Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) önceki dönem Merkez Konseyi Başkanları, “Meslek Örgütümüze Sahip Çıkıyoruz” diyerek ortak açıklama yaptı. Dr. Eriş Bilaloğlu, “Hekimler ülkenin karşısına çıkarılan bu yol ayrımında TTB’de de karanlığın değil aydınlığın, kötülüğün değil iyiliğin kazanmasını sağlayacaktır. Kimsenin kuşkusu olmasın ki TTB bu girdaptan çıkacak ve yarına taşınacaktır” dedi. Dr. Gençay Gürsoy, “TTB olarak bakışımıza örülmek istenen bu çorabı işlevsiz hale getirmek için ihtiyacımız olan şey birlik ve dayanışmadır. Muhalefetten ses çıkarmasını, bize sahip çıkmasını bekliyoruz” diye konuştu.
TTB’nin önceki dönem Merkez Konseyi Başkanları, bugün TTB Genel Merkezi’nde 'Meslek Örgütümüze Sahip Çıkıyoruz' konulu açıklama yaptı. Toplantıya Selim Ölçer, Gençay Gürsoy, Eriş Bilaloğlu, Özdemir Aktan, Raşit Tükel, Sinan Adıyaman ve TTB Merkez Konseyi 2. Başkanı Ali İhsan Ökten katıldı. Ortak açıklamayı okuyan Eriş Bilaloğlu, şu ifadeleri kullandı:
“TTB başkanları olarak, hayatta olmayan dostlarımızı saymazsak bugün bir sandalyenin boş olduğunu sizler de biliyorsunuz. Mevcut TTB başkanı aramızda yok. Nerede, Ankara’da cezaevinde. 1953’te kurulmuş, 70 yıllık geçmişe sahip bir meslek örgütünün başkanı hapiste, daha fazla söze gerek var mı? Türkiye’de durum budur. Bizim cümlemiz çok net; Şebnem Korur Fincancı hemen serbest bırakılmalıdır. Özgünlüğünden yoksun bırakılması asla kabul edilemez. Bugünlerde yine gündeme gelen TTB’nin antidemokratik, var olanı daha da kötüleştirecek vesayetçi yasa yapma girişimlerini meslek örgütüne saldırı olarak kabul ediyoruz. Hekim örgütünün yolunu, çizgisini hekimler belirler. TTB’nin adından işleyişine her türlü dış müdahaleyi reddediyoruz. TTB eksiği ile fazlasıyla kendi yolunu yürümelidir, yürüyecektir. Müdahale hakkı hekimlere aittir. Hekimleri, tabip odalarını, antidemokratik uygulamalara, baskılara karşı durmaya çağırıyoruz. TTB, hekimlik, değerler, hekim hakları, her bir insanımızın yaşam ve sağlık hakkını, insan hakları ışığında kavrayan bir savunun içinde olacaktır. Hekimler ülkenin karşısına çıkarılan bu yol ayrımında TTB’de de karanlığın değil aydınlığın, kötülüğün değil iyiliğin kazanmasını sağlayacaktır. Kimsenin kuşkusu olmasın ki TTB bu girdaptan çıkacak ve yarına taşınacaktır.”
Diyarbakır’da olduğu için zoom üzerinden toplantıya katılan Selim Ölçer de şöyle konuştu:
“Biz dönüp arkaya baktığımız zaman bu memlekette kim baskıcı hareketlere kalkışmışsa onlar kaybetmiştir. 3,5-4 tane darbe geçmişte yaşadık, sıkıntılı dönemler yaşadı bu ülke ama hepsi çekip gitti, hepsi yerini özgürlüklere bırakmak zorunda kaldı bugün de öyle olacak. Siyasetçilerin kendileri dışında siyaset alanında konuşan insanlara tahammüllerinin zayıf olduğunu görüyoruz. Yeniden eskiye dönüp meslek odası yöneticilerinin siyaset yapma hakkını kısıtlamak, siyasi alanı daraltmak, sadece siyasetçilerin konuştuğu bir alan yaratmak bizim memleketin hayrına olmayacaktır. İyilikleri azaltan, kötülükleri artıran bir yapı ortaya çıkacaktır.”
Önceki TTB Başkanlarının açıklamaları da şöyle:
Gençay Gürsoy, “Şu anda içinde bulunduğumuz durum bizler için hiç kolay değil. TTB çok badireler atlattı, Türkiye’nin askeri yönetimlerle allak bullak edildiği dönemler yaşadık. Emin olun ki hiçbir dönemde şu günlerde yaşadığımız kadar hukukun, insan haklarının yerlerde süründürüldüğü, cezaevlerinde işkenceleri yapıldığı, hiçbir demokratik hakkın kullanılamaz olduğu, kendilerine muhalefet eden herkesi teröristlikle suçladığı bir dönem yaşanmadı. Askeri darbeler döneminde yargı karşısına çıkmış insanlarız. Defalarca TTB’nin kapısına kilit vuruldu, odalar kapatıldı. Ama başkanlarımız hele böyle mesleği ile ilgili bir ifadesi nedeniyle 7,5 yıl ceza istenerek şu anda cezaevinde. Bu bahane ile TTB’nin başına bir çorap örülüyor bu iktidar tarafından. İşi gücü bırakıp bir iktidar TTB’yi nasıl işlevsiz hale getiririz çabası içerisinde, ekonominin yerlerde süründüğü, dünya kadar sorunla yaşadığımız bir dönemde her şey bırakılmış Şebnem Korur Fincancı’yı cezaevine attıktan sonra TTB’yi nasıl susturabiliriz? Bu yeni olmuyor. TTB olarak başımıza örülmek istenen bu çorabı işlevsiz hale getirmek için ihtiyacımız olan şey birlik ve dayanışmadır. Muhalefetten ses çıkarmasını, bize sahip çıkmasını bekliyoruz” açıklamasını yaptı.
Raşit Tükel ise, "Devletler demokrasiden uzaklaştıkça meslek kuruluşlarının kendi politikalarını eleştirmemesini, kendilerini desteklemesini hatta bir devlet organı gibi hareket etmesini isteyebilmekte. Bunu sağlamak için de çeşitli müdahalelerde bulunmaktadır. Bu müdahalelerden biri de burada yapılmak istendiği gibi meslek kuruluşlarının etkisizleştirilerek işlevsiz kılınmasıdır. Şu anda TTB’nin isminin başındaki Türk ibaresinin kaldırılması, hani Barolar Birliği’nde olduğu gibi onu da örnek alır tarzda çoklu odalar kurulmasının önünün açılmasını ve hekimlik yapmak için TTB’ye üyelik zorunluluğunun kaldırılmasını ortaya koyan bir çalışma söz konusu. Eğer siz TTB’yi ortadan kaldırırsanız, çoklu odalarla bu sistemi dağıtırsanız ortaya çıkacak sonuç meslek kuruluşlarını bir devlet dairesi yada bakanlık bürosu gibi işlev görmesi mesleğin nasıl uygulanacağının hekimler tarafından değil hükümet tarafından dikte edilmesi anlamı taşıyacaktır" dedi.
“Bu tür saldırılar bizi üzmekten çok daha da güçlendiriyor" diyen Özdemir Aktan, "Bu masada gördüğünüz, tabip odalarında ve merkez konseyinde yönetici olmuş da mahkemeye çıkmamış birisi yok. Bu masada oturan başkanlarımızdan uzun süre gözaltı yaşayanlar oldu ama bugün bir adım daha ileri gittik bir tutukluluk ortaya çıktı. Bu da bahane edilerek TTB’yi yok etme projesi ortaya çıktı. Bu yasa taslağını kim hazırlamış ben çok merak ediyorum. Bize öğretilen şudur ki çıkacak bir yasa anayasaya aykırı olmamalıdır. Anlaşılan odur ki bu yasa metnini hazırlayan MHP’li hukukçular bunu göz ardı etmişler ve hazırlanan anayasaya tamamen aykırı olan bir yasa tasarısı. Önümüzdeki süreçte TTB’nin gücünün artırılması gerekirken yok edilmesini kabul edemeyiz" diye konuştu.
Sinan Adıyamanlı da “İktidarın kendisi gibi düşünmeyen herkesi yasadışı olarak görme ve itirazda ısrarcı olanları hapishaneye atmak dahil değişik şekillerde etkisiz hale getirme yaklaşımı demokrasiye ve hukuka uymaz, yakışmaz. Bizler seçilmiş TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın bir an önce serbest bırakılmasını ve TTB yasasında antidemokratik ve hekimlik ortamında karşılığı olmayacak düzenleme yapılma girişimlerinde uzak durulmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı. (ANKA)