Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından meslekten ihraç edilen ve geçtiğimiz hafta gözaltına alınan eski savcı Ferhat Sarıkaya’nın savcılık ifadesi ortaya çıktı. Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde, 2005'te Umut Kitapevi'nin bombalanması olayı ile ilgili dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'ın da suçlandığı iddianameyi hazırlamasıyla gündeme gelen eski savcı Ferhat Sarıkaya ‘FETÖ’ üyesi olduğu iddiasını reddetti. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı olmak istediğini belirten Sarıkaya “Hem tanık hem de şüpheli olarak verdiğim ifademde yapmış olduğum teşhis işlemleri değerlendirilerek hakkımda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını istiyorum" dedi.
TIKLAYIN - Ferhat Sarıkaya gözaltında: Cemaat itirafçısı bir savcının masum hayatlara mâl olan hikâyesi
Sarıkaya ifadesinde FETÖ/PDY ile hayatının hiçbir döneminde organik bağı bulunmadığını, sohbet toplantılarına katılmadığını, himmet vermediğini, 'ByLock' kullanmadığını ve bu yapıyla alakalı hiç kimseyle aidiyet duygusu içerisinde bağlantı kurmadığını söyledi. 2016 yılında, darbe girişiminin hemen sonrasında, Şemdinli soruşturması sırasında yaşadıklarını ve 2006'da meslekten ihraç edildikten sonra ilişkisi olduğunu söylediği örgütün gerçek yüzünün ortaya çıkması için, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gelerek tanık sıfatıyla ifade verdiğini anlatan Sarıkaya, "Bu ifademden sonra HSK tarafından meslekten uzaklaştırılma tedbiri verildi. O tarihten 1 Kasım 2018 yılına kadar açıktaydım ve bu tarihte ihraç edildim" dedi.
İfadesinde, emniyette kendisine sorulan, FETÖ tutuklusu eski öğretim görevlisi Turgay Tekinay, Ergün Özdemir, İsa Dinçtürk, Hasan Aktürk, Hüseyin Aktürk, Oktay Kavacık, Hasan Hüseyin Tanrıverdi, Ahmet Yazıcı ve Fikret Yücel'i, FETÖ tutuklusu dönemin Gazi Üniversitesi Personel Daire Başkanı Mehmet Saltan aracılığıyla tanıdığını söyledi. FETÖ ile ilgili tanık olarak verdiği ifadeleri tekrar ettiğini belirten Sarıkaya, "Bu ifademde eşimin başının kapalı olmasına rağmen 2007'de başını açtırdığım yönündeki ifadem doğru değildir. Eşimin başı hiçbir zaman kapalı olmadı. İfademde neden böyle söylediğimi hatırlamıyorum, ancak 2007 yılının sonlarında Bosna'ya gitmeden önce Mehmet Saltan bana eşimin başı kapalı ise açmam gerektiğini söylemişti. Ancak eşimin başı açık olduğu için ben böyle örgütsel bir tavır sergilemedim" diye konuştu.
Evinde yapılan aramalarda ele geçirilen, içerisinde 150-200 adet CD bulunan çantanın yurt dışına çıktığında örgüt adına kendisiyle ilgilenen Tarık adlı kişi tarafından kendisine verildiğini söyleyen Sarıkaya, "CD'lerde bazılarında çizgi filmler, filmler, bazılarında şarkılar ve Türkiye ile ilgili kültürel ve tarihsel görüntüler çıktı. Bunlar arasında suç unsuru olacak herhangi bir şey bulunmadı" diye ifade verdi.
2006'daki Şemdinli soruşturması ile başlayan süreçle birlikte, örgütle irtibat ve temasını, 2013 yılana kadar aldığı parasal desteği tanık olarak verdiği ifadesinde ayrıntılı bir şekilde anlattığını ve kabul ettiğini belirten Sarıkaya, "Ancak bunu örgütsel aidiyet ve mensubiyet kabulü ile yapmadım. Bu nedenle de bu örgütün üyesi olduğum iddialarını kabul etmiyorum. Ancak hem tanık hem de şüpheli olarak verdiğim ifademde yapmış olduğum teşhis işlemleri değerlendirilerek hakkımda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını istiyorum" dedi.
Savcılık ifadesinin ardından tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edilen Sarıkaya, mahkemede de ifadesini tekrar etti. Sarıkaya, ifadesinin ardından Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı. (DHA)