Etik Kurulu Başkanı: Şike insanın gözünden kaçmış olabilir

Etik Kurulu Başkanı: Şike insanın gözünden kaçmış olabilir

 

Mehmet Baransu

(10 Mayıs 2012)

 

Şike gözden kaçmış olabilir

 

Etik Kurulu’nun şikeyle ilgili yedi ay arayla hazırladığı iki farklı raporun ayrıntılarını dün gazete yayımladık. İlk raporda bazı kişi ve kulüplerin şike ve teşvik yaptıkları net bir şekilde belirtilmesine rağmen ikinci hazırlanan raporda bazı suçlamaların tek tek aklanmıştı. Bu durum da kamuoyunda çok tartışıldı. Bu tartışma üzerine tartışmanın odağında bulunan Etik Kurulu’nun bir numaralı ismi Başkan Prof. Dr. Oğuz Atalay’la dün bir telefon görüşmesi yaptım. İkinci raporda bazı isimlerin ve kulüplerin nasıl aklandıklarını sordum. Atalay şu açıklamayı yaptı: “İlk raporu fezlekelere dayanarak yazdık. Ancak daha sonra kişilerin savunmalarını almaya başladık. Bazı şüpheliler, şüpheleri izale edecek beyanlar, belgeler sundular. Bunlar da birbirini destekliyordu. İkinci raporda bazı isimlerin olmamasının nedeni bu.” Atalay, bu açıklamanın ardından kendilerine sunulan bazı belgelerden bahsetti. Telefon kayıtlarında geçen ve maç şifresi olduğu anlaşılan inşaat kelimeleriyle ilgili Fenerbahçe yönetiminin belgeler sunduğunu söyledi. Atalay’a ve de Etik Kurulu’na göre konuşmalarda geçen inşaatlar, Fenerbahçe yönetimindeki kişilerin bildiğimiz inşaatlarıymış. İnşaatların ruhsat ve belgeleri sunulmuş. Bu açıklamaya bir itirazım oldu. Bu itirazımı da Atalay’la paylaştım. Ses kayıtlarında inşaatlarla birlikte inşaat işçilerinin isimleri de geçiyor. Ne ilginçtir ki bu inşaat işçileri, şike ve teşvik görüşmelerinin yapıldığı yerli ve yabancı futbolcuların isimleri. “Bunu nasıl izah edeceksiniz” soruma, Atalay doğrusu tatmin edici bir cevap veremedi. Tape’leri alt alta koyduğunuzda böyle bir düşünceye varılabileceğini, “açıklık yok ama şüphe var” diyerek cevapladı. Ardından da şu açıklamayı yaptı: “Bazı konuşmalarda açıklık yok ama şüphe var. Bir şeyi hallediyorlar ama neyi hallettikleri belli değil. Ses kayıtlarına bir bütün olarak baktığınızda mantıklı anlamlı bir bütünlük var. Bir birinin devamı gibi görünüyor. Ancak biz incelediğimizde delil olarak bir biriyle bağlantı kuramadık. Prensip olarak kanaat oluşması için delil olması lazım.” Atalay’a ses kayıtlarında geçen ve bazı isimlerin ceza aldığı inşaatla, tarla sulamalarla ilgili sorumu tekrar sordum. Bu durumu nasıl açıkladıklarını merak ettiğimi belirttim. Şu cevabı verdi:“Yöneticiler birkaç tane inşaattan söz ettiler. Temel atmamışlar. Gitmemişler. Biz inşaatla ilgili konuşmaların ne anlama geldiği konusunda delil bulamadık. Başka delillerle destekleyemedik. Kanaat oluşturamadık ama konuşmalar var.” İnşaat işçisi olarak futbolcu isimlerinin ses kayıtlarında geçtiğini bir kez daha hatırlatmam üzerine ise şu cevabı verdi: “Yöneticilerin bazı konuşmalarla ilgili açıklayamadıkları noktalar oldu tabii. Biz raporumuzda bunun kulüplere izafe edilebileceğini yazdık. Eskişehir, Gençlerbirliği, Ankaragücü maçlarında Fenerbahçe Kulübü’ne suç izafe edilebileceğini raporumuzda belirttik. Aynen şöyle dedik. ‘Fenerbahçe-Gençlerbirliği’ne izafe edilebileceği mütalaa olunur. Şüphenin Fenerbahçe Kulübü’ne izafe olunabileceği mütalaa olunur’ dedik. Çıkarsama yoluyla inşaat işçileri konusunda evet haklınız. Ama biz hukukçu olarak bir tesbit yapamayız. Ama Disiplin Kurulu muhakeme yoluyla bunu yapabilirdi. Bizim raporumuzda neden yok çünkü biz tesbit çalışması yaptık. Çıkarsama yapmadık. Muhakemeyi Disiplin Kurulu yapar. Disiplin Kurulu bunu yapacaktı. Tape’leri alt alta koyup yapacaktı. Buna onlar cevap vermeli. Biz görmediğimizi yazmadık. Ama şüphe mevcuttu raporumuzda.“ Atalay’ın bu açıklamaları çok önemli. Atalay, bazı maçlarda kulübün suça izafe edileceğini belirttiklerini, inşaat işçileriyle ilgili de bir sorun olduğunu söylüyor. Ancak buna rağmen Disiplin Kurulu’nun, Fenerbahçe’yi ve Başkanı Aziz Yıldırım’ı oy çokluğuyla kurtardığı da orta yerde hakikat olarak duruyor. Atalay, kendilerinin de raporu hazırlarken hata yapmış olabileceklerini de görüşmemizde belirti. “Biz de insanız. Tespitte eksiklik mümkündür, insanın gözünden kaçabilir. Üst kurul organları da bunun için vardır. Bizim gözümüzden kaçmış noktalar olabilir. Üst kurul bizim gözümüzden kaçan noktaları bulabilir” diyen Atalay, yaptıklarının akıl yürütme ve muhakeme faaliyeti olmadığını, dosyanın klasörlerinin özetlenmesi olduğunu da sözlerine ekledi. Atalay’a ses kayıtlarındaki şifreli konuşmaları, bu durumdan neden şüphelenmediklerini de sordum. Kendilerine yapılan savunmalarda kişiler, herkesin konuları bilmesinden dolayı kısa ve şifreli konuştuklarını, kendi aralarında böyle anlaştıkları, ne konuştuklarını bildiklerini savunmalarında belirtmişler. Atalay ve ekibi de bu savunmaya ikna olmuş ve normal olarak değerlendirmiş. Herhangi bir şüphe duymamış. Atalay, İbrahim Akın olayıyla ilgili olarak da şu açıklamayı yaptı: “İtirafa dayalı bir şüphenin mevcut olduğunu belirttik. Fenerbahçe ile ilgili, Büyükşehir Belediyesi’nin Trabzonspor ile ilgili oynanan maçlarını İbrahim Akın, avukatının yanında itiraf ediyor. Sonra reddediyor. Ama avukatının yanında itiraf var ve bu da makul şüpheyi haklı kılıyor. Şüpheyi dağıtmıyor.“ Sayın Atalay’ın söyledikleri böyle. Bu sözlerden anladığım ise şu. Evet, şüphe vardı ama Etik Kurulu çıkarsama yoluyla, muhakeme ile hüküm veremezdi. Disiplin Kurulu’nun bu kararı vermesi gerekirdi. Sanırım ortada büyük bir sorun ve suç var ve herkes suçu, sorumluluğu başkasının üzerine atarak bu durumdan kurtulmaya çalışıyor.  

Spor yazarlarının ‘etik’ tepkileri

Ahmet Çakır: Dünya bizimle alay ediyor

Artık bu konuda gizli bir şey kalmadı. İş toplumun zekasıyla alay etmenin de ötesine geçti. Bu kurullarda yer alan insanlar belli ki büyük baskılar altındalar. Üstelik bu baskılar çok yükseklerden de gelebiliyor. Fakat bence yarın öbür gün bu çelişkili tutum ve kararlarını çocuklarına nasıl anlatabileceklerini de düşünmeliler. Türkiye’de nasıl ki iç hukuk yolları tükendiğinde AİHM’e başvuruluyor, buradaki problemin çözümünde de UEFA’dan gelebileceği düşünülüyor. Oysa başlangıçta bu işin yargıya yansıması, tutuklamaların olması İtalya’da heyecanla karşılanmıştı. ‘Siz bizden daha ileridesiniz’ diye iltifatlarda bulunmuşlardı. Ama şimdi bütün dünya bizimle alay ediyor. UEFA’dan gelecek ceza mutlak gibi gözüküyor. Sonra Federasyon biz onu öyle anlamamıştık gibi düzeltme yoluna gidecekler. Ama ne kadar düzeltebilirler kuşkuluyum.

 

Kemal Belgin: Duruşlarına yakışmadı

Raporlar arasındaki çelişkiyi normal değerlendiriyorum. Başka bir şey beklenemezdi zaten. Sürecin başından beri yaşadıklarımıza bakarsak bu sonucun çıkması son derece normal. İki raporu da hazırlayan kişilerin aynı olması nedeniyle bence bu onların duruşlarına hiç yakışmamış. Burada en çarpıcı olan şu; bazı yönetici ve sporcular Disiplin Kurulu tarafından hak mahrumiyetine çarptırılmışlar. Kamuoyunun büyük bir bölümü Aziz Yıldırım’ın da ceza almasını beklerken o bu ekibin içinde bulunmuyor. FIFA ve UEFA, kulüpleri başkanlık seviyesinde tanır ve değerlendirir. Teknik adamlar, sporcular böyle bir olağanüstü koşulda kulübü temsil etmekle sayılmazlar, sadece başkanlar sayılır. Burada Disiplin Kurulu olarak başkanı çıkardığınız zaman, otomatikman kulübü de kurtarırsınız. Mesele bu kadar ucuz ve basittir.

 

Uğur Meleke: Disiplin Kurulu da çelişkili

Birinci rapor yayımlandığı sırada ilgili kişilerin, şüphelilerin ifadeleri alınmamıştı. Ama ikinci rapor yayımlanmadan ifadeler alındı. Bir takım farklılıklar olması doğal ama Disiplin Kurulu’nun kararında İbrahim Akın’ın ve Ahmet Çelebi’nin maç sonucuna etki etmekten hak mahrumiyeti aldıkları gözüküyor. Akın ve Çelebi’nin maç sonucuna etki etmekten ceza almaları şikenin sahaya yansıdığının bir başka ifadesidir. Bu yüzden etik kurulunun iki raporu arasındaki çelişkiden ziyade ikinci raporla, Disiplin Kurulu’nun kararı arasındaki çelişkinin dikkat çekici olduğunu düşünüyorum. 

 

TFF Etik Kurulu’nun iki yüzü

Etik Kurulu sekiz ay arayla birbirinden tamamen farklı iki rapor hazırladı. Birinci raporda şike yaptıkları ve teşvik primi verdikleri belirtilen isimlerin birçoğu ikinci raporda aklandı ama tapeler öyle demiyor.

 

21.02.2011 MANİSA-TRABZONSPOR

Etik Kurulu ilk raporunda Manisaspor ve Trabzonspor arasında oynanan maçta Aziz Yıldırım Serkan Acer, Hikmet Karaman, İlhan Yüksel Ekşioğlu, Cemil Turan Kenan Yaralı ve Semih Özsoy hakkında teşvik primi teşebbüsünde bulundukları hakkında kanaat oluşturdukları yazılırken, ikinci etik kurulu raporunda bunun tam tersi ifade edildi. 

İkinci Etik Kurulu raporunda Manisaspor ve Trabzonspor maçının hemen sonrasında İlhan Yüksel Ekşioğlu ve Aziz Yıldırım arasında 21.54’te yapılan telefon görüşmesi (1444 numaralı dinleme kaydı) sıcağı sıcağına ve samimi duygularla yapılan bir görüşme olarak nitelendirildi. 

21.02.2011 saat 21.54’de maç sonrası Aziz Yıldırımın, İlhan Ekşioğlu’nu aradığı görüşmede şunlar konuşuldu; 

Aziz : “Bunlar söylemişler mi bir şey o Semih öyle söyledi,...Semih bana söyledi şimdi sen söylemişsin ona bir şey söylememişler diye”,  İlhan: “Bizimki aradı başkanım,... bu şey onun var ya orada işçileri bir tane bir iki tane,...dedi ki yalnız tarladaki işçilerin dedi eğer bir şey yaptıysanız bir ekim yaptıysanız dedi hiçbir şeyden haberi yok dedi bak ben söyleyeceğim size dedi,... dedim şimdi o da şeyde bugün gelecekti yanıma da yarın sabah bir gel bakarız dedim”,  Aziz: “Öğren bir bakayım da çok kötü oynadılar ya,... Ömer Aysan o Diksın tamam mı o Kahe”,  İlhan: “Sanki atılmak için oynadılar birde”,  Aziz: “ O Kahe bilhassa kendini attırmak için, Hikmet Hoca da iyi bir maç Makukula’yı alıyor ha s...r lan”,  İlhan: “Bir şey var başkanım bu normal değil yani, ne zaman böyle dikim yapsak olmuyor... ben yarın bunu bir tam öğreneceğim başkanım söyleyeceğim”,  Aziz: “Bunlarla Beşiktaş maçlarını şey yapmaları lazım yani konuşmamız lazım”,  İlhan: “Yarın çağıracağım onu diyorum ofiste bir konuşacağım ben, ...hatta yanımdan da bir şey yaptıracağım”,  Aziz: “Gel bir 15-20 dakika konuşalım...” (tape1444) (görüşmede geçen Ömer Aysan, Jim Dixon, Kahe, Ariza Makukula isimli şahısların Manisasporlu futbolcular olduğu anlaşılmıştır)

 

07.03.2011 G.BİRLİĞİ-FENERBAHÇE

Birinci Etik Kurulu raporunda bu maçla ilgili olarak Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu, Serdar Kulbilge, Tamer Yelkovan gibi isimler için “şike yapmıştır” ifadesi net bir şekilde kullanılıp, Aziz Yıldırım kulüp başkanı, İlhan Ekşioğlu’nun yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle şikenin Fenerbahçe için yapıldığı ifade edilirken, ikinci raporda Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım konu dışında bırakıldı. Oysa ki soruşturma sürecinde ortaya çıkan tapelerde Aziz Yıldırım’ın da bu maçla ilgili konuşmaları bulunuyordu.  28 Şubat 201110:07 İlhan Ekşioğlu, Tamer Yelkovan’ı arıyor ve 250 bin dolar istiyor.   

İlhan: “Var mı bir gelişme?”  Tamer: “E borcumuz ne kadardı ki?”  İlhan: “Benim 250 alıp gitmem lazım”  Tamer: “Bir 250 ödedik ama değil mi?”  İlhan: “Geçmişleri temizleyerek geliyoruz yani” 28 şubat 2011 13:08 Ekşioğlu, Aziz Yıldırım’ı arıyor ve ödeme için onay alıyor.  Aziz Yıldırım: “Ben gidiyorum havaalanına,..yarın akşam dönüyorum yani. Hallet ha çok önemli”  İlhan: “Siz konuşabilir misiniz, size bir şey demiştim ya,...Tamer Beyle,...dedim ya bir kısmını götürmem lazım”  Aziz: “Tamam söyleyeyim” 28 Şubat 2011 13:21 Yıldırım, Ekşioğlu’nu arıyor.  Aziz: “Konuştum tamamdır, hallettik tamam mı?”  İlhan: “Tamam başkanım bu hafta açılır ara” 2 Mart 2011 15:55 Yıldırım, Ekşioğlu’nu arıyor.  İlhan: “Karşıdaydım dönüyorum..”  Aziz: Nedir vaziyet?”  İlhan: “Gayet iyi, üç tarlayı da sürdük, ekinler çıkar yani”  2 mart 2011 18:15 Doğan Ercan, Ekşioğlu’nu arıyor.  İlhan: “Ben bunlarla konuştum diyeceğim haberin olsun tamam diyeceğim”  Doğan: “Konuştun zaten abi neyi yalan söylüyoruz ki girdiğimiz işi şey yapıyoruz. Kaleciyle konuşmadım. Konuş dersen cumartesi konuşurum”  2 mart 2011 18:21Doğan Ercan, Ekşioğlu’na SMS atıyor; “12 numarayı unutma ismi Azofeifa onunla da konuşacağım”  5 mart 2011 18:38 Ekşioğlu, Yıldırım’ı arıyor.  İlhan: “Biriyle buluştum, bir emaneti vardı onu verdim. Bütün derdim bizim maç Başkanım, onu da çok iyi yani şeyler çok iyi hiç bir derdimiz yok”  Aziz: “Adam geldi mi o konuyla ilgili”  İlhan: “Yok şimdi öbürü geldi bu bizimkiyle ilgili olan geldi”  5 mart 2011 21:21 Ekşioğlu, Yıldırım’ı arıyor.  İlhan: “Mehmet Akgün var sağ kanat, yarın bizim şey de solda oynuyor”  Aziz: “Niye, Dia’yı tutmak için mi şey mi?”  7 mart 2011 10:41 Ekşioğlu, Doğan Ercan’ı arıyor ve “Ne yaptın her şey iyi mi?” diye soruyor. Doğan  Ercan, “İyi abi. Konuştum hepsiyle gerekeni yaptım her şey onlara kaldı, kulübe gideceğim listeyi alacağım gelirim senin yanına” diyor.  7 mart 2011 10:49 Ekşioğlu, Doğan Ercan’ı arıyor ve daha önce verdiği, “Organizasyon başarıyla tamamlanmadan ödeme yapılmayacak” talimatı için tekrar teyit alıyor.  7 mart 2011 20:45 maçın ilk yarısı 2-2 berabere tamamlanıyor. Ekşioğlu, Mehmet Şen’i arıyor ilk yarıdaki aksaklığın hesabını soruyor.  İlhan: “Biz öldük ya bunların var ya ben topunun a.. ben o antrenörü göremedim biliyor musun şeyde,...soyunma odasına giriyordum, diyecektim senin yapacağın işin diyecektim. Bırak abi ya. Başkan benim a.. s.çtı ya”  Mehmet: “Bu işler öbürü gibi olmaz. 2-0’dan sonra çocuklarla konuştum. 2-0’dan sonra biz hareketlendik biz ondan evvel bir şey yapmadık, seyret diyorlar. Başkana böyle söyle Ankara kalesi var ya Ankara kalesi” 

7 mart 2011 21:01 Mehmet Şen, Ekşioğlu’na SMS atıyor başarılı çalışmasına delil olarak; “Şansal, Denizli ve Markus kaleciyi TV’de bitirdiler”  8 mart 2011 11:29 | Ekşioğlu, Doğan Ercan’ı arıyor, maçı rahat alamadıkları için, başarısız organizasyonun hesabını soruyor ve parayı geri istiyor. Doğan Ercan da iade edeceğini söylüyor.  14 mart 2011 23:40 Cengiz Demirel, Serdar Kulbilge ile yüzyüze görüşmesinin ardından Mehmet Şen’i arıyor ve polis takibinden şüphelenen Serdar Kulbilge’nin endişesini aktarıyor. 

Cengiz: “Bugün çok ters bir olay oldu hiçbir şey konuşmayalım bundan sonra”  Mehmet: “Niye ters bir olay oldu?”  Cengiz: “Serdar’ı takip etmişler bugün de”  Mehmet: “Ben arayacağım seni gece”  17 mart 2011 10:44 Cengiz Demirel ve Serdar Kulbilge ile görüşmesinin ardından Serdar Kulbilge’nin ödemeyi hak ettiğine ikna olan ve bunu Aziz Yıldırım ile paylaşan İlhan Ekşioğlu para ayarlaması için Tamer Yelkovan ile görüşüyor.  İlhan: “O dünkü arkadaşlarla ilgili birisiyle konuştuk şimdi de, ona bir 50 daha artıracağız ha işçiyi. O geçmiş yaptığı hak edişle ilgili”  Tamer: “Anladım eskiden kalma” 

 

17.04.2011 TRABZONSPOR-BURSASPOR

 

Etik Kurulu birinci raporunda 17.04.2011 Trabzonspor-Bursa arasında oynanan karşılaşmada İlhan Ekşioğlu ve Ali Kıratlı arasında geçen Sercan Yıldırım ve Volkan Şen üzerine şike görüşmelerinden sonra Ekşioğlu ve Kıratlı hakkında şikeye teşebbüs ettiği üzerine karar çıkmıştı. İkinci rapor ise Ekşioğlu ve Kıratlı’nın teşvik girişiminde bulunmadığını yazdı. 

05.04.2011 tarihli 16:17’de yapılan İlhan Ekşioğlu ve Ali Kıratlı arasındaki görüşme; 

Ekşioğlu: Bursa’daki taş işçilerinden bir iki tane getirebilir misin buraya bugün?  Kıratlı: Benim kardeşim var.  Ekşioğlu: Arkadaşların vardı ha, onu getirebilir misin buraya?  Kıratlı: Almak için mi yoksa öbür bahsettiğin konu için mi?  Ekşioğlu: İkisini de konuşuruz ama esas öbür bahsettiğim konu için.  Kıratlı: Ama önden öyle girmemek lazım konuşayım arayayım mı seni?  Ekşioğlu: Çok çok acil ha bu çok acil yani.  Kıratlı: Ben eve mi getireceğim senin?  Ekşioğlu: Gizli tabi eve geleceksin eve. (2276)  05.04.2011 tarihli 16:19’da Ali Kıratlı, Sercan Yıldırım’ı arıyor ve telefon açılmıyor.(2277)  05.04.2011 tarihli 16:27’de yapılan Ali Kıratlı ve İlhan Ekşioğlu arasındaki görüşme;  Kıratlı: Çalışıyor herhalde açmadı, o döner bana dönünce bir organize yaparım.  Ekşioğlu: Onun arkadaşı olur mu arkadaşı (Volkan Şen’den bahsediliyor)  Kıratlı: O varya her zamanki ekürisi.  Ekşioğlu: Ha işte esas o lazım ha. Kıratlı: Ya bilmiyorum ona da söylerim yani ben. (2278)  05.04.2011 tarihli 20:07’de yapılan Ali Kıratlı ve Sercan Yıldırım arasındaki görüşme;  Sercan: Abi ne haber aramışsın idmandaydım ya... Geldin mi Bursa’da mısın?  Kıratlı: Yok İstanbul’dayım, ne diyecektim sana doğum günü süprizi yapacağım gelecek misin İstanbul’a?  Sercan: Haftaya geliyorum.  Kıratlı: Yok lan bugün falan gelmeyecek misin gece mece?  Sercan: Yok abi işte bizim cumaya maç. O yüzden cuma maçımı yapacağım abi sonra iki gün tatil.  Kıratlı: İyi o zaman cumartesi akşamı İstanbul’dayız o zaman, yanıma gel işim var tamam mı oğlum. 

 

09.04.2011 ESKİSEHİRSPOR - FENERBAHÇE

Etik Kurulu tarafından hazırlanan ilk raporda, Eskişehirspor-Fenerbahçe maçı ile ilgili olarak Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu, Ali Kıratlı, Şekip Mosturoğlu, Sezer Öztürk, Ümit Karan, Bülent Uygun gibi isimlerin şike yaptığı açık bir dille belirtilmesine rağmen ikinci raporda bu isimlerden sadece Ali Kıratlı’nın kurula sevk edilmesi tavsiye ediliyor. Kurul, görüşmelerin Sezer Öztürk transferiyle ilgili olduğunu vurgulasa da maç öncesi yapılan telefon görüşmelerinde Aziz Yıldırım’ın İlhan Ekşioğlu ile bu karşılaşmanın istedikleri gibi sonuçlanması için Ümit Karan ve Bülent Uygun’a, 250 bin dolar olduğu tahmin edilen, “250 gram” şike bedeli ödenmesi talimatı verdiği görülüyor.  21.03.2011 17:14: Ekşioğlu Ali Kıratlı’yı arıyor:   

İlhan: “Sen şimdi konuş bu...250 gram”  Ali: “Sen konuştun mu”  İlhan: “Konuştum... Olumlu”  Ali: “Biz kendi standartlarımıza göre yapalım diyorsun”  İlhan: “Hayır 250 gram”  Ali: “Anladım 250-250”  23.03.2011 12:42: Ali Kıratlı, Bülent Uygun’u arıyor:  Ali: “İstanbul’da mısın?”  Bülent: “Eskişehir’e geçiyorum yoldayım”  Ali: “Yaramazlık, yok değil mi”  Bülent: “Yok”  23.03.2011 19:40’da Ali Kıratlı’nın Ümit Karan’ı aradığı görüşme;  Ali: “Yeşilköy tarafındayım, göreyim seni”  Ümit: “Tamam”  Ali: “Yeşilköy tarafına geçince beni ara”  23.03.2011 21:31: Ali Kıratlı, Ekşioğlu’nu arıyor:  Ali: “Bu arada seni göreyim de öyle gideyim”  İlhan: “Görürsün”  Ali: “Göreyim çünkü beraberdim bugün hepsiyle. Geldiğinde görüşürüz”  05.04.2011 14.59: Ali Kıratlı’nın, Bülent Uygun’u aradığı görüşme;  Ali: “Ya ne demeç verip duruyorsun gazetelere ayıptır oğlum”  Bülent: “Yeneceğiz demişimdir, yenileceğiz mi diyeyim”  05.04.2011 20:10’da Aziz Yıldırım’ın Tamer Yelkovan’ı aradığı görüşme;  Aziz: “Avantamı isterim, 1,5 trilyonu takip et”  Tamer: “Hemen ödemeleri hallederiz”  Aziz: “Al hemen dağıt. Oradan 200’ü ayır İlhan’a”  Tamer: “Bir tek cumaya 300 bin avro bulacağız bir türlü, belki Yasemin halleder”  07.04.2011 13:05: Ali Kıratlı’yı, Ekşioğlu’nun aradığı görüşme;  İlhan: “Sana bir şey gönderttiriyorum”  Ali: “Tamam Ali mi getirecek”  İlhan: “He he Ali”  Ali: “O zaman gidiyorum hemen hazırım ben çantamı mantamı aldım”“  İlhan: “Ali sen yap hallederiz”  Ali: “Şey için sıkıntı yok diyorum pazartesi için değil mi bak”  İlhan: “Yok baba yok”  Ali: “Beni Allah aşkına bir daha şey yapma yüz göz etme”  07.04.2011 21:43’de Ali Kıratlı’yı, Ümit Karan’ın aradığı görüşme;  Ali: “Merhaba ciğerim. Otelin yanında şef restorant mı ne bir yer var, buradayım. Şimdi bir de hoca geldi çıkacak şimdi, hoca gidecek sonra ara beni odaya gelirsin konuşuruz”  Ümit: “Ben oraya gelmeyeyim abi”  Ali: “Ben tam donanımlı hazırım yani”  Ümit: “Tamam sen gel abi buraya bize gel”