Eski Jandarma Yüzbaşı Tozlu: Cem Ersever'i 'badi'si öldürdü!

Eski Jandarma Yüzbaşı Tozlu: Cem Ersever'i 'badi'si öldürdü!

TSK ile ilişiği 2001 yılında kesilen eski Jandarma Yüzbaşı Özcan Tozlu, Cem Ersever’i “Yeşil” adıyla bilinen Mahmut Yıldırım’ın değil, askerlikte birbirinin güvenliğinden sorumlu en yakın arkadaş anlamına gelen “badisinin” öldürdüğünü söyledi.

MİT’in, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’na gönderdiği Özel Harp Dairesi’ne ilişkin raporundaki, “15.1.1996’da Şırnak Güçlükonak’ta 11 korucunun öldürülmesi olayının Muharebe Arama Kurtarma (MAK) tarafından yapıldığına” ilişkin ifadeyi veren eski Jandarma Yüzbaşı Özcan Tozlu’ya Taraf gazetesinden Arzu Yıldız ulaştı. 2001 yılında TSK ile ilişiği kesilen Tozlu, Cem Ersever’i Yeşil’in değil, askerlikte birbirinin güvenliğinden sorumlu en yakın arkadaş anlamına gelen “badisinin” öldürdüğünü söyledi. Tozlu, 1995’ten itibaren tanık olduğu olaylara dair MİT’e sözlü bilgi verdiğini, ancak yazılı bir mektup göndermediğini anlattı.

“Rapordaki mektuplar bana ait değil” diyen Tozlu, 2009’da İstanbul Emniyeti’ne, 2010 yılında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na, en son da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ifade verdiğini ve bu ifadelerin MİT’e gönderilmiş olabileceğini söyledi. İfadelerinin ardından kendisi için koruma kararı çıktığını da belirten Tozlu, “Kimseden korkmuyorum” dedi. Tozlu, Eskişehir’in merkezindeki bir avizecide çalışıyor. Eskişehir meydanındaki esnaf, üniversite öğretim üyeleri, işletmeciler dâhil neredeyse merkezde bulunanların tamamı tarafından tanınıyor. Sıcak ve samimî tavırlarıyla dikkat çeken Tozlu’ya en büyük destek yine kardeşlerinden ve annesinden geliyor. Ailesi de, Tozlu’nun yaşadıklarına, anlattıklarına tam olarak itimat ettiklerini belirtiyor. Tozlu; hem MİT tarafından Meclis’e gönderilen Özel Harp’e ilişkin raporun, hem de İstanbul’da verdiği ifadelerinin perde arkasını anlatırken, Cem Ersever’in ölümüyle ilgili yeni bir iddia da ortaya attı.

 

‘Ersever’i arkadaşı öldürdü’

 

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde verdiği ifadede “Yeşil’in hayatta olduğunu” anlatan Tozlu, bu iddiasını yenilerken, şunları söyledi:

“Ben onu ilk olarak ‘İzci’ lakabıyla tanıdım. Daha sonra ismi ‘Yeşil’ olarak anılmaya başladı. Bir dönem Cem Ersever’i öldüren kişi olduğuna dair söylentiler çıktı. Ancak Ersever’i Yeşil değil, o dönem en yakınındaki arkadaşı öldürdü. Ben o kişiye, ‘Git itiraf et’ dedim. Hatta (Ersever’in sevgilisi Neval Boz’u kastederek) ‘O kızı neden öldürdün’ diye sordum ancak bunu itiraf etmedi. Benim bu olaya ilişkin somut bir delil elimde yok. Ancak biliyorum.”

 

‘Eylemleri MAK yapıyordu’

 

“1981’de Kara Harp Okulu’na girdim. Hiçbir kötü sicil kaydı almadan mezun oldum. Tunceli, Şırnak-Güçlükonak Jandarma Komutanlığı, İkizce Jandarma Komutanlığı emrinde, Foça’da ve Ankara Güvercinlik’te görev yaptım. 1995’te üzerime atılan çeşitli suçlamalar nedeniyle açığa alındım. O dönemde Şırnak MİT sorumlusuyla irtibatım oldu. Tanıklıklarımı kendisine anlattım. Güçlükonak konusunda mahkemeye verdiğim beyanların arkasındayım. Ben bunlara karşı durduğum için o dönem olaya karışanlarla tartıştım. Bu tür eylemleri Özel Kuvvetler’den MAK adlı birlik gerçekleştiriyordu.”

 

‘MİT’ten orduya sızanlar var’

 

“MİT’e hiçbir zaman mektup yazmadım. Ancak görev yaptığım dönemlerden biliyorum. MİT içerisinden orduya sızanlar vardı. Onlar yaşadıklarımızı rapor ediyorlardı. Bir keresinde bir yüzbaşıyı bilgisayarın başında takır takır bir şeyler yazarken gördüm. ‘Ne yapıyorsun sen’ diye sordum. Sonradan anladım ki Özel Kuvvetler’le ilgili MİT’e bilgi aktarıyor. Ben MİT’in Özel Harp Raporu’nda isminin geçtiğini gazete haberlerinden öğrendim. Ben MİT’in Meclis’e gönderdiği raporun yanı sıra birçok klasör hâlinde o dönemlerde yaşananlara dair bilgi ve belgeler olduğunu düşünüyorum. Çünkü MİT sistemli çalışıyordu. O dönem her şeyi izliyordu. MİT raporundaki kaos planları gerçekten yapılmıştı ve her dönem yeniden geliştiriliyordu. Bir önceki süreçte hazırlanan planlar yenilenerek hazırlanıyordu.”

 

‘ÖKK amaç dışına çıktı’

 

“Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) ‘legal’ bir kurum. İlk önceleri Beyaz Kuvvetler de Siyah Kuvvetler de amacına uygun olarak kuruldu. Beyazlar’da birçok sivil vardı. Bunun amacı savaş döneminde millî duyguları uyandıracak, kanaat önderleri ve korunacak isimlere ulaşılmasını sağlamak, devlet aleyhine girişimde bulunanlar hakkında istihbarat toplamaktı. Düşünün 800 kişilik bir kurumda en az 5-10 ‘Beyaz Kuvvetler’ mensubu vardır. Siyah Kuvvetler ise savaşta püskürtmeyi sağlayacak güçlerdir. Bunların varlığı önemli. Ancak sonraları bu birlikler kuruluş amacının dışına çıktı.”

 

Darbe planları Bir’den geldi

 

“28 Şubat sürecinde Çevik Bir tarafından tertiplenen darbe planlarının Özel Kuvvetler Komutanlığı’na klasörler halinde geldiğini biliyorum. Hatta o dönem Levent Göktaş, darbeye karşı duranlar arasındaydı. Tanıklıklarımı anlattım çünkü verdiğimiz şehitler, masum yere ölenler, içimi acıttı. Başıma bir şey gelir diye korkmadım. En son altı ay önce tehdit aldım.”