Eskişehir Demokratik Kadın Platformu üyesi kadınlar, Cumhur İttifakı tarafından yürütülen 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve nafaka hakkının kaldırılmasına yönelik tartışmalara tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, “ Yaşamak istiyoruz, şimdi her zamankinden çok yaşamak istiyoruz. Kadınların ve LGBTİ'lerin eşit ve özgür yaşadığı bir dünyayı mücadelemizle kuracağız. Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” ifadelerine yer verildi.
HÜDA PAR, Yeniden Refah Partisi ve AKP arasında yapılan ittifak görüşmelerinde, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile nafaka hakkının kaldırılmasına yönelik tartışmalara; Eskişehir Demokratik Kadın Platformu (EDKP) üyesi kadınlar, tepki gösterdi. İsmet İnönü Caddesi’nde bir araya gelen kadınlar, “Haklarımızdan, hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz” sloganları attı.
EDKP adına basın açıklaması yapan avukat Pınar Çelik Arpacı şunları kaydetti:
"Türkiye 2 yıl önce tek bir adamın imzasıyla, erkek şiddetine karşı kadınlara ve LGBTİ'lere güvence sağlayan İstanbul Sözleşmesinden hukuksuzca çekildi. İstanbul Sözleşmesinden çekildiklerinde siyasi iktidar, 'ama zaten 6284 sayılı yasa var, o kadınları korur' demişti ama şimdi gözlerini 6284 Sayılı Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasası’na ve nafaka hakkına diktiler. Seçimler yaklaşıyor, seçim yarışları ve ittifakları kadın düşmanlığı yarışına dönüştü. Nafaka hakkı ve 6284'ü hedef alanlar bir tarafta toplandı. AKP iktidarı HÜDA-PAR ve Yeniden Refah Partisi ile yaptığı ittifak pazarlığında kadınların yıllarca mücadele ederek kazandığı hakları masaya koydu. Bu masadaki odakların kadın düşmanı bir Taliban rejimi hayali var. 6284'ün kaldırılması, nafaka hakkının yok sayılması bu ittifaka girmenin şartı sayıldı. Başka bir masada ise İstanbul Sözleşmesi'nin adını anmamak bile bir ittifak şartına dönüştü.
Hizbullah’ın siyasi kanadı olan HÜDA-PAR’ın Meclis'e girmesi kabul edilemez. Hizbullah tarafından 1998’de kaçırılan ve 38 gün sorgulandıktan sonra domuz bağıyla öldürülen, İslamcı feminist yazar Konca Kuriş’e sözümüz var; 'kadın düşmanları Meclis'e giremeyecek'. Bizler kadınlar, çocuklar, LGBTİ'ler için eşitlik ve özgürlük mücadelesi verirken, onlar ittifaklarını 6284'ün kaldırılması üzerine kuruyor. Bizden çaldıklarınızla kurduğunuz saraylarınızda yaşamlarımız hakkında ahkam kesemezsiniz! İstanbul Sözleşmesi'ne, 6284’e, nafaka hakkına kadınların ihtiyacı var. Bu nedenle bir kez daha isyanın sesini yükseltiyoruz; hayatlarımızdan, mücadelemizden, birbirimizden vazgeçmiyoruz! İstanbul Sözleşmesi'ni geri alacağız.
İstanbul Sözleşmesi bir gecede tek adamın kararıyla feshedildiğinden beri en az 600 kadın ve LGBTİ katledildi. Kadınları, LGBTİ'lerı şiddetin ortasında korumasız bırakan erkek iktidar, erkekleri cezasızlıkla ödüllendiriyor. Bu kadın düşmanı ittifak nafaka hakkını, 6284’ü tartışmaya açarak yeni cinayetleri azmettiriyor. Bizim özgürlüğümüzün tek yolu kadın düşmanlığıyla yükselttiğiniz erkek iktidarınızı yıkmaktan geçiyor çünkü defalarca şikâyet ettiği eski kocası tarafından öldürülen Ayşe Tuba’ya, cesedi dahi bulunamayan Sally’e, eşinin azmettirmesiyle oğlu tarafından öldürülen Serap Bor’a sözümüz var!
Bir kişi daha eksilmeyeceğiz! Kocası öldürmeden önce 'yaşamak istiyorum' diye bağıran Emine Bulut'un da, 'sesimi duyan var mı' diye enkazın içinden bağıran on binlerce yurttaşın da ölümünden siz sorumlusunuz. Yaşamak istiyoruz, şimdi her zamankinden çok yaşamak istiyoruz. Yaşamak için İstanbul Sözleşmesine, 6284’e, nafaka hakkına sahip çıkıyoruz. Biliyoruz ki biz ancak birbirimizi ve haklarımızı savundukça güçlüyüz. Yaşamak istiyoruz, şimdi her zamankinden çok yaşamak istiyoruz. Kadınların ve LGBTİ'lerin eşit ve özgür yaşadığı bir dünyayı mücadelemizle kuracağız." (ANKA)