Eskişehir'de polislerin de aralarında olduğu bir grup tarafından dövülerek öldürülen üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'la ilgili mahkemeye bir yazı sunan Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna, davaya katılan avukatların da terör örgütü üyesi olduğunu iddia ederken Korkmaz'ın ölümünü "Protesto olaylarında yaralandığı iddiasıyla gittiği hastanede öldü' şeklinde açıkladı.
Eskişehir'de 2 Haziran'da Taksim Gezi Parkı direnişine destek gösterisinde saldırıya uğrayıp 38 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren üniversite öğrencisi 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz'ın ölümü ile ilgili tutuklanan 1'i polis memuru 5 kişi, avukatları aracılığıyla tahliye talebinde bulundu.
Eskişehir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek dava öncesi bir üst mahkeme olan 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurarak tahliye isteminde bulunan 5 tutuklunun tahliye istemi 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından kabul edilmedi.
Eskişehir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Ali İsmail Korkmaz'ın ölümü ile ilgili 20 Kasım 2013 tarihinde yapılacak davanın ilk duruşması için Eskişehir Valiliği'ne ve Cumhuriyet Başsavcılığı'na birer yazı göndererek duruşmanın Eskişehir'de yapılmasının güvenlik açısından herhangi bir sakıncasının olup olmadığını sorarak, bu konuda güvenliğin sağlanıp sağlanamayacağının kendilerine bildirilmesini istedi. 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin, valilikten ve cumhuriyet başsavcılığından güvenliğin sağlanamayacağı yönünde bir yazı gelmesi halinde durumu Adalet Bakanlığı'na bildirerek Korkmaz davasının başka bir ilde görülmesini isteyeceği belirtildi.
Radikal gazetesinden İsmail Saymaz’ın haberine göre, Ali İsmail Korkmaz Davası’na bakan mahkeme Eskişehir Valiliği’ne ve savcılığına “Davayı güvenlik nedeniyle bir başka ile nakledelim mi?” diye sordu. Korkmaz’ın dövülmesinden sonra “Birbirlerini dövüp suçu polise attılar” diyen Vali Güngör Azim Tuna, yazdığı yazıda, “Evet, gönderilsin” dedi.
Fakat Tuna, yazısında, polis ve siviller tarafından dövüldüğü kamera kaydıyla sabit olan Korkmaz’ın “protesto olaylarında yaralandığı iddiasıyla gittiği hastanede öldüğünü” iddia etti.
“Marjinal ve illegal örgütlerin bu ölümü propaganda malzemesi yaptığını savunan Vali Tuna, şehirdeki “Adalet Nöbeti” ve “Adalet Yürüyüşü” eylemlerinin “hakim ve savcıları etki altına almak üzere” yapıldığını ileri sürdü. Kendisini de savunan Vali Tuna, “Eskişehir Valisi’nin beyanları üzerinden vali, emniyet ve hükümet başta olmak üzere kurumlara yönelik anti-propaganda yapmaktadırlar” dedi.
Tuna, DHKP/C ile yıllar önce lağvedilmiş olan “THKP/C Devrimci Yol-Devrimci Gençlik” adlı örgütlerin Korkmaz’ı bahane edip çatışma ortamı yaratmak istediklerini” savunurken, duruşmalara “örgüt bağlantılı” avukatların katılıp provokasyon çıkarabileceğini öne sürdü. Kanıt olarak, Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu’nun açıklamasında çekilmiş resimler gösterildi.
Ali İsmail Korkmaz Davası’nın görüleceği Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, hazırlanan iddianameyi kabul ettiği 24 Eylül’de bir tensip (ayırma) kararı aldı. Tensip kararında, yargılamanın başka ilde görülebileceğini belirterek, valilikten ve savcılıktan yanıt görüş istedi. Kararda, iki kurumdan gelecek yanıt doğrultusunda dosyanın bir başka ile nakli için Adalet Bakanlığı’na başvurulabileceği ifade edildi.
Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna da 27 Eylül’de valiliğe gönderdiği yanıtta, yargılamanın bir başka ile nakledilmesinin doğru olacağını savundu. Vali Tuna, yazısında, “Marjinal gruplara mensup şahısların kışkırtması ve yönlendirmesi sonucu” polis araçlarına ve kamu mallarına zarar verildiğini ileri sürerek, şöyle dedi:
“Eylemler ilk etapta demokratik hak arayışı olarak ifade edilse de ilerleyen süreçte terör örgütlerinin uzantıları durumundaki marjinal gruplar tarafından provoke ve istismar edilerek kesintisiz şiddet olaylarına dönüştürülmüş, sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla Eskişehir de dahil olmak üzere birçok ilde şiddet içerikli toplumsal olayların çıkmasına neden olmuştur.” Olaylar sırasında Eskişehir’de 28 polisin ve yalnızca yedi sivilin yaralandığı, Korkmaz’ın da “meydana gelen protesto eylemlerinde yaralandığı iddiasıyla gittiği” hastanede öldüğü savunuldu. Vali Tuna’nın yazısında, “Korkmaz’ın hayatını kaybetmesi üzerine Eskişehir ve Hatay başta olmak üzere Gezi eylemleri düzenlenen illerde, bu eylemleri organize eden illegal gruplar tarafından bu olay propaganda malzemesi yapılarak, süreklilik kazandırılmaya çalışılmış ve bu eylemlere bahane teşkil edilmiştir” denildi.
Yazıda Korkmaz’ın ölümünden sonra, “soruşturma sürecini, hakim ve savcıları etki altına almak üzere” her perşembe adliye önünde “Adalet Nöbeti” tutulduğu, her cumartesi “Adalet Yürüyüşü” yapıldığı, imza kampanyası başlatıldığı ve sosyal medyadan duyurular yapıldığı ifade edildi. Yazıda, “Ali İsmail Korkmaz isimli şahısla ilgili olarak Eskişehir Valisinin medyada yayınlanan beyanları üzerinden vali, emniyet mensupları ve hükümet başta olmak üzere kendilerine karşı gördükleri kurumlara ve görevlilere yönelik anti-propaganda yapmaktadırlar” denildi.
Yazıda, “Gezi Parkı eylemleri esnasında kitlelerin yönlendirilmesinde etkili olunamaması ve amaçlarına ulaşılamaması nedeniyle” DHKP/C’nin “ses getirecek şiddet eylemi” planladığı iddia edilirken, kanıt olarak da Gezi Parkı gösterilerinden dört ay ve bir ay önce Eskişehir’de yapılan operasyonda altı kişinin tutuklanması gösterildi. Muğla’da polis kurşunuyla ölen Şerzan Kurt’la ilgili yargılamada “bölücü ve marjinal gruplara mensup şahısların provokatif eylemler” düzenlediği savunulurken, Ankara ’daki Ethem Sarısülük Davası da örnek gösterildi. Davada, “marjinal gruplara mensup şahıslarla birlikte duruşmaya gelen ÇHD ile bağlantılı avukatlar tarafından sanığa ve heyete saldırı olayı gerçekleştirildiği” iddia edildi.
Yazıda, DHKP/C ile yıllarca önce lağvedilmiş THKP/C Devrimci Yol- Devrimci Gençlik adlı örgütlerin Korkmaz’ı bahane edip çatışma ortamı yaratmak istedikleri savunularak, şöyle devam edildi:
“Gezi eylemlerini gerçekleştiren, grupları yönlendiren, polisle çatışma ortamı oluşmasını sağlayan terör örgütlerinin açık alan yapılanmalarından her biri, farklı farklı yapılara sahip olmasına rağmen Ali İsmail Korkmaz isimli şahsın ölümünü bahane edildiği eylemlerde birlikte hareket ettikleri, şahsın hayatını kaybetmesinden sonraki süreçte konuya ilişkin eylemlerde DHKP/C terör örgütüne müzahir kişiler, THKP/C Devrimci Yol Devrimci Gençlik terör örgütünün açık alan yapılanmasına mensup şahıslar ve diğer illegal yapılara mensup şahısların eylem birliği yaptıkları görülmüştür.”
Yazıda, “Marjinal grupların etkin ve örgütlü eylemleri arttırma çabaları, bu tür örgütlerle bağlantılı avukatların Ali İsmail Korkmaz Davası’na katılarak provokatif davranışlarla adli sürecin normal işleyişini sabote edebileceği ve Eskişehir’in coğrafi konumu itibariyle kolay ulaşılabilir olmasının ilimizde tertip edilecek muhtemel eylemlerde de diğer illerden yoğun katılım olabileceği değerlendirilmektedir” denildi. Davanın Eskişehir’de görülmesi durumunda “kamu güvenliğinin sağlanmasında ciddi zorluklar yaşanabileceği ve Gezi olayları benzeri şiddet içerikli toplumsal olayların çıkmasına zemin oluşturulabileceği öngörülmektedir” denildi.