Eski bir maden ocağı işletmecisi olan Alphan Manas, "Soma’daki facia benim işletmemde ve benim sorumsuzluğum yüzünden meydana gelmiş olsaydı intihar ederdim" dedi.
Balıkesir ve Balya'da köür işletmeciliği yapan Fütüristler Derneği kurucusu Alphan Manas, Soma'daki maden faciasının ardından "Neden kimse tutuklanmıyor" diye sordu.
Hürriyet gazetesinden Gila Benmayor'un "Facia madenimde olsa intihar ederdim" başlığıyla yayımlanan (16 Mayıs 2014) yazısının ilgili bölümi şöyle:
Fütüristler Derneği’nin kurucusu, girişimci iş insanı Alphan Manas altı yıl boyunca maden işletmeciliği yapmış biri.
Maya Enerji’deki hisselerini Borusan’a sattıktan sonra portföyünde kalan Ege Madencilik nedeniyle Balıkesir ve Balya’da kendi deyişiyle kömür işletmeciliği “macerasına” atılmış.
Dünkü konuşmamızda “Altı yıllık macerada bu sektörün ne kadar özensiz olduğunu gördüm. İşçi haklarına, işçi güvenliğine önem veren yok” diyor.
Manas, işçilerin SGK paylarını, fazla mesai ücretlerini tam ödeyerek, çıkarttığı kömüre fatura keserek piyasada haksız rekabetin altında “ezildiğini” söylüyor.
Nitekim, piyasa değeri 20 milyon dolar olan, mahkemenin ise 23 milyon lira değer biçtiği kömür madenini yüreği kan ağlayarak 7 milyon liraya satmış.
Manas, “Eski bir kömür madeni sahibi olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Soma’daki facia benim işletmemde ve benim sorumsuzluğum yüzünden meydana gelmiş olsaydı intihar ederdim” diye konuşuyor.
“İntihar etmeyi başaramamış olsaydım anında tutuklanmam gerekirdi” diye devam ediyor.
“Peki neden kimse tutuklanmıyor” diye soruyor?
Biz de aynı şeyi soruyoruz.
Alphan Manas’ın Balya kömür madenindeki eski Genel Müdürü Baran Eroğlu’na göre, Soma faciası Türkiye’nin madenciliğinde bir dönüm noktası olacak.
Maalesef 282 cana mal olmuş bir dönüm noktası. Eroğlu sohbetimizde üç önemli noktaya parmak basıyor.
Madencilikte taşeron sisteminin tehlikesi, teknik nezaretçilerin ücreti ve Türkiye büyüdükçe asla kesilmeyen şu kömür yardımı. Madenlerde “Teknik Nezaretçilere” büyük görev düşüyormuş.
İşletmelerin teknik ve emniyet nezaretini yapmak için ocağa 15 günde bir inmeleri, eksiklikleri, sorunları “nezaret defterine” yazmaları gerek.
“Teknik Nezaketçi” sorunlar giderilmemişse üretimi durdurmak yetkisine sahip.Ancak Türkiye’de tuhaf bir durum var: Bu kişilerin ücretini devlet değil maden sahipleri ödüyor.
Soru şu: “Teknik Nezaretçi” ücret aldığı bir kurumun üretimini nasıl durduracak?
Eroğlu’na göre, “Teknik Nezaretçi” işini iyi yaparsa kaza ihtimali düşer.
1992 Zonguldak’taki kazada aynı şeyler söylenmiş ve unutulmuş.
Eroğlu, Fakir Fukara Fonu’ndan kömür yardımının de böyle kazalardaki rolüne dikkat çekiyor.
“Bu yardım kömür üretimine baskı yapıyor. Eğer kömür yardımı anlayışı sürerse elektrik üretimi hangi kömürle yapılacak? Türkiye büyüyor diyoruz ama kömür yardımı her yıl 1 milyon ton artıyor” diyor.