yeni bir kayıt değildir."
Eski Vali Hüseyin Avni Mutlu yine rehberinde kayıtlı bulunan Hüseyin Nakıpoğlu'nu tanıdığını ancak kendisiyle sık sık görüşmediğini öne sürdü. Hüseyin Nakıpoğlu'nun engelliler için İstanbul'da yaptığı bir okul olduğunu ve bu okulda bir programına katıldığı sırada kendisi ile tanıştığını belirtti. Vali Mutlu, Nakıpoğlu ile tanışıklığım buradan gelir. Hüseyin Nakıpoğlu'nun diğer görüştüğüm insanlardan farkı yoktur dedi" diye konuştu.
Eski vali Hüseyin Avni Mutlu açığa alınan Dicle Üniversitesi rektörü Ayşegül Jale Saraç'ı ise Diyarbakır'da görev yaptığı sürede tanıdığını anlatarak, “Kendisi Dicle Üniversitesi rektörüdür. Açığa alındığını duyunca geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Bunu insani bir duruş olarak değerlendiriyorum. Birlikte çalıştığımız ve tanıdığımız bir insana geçmiş olsun dileklerimi iletmek FETÖ terör mensubiyeti olarak nasıl değerlendiriliyor anlamış değilim. Dostları aramak terör örgütü mensubu olarak nitelendiriliyorsa bu ülkede herkes terör örgütü mensubudur diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Eski Vali Mutlu, evindeki aramalarda ele geçirilen “Fetullah Gülen Hareketi" ve “Türk Okulları" kitaplarına ilişkin olarak ise şöyle konuştu "Bu yapı ile kitaplığımda ilgili bütün kitapları 17- 25 Aralık hukuk darbesi sonrasında kaldırdım. Kitaplığımdan bu yapının fikrini, düşüncelerini ifade eden kitaplarımı çıkarttım. Evimde aynı zamanda baldızımla da kalıyorum. Kendisi iki çocuğu ile birlikte bizim yanımızda kalırlar. Eşinden ayrıdırlar. 4 yıla yakın bir süredir yanımdadırlar. Gerek kendisi gerekse üniversite okuyan çocuğu kitaba düşkün ve okumaya meraklıdırlar. Kitaplığımızı da evimiz gibi paylaşıyoruz. Muhtemelen baldızım veya oğluna ait olabilir. Bana ait değildir. Bana ait olsaydı zaten daha önce arz ettiğim gibi bu tarz kitapları kitaplığımdan çıkarttım" dedi.
Eski vali Mutlu, Fetullah Gülen ile yaptığı telefon görüşmesini şöyle açıkladı "Fetullah Gülen ile ise, yüz yüze bir görüşmemiz yoktur bir telefon görüşmemiz oldu. O da İstanbul valiliğim döneminde ziyaretime pek çok kişi kurum kuruluşlar geliyordu. Bu ziyarete gelen ancak şimdi adını tam olarak hatırlayamadığım bir sivil toplum kuruluşu bir ziyaretleri sırasında yakında Amerika Birleşik Devletleri'ne gideceklerini, orada bir geçmiş olsun dileğinde bulunacaklarını ifade ettiler. O günlerde önemli bir rahatsızlık geçirdiği, hatta hastaneye kaldırıldığı konusunda çok yoğun bilgi paylaşılmıştı. Tarihini tam hatırlamıyorum 2011-2012 yılları olabilir. Beni ziyarete gelen kişiler tarafından hastalık konusunda konuşuldu ve bizim de geçmiş olsun dileklerimizi iletiniz şeklinde çok doğal bir talepte bulundum. Bu gaye ile hareket ettim" dedi.
Bir süre sonra Zaman gazetesi genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın kendisini Amerika'dan aradığını ifade eden Mutlu, “ Dumanlı bana geçmiş olsun dileklerimin iletildiğini, Gülen'in de teşekkür etmek istediğini söyleyerek telefonu Fetullah Gülen'e verdi. Fetullah Gülen ile tek görüşmem budur ve çok kısadır. 'Bana göndermiş olduğunuz geçmiş olsun dileklerinizi aldım teşekkür ederim' dedi. Ben de tekrar geçmiş olsun dileğimi ilettim bunun dışında görüşmede başkaca bir husus olmamıştır. Bu görüşme için de benim bir talebim olmamıştır" “ifadelerini kullandı.
Kapatılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ile Diyarbakır Valisi olduğu dönemde Diyarbakır'da ve İstanbul Valisi olduğu dönemde İstanbul'da birer kez görüştüğünü aktaran vali Mutlu, “KCK soruşturması kapsamında MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılmasına ilişkin, "O süreçte bize bu kumpasın Ali Fuat Yılmazer ile yapıldığı bilgisi verilmişti. Bu nedenle emniyet müdür yardımcısı Ali Fuat Yılmazer'i görevden aldık" dedi.
17-25 Aralık soruşturmalarından da önceden haberdar olmadığını ifade eden vali Mutlu açığa alınmayı hiçbir zaman beklemediğini ifadesinde belirtti. Vali Mutlu ifadesinde devamlama, “Açıklanma gerekçemizi oluşturan üç yapılanmaları ile hiçbir şekilde hayatım boyunca irtibatım olmamıştır. Meslek hayatını şerefli bu devlete ve aziz millete, onun birliğini ve beraberliğini, milli egemenliğimizi muhafazasına bağlı olarak yerine getirmeye çalıştım. İstanbul üniversitesi hukuk fakültesinde öğrenci olduğum yıllarda bu devletin biz öğrencilere verdiği öğlen yemeğini 4 TL'ye yemiş vatan evladıyım. Yedigimiz bu yemeğin bedelini ödemek için hayatımız boyunca devletimize hizmet ettik" diye konuştu.
“Merkez Valisi olduğum dönemde herhangi bir küsme olmamıştır" diyen Mutlu, şunları söyledi:
“Çok doğaldır görevden de alınabilirsiniz soruşturulur tekrar göreve iade edilirsiniz. Bunların hepsi memurluk içerisinde, kabul edebilirim. Ancak 246 vatan evladının şehadetine, 2 bin 500'e yakın insanımızın yaralanmasına ve milli irademize silah çekilmesine sebebiyet veren ihtilal kalkışmasından 2 gün sonra açığa alınmayı 1000 yıl ömrüm olsa 1000 yıl boyunca reddederim. FETÖ terör örgütü gibi bütün terör örgütleriyle 17 yaşından beri mücadele ediyorum, hakkımdaki suçlamaları reddediyorum. Ben bu şerefsizlerin arkasında cuntacılarla birlikte yargılanmayı asla kabul etmiyorum. Darbe gecesi Twitter hesabımdan darbeyi lanetleyerek hukukun önünde hesap vermeleri gerektiğini açık bir şekilde belirttim."