Kur korumalı mevduat sisteminde kapsam genişlerken, son olarak bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre yurt dışı yerleşik tüzel kişiler de döviz mevduat hesaplarını kur korumalı mevduat hesabına geçirebilecek. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan eski Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başekonomisti Hakan Kara, kur korumalı mevduatta kapsamın genişletilmesinin seçim hesaplarıyla ilgili olabileceğine işaret ederken, bu uygulamanın bitiş tarihine ilişkin tahminini de açıkladı.
TIKLAYIN: Kur korumalı mevduat sisteminde kapsam genişletildi
Sözcü'den Emre Deveci'ye konuşan Kara kur korumalı mevduat uygulamasında kapsamın giderek genişlemesine ilişkin olarak “Hızlı bir rezerv artışı ile seçim için bir kalkan oluşturmak isteniyor olabilir” dedi.
“Son 10 senede uygulanan para ve kredi politikalarından çıkaracağımız temel bir ders varsa o da şudur: ‘İtibari para' sistemlerde hiçbir araç faizi kalıcı olarak ikame edemiyor” diyen TCMB eski Başekonomisti Kara, “Dolayısıyla kur korumalı mevduatın da eksi reel faizli para politikasını ikame edememesi beklenir. Bu nedenle kur korumalı mevduattan da ilerde çıkmak gerekeceğini düşünüyorum. Çünkü katılımın artmasıyla birlikte hazinenin potansiyel yükü büyüyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Kur korumalı mevduatla fiili dolarizasyonun azalmadığını, aksine arttığını belirten Kara, “Dolayısıyla bir noktadan sonra bu ürünü sonlandırmak veya cazibesini azaltmak gerekebilir. Tabii, bunun zamanlamasını kestirmek zor” dedi.
“Bu stratejinin ömrünü üç temel faktör belirleyecek” diyen Kara, şöyle devam etti:
“Birincisi cari denge. Cari fazlaya geçilirse uygulanan sistemin ömrü uzar. İkincisi enflasyon. Enflasyonun seneye tek haneye ineceği beklenirse KKM'nin sürdürülme potansiyeli artar.
Fakat enflasyon ve cari denge tarafında maalesef işler umulduğu kadar iyi gitmeyecek gibi görünüyor, dolayısıyla o tarafta riskler mevcut.
KKM'nın ömrünü belirleyecek üçüncü önemli faktör de dış gelişmeler. Biraz şansa ihtiyaç var. Mesela ABD'de enflasyonun korkulduğu gibi uzun sürmemesi ve Fed'in yumuşak gitmesi işleri rahatlatır. Veya Rusya-Ukrayna geriliminin diplomatik yollarla çözülmesi de özellikle enerji fiyatları üzerinden bizi rahatlatır.
Yani şans yolunda giderse, içerde de yeni bir kredi genişlemesi olmazsa, bir süre daha, mesela önümüzdeki Ekim-Kasım'a kadar, bu sistemi devam ettirmek mümkün olabilir.
Fakat sonunda buradan bir şekilde çıkmak gerekecek, bir anda olamayacağı için de bir müddet sonra kademeli bir çıkış tasarlanır diye düşünüyorum.”