Etik Kurulu üyesi: Demirören yalan söylüyor, teşebbüs de şüpheli de belli!

Etik Kurulu üyesi: Demirören yalan söylüyor, teşebbüs de şüpheli de belli!

 

Mehmet Baransu

(Taraf- 1 Mayıs 2012)

 

Yıldırım Demirören yalan söylüyor

 

Yıldırım Demirören basın toplantısında “iddianamede bile yer almayan bazı müsabakalar da dahil olmak üzere, Etik Kurulu tarafından incelenen 22 müsabaka ile ilgisi olan tüm kulüpleri Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na sevk etme kararı almıştır. Bu kulüplerimizin çoğu hakkında Etik Kurulu şüpheye dahi rastlanmadığını rapor etmiştir” diye konuştu. 

Etik Kurulu’ndan ismini vermeyeceğim bir kişi ile görüştüm. Yıldırım Demirören’in basın toplantısında yalan söylediğini anlattı ve şunları söyledi; “Yıldırım Demirören basın açıklamasında etik kurulu raporunda teşebbüs ve şüphenin olmadığını söyledi ancak bu doğru değil. Raporumuz okunduğu takdirde teşebbüsün de şüphenin de net bir şekilde olduğu görülecektir. Başkan Demirören kendisine çok güveniyorsa raporu internet sitesine koysun. Basın toplantısında yalan söylediği net bir şekilde ortaya çıkacaktır çünkü teşebbüs var. Demirören yönetimi neden korkuyor raporu niçin internete koymuyorlar?”

 

Konuyu para cezasıyla kapatacaklar

Türkiye Futbol Federasyonu beklenen açıklamasını dün yaptı. Bu köşeyi takip edenler için yapılan açıklama sürpriz olmaktan çıktı. Basın toplantısında yapılan açıklamaları neredeyse kelimesi kelimesine ve fazlasıyla iki gündür bu köşeden okudunuz. Bugün sizlerle, yaptığım görüşmelerin ardından bundan sonra neler olacağıyla ilgili değerlendirmelerde bulunacağım. 

Demirören’in dün kullandığı en ilginç cümlelerden biri şuydu: “Disiplin yaptırımlarımızın hedefi suçluya suçunun bedelinin ödettirilmesinden ziyade caydırıcılıktır. Bu husus göz ardı edilmemelidir.”

Basın toplantısında bu bölüm gazetecilerin dikkatinden kaçmasına rağmen, şike ve teşvik girişiminde bulunan kulüplere suçun bedeli ödettirilmek yerine, “caydırıcılık” adı altında olayın kapatılacağı aslında dün itiraf edildi.

Peki, ne mi olacak? 

Yıldırım Demirören, basın açıklamasının ardından dün yakın çevresi üzerinden basın mensuplarına süreç sonunda puan cezası verileceği yönünde bilgiler aktardı. Ancak aldığım duyumlar, bu açıklamaların oyunun bir parçası olduğu yönünde ve böyle bir kararın kesinlikle çıkmayacağı.

Ağır para cezası verilerek bu iş noktalanacak gibi. Önce Disiplin Kurulu cezayı kuşa çevirecek, ardından da top Tahkim’e atılarak, kalan bölüm burada aklanacak. Tıpkı Demirören’in dün söylediği gibi “sahaya yansıyan bir durum” olmadığı görüşü belirtilip, “Bir şeyler yapılmış ama bu sahaya yansımamış” denilecek. Ve olay kapatılacak. 

Aslında böyle bir karar alınacağı dün yapılan disiplin talimatındaki değişiklikle de itiraf edildi. Yapılan değişiklik şöyleydi: “Müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlâkına aykırı şekilde etkilemek yasaktır. Teşvik primi verilmesi de bu kapsamdadır. Bu ihlallerin kulüp yöneticileri tarafından gerçekleştirilmiş olması durumunda, ilgili kulüplere bir alt lige düşürme cezası verilir.” 

Disiplin Kurulu ve Yönetim Kurulu yaptıkları bu değişiklik sonrası, müsabakaların sonucunun etkilenmediği kararı verip, bu işe nokta koyacaklar. 

Dün yapılan açıklama ve değişiklikte 58. Madde’yle ilgili bir bölüm daha dikkatimi çekti. Bu durum ya bilinçli bir şekilde ya da farkına varılmadan maddeye kondu. Çünkü, Demirören yönetimi kişilerle kulüpleri ayırt edip, cezaları buna göre vermek üzere yönetime seçilmişlerdi. Disiplin talimatının eski halinde “şike, teşvik veya teşebbüsü kulüp başkanı veya kulüp yöneticisi yaparsa, fiil kulübü bağlıyor ve takımlar küme düşürülüyordu.” Ancak dün yapılan değişiklikle bu tanım genişletildi. Yeni düzenlemeye “Kulüp yöneticileri” tanımı getirilerek kapsam genişletildi. Eski talimat, başkan ve yönetim kurulundaki 15 kişiyi kapsarken şimdi takımdaki diğer yöneticiler de bu maddeye eklenerek 50 isimden birinin yapacağı eylem, kulübü bağlar hale geldi.

Burada eğer gözlerden kaçan bir durum yoksa, bilinçli bir şekilde bu madde konduysa, burada amaçlanan ise şu; Trabzonspor zorlama bir kararla Etik Kurulu raporuna sokulduğu için, Trabzon yönetim kurulunda bulunmayan üye “Kulüp yöneticisi” kapsamına sokulacak ve Trabzon’a sus denerek, olay kapatılırken alınacak kararlara ortak edilecek. Akla en yakın mantık da bu gibi görünüyor. 

Dün yapılan değişiklikte dikkat çeken bir nokta da “ağır ihlal” kelimelerinin yeni düzenlemeye girmiş olması. Burada da bir sorun var; “Bana göre ağır olan” bir durum başka bir isme göre “ağır” olmayabilir. Ucu açık bir düzenlemeyle bu soruşturmayı kapatma amacı net bir şekilde bu ibareyle de ortaya kondu. 

Şimdi gelelim ne olacağı sorusuna. 

Play-off’lar devam ettiği için Demirören yönetiminin puan silme cezası vermesi neredeyse mümkün değil. Çünkü bu uygulanabilir bir yöntem değil. Yarış henüz bitmedi ve devam ediyor. Fenerbahçe geçen hafta Galatasaray’a ya da bu hafta Beşiktaş’a yenilmiş olsaydı, puan silme cezasını gündeme getireceklerdi. Fenerbahçe de ligden koptuğu için buna razı olacaktı. Ancak ortadaki fiili durumdan dolayı, bunu uygulamaya sokamayacaklar. Ağrı para cezası vererek soruşturmayı kapatacaklar.

Dün Disiplin Kurulu’na sevk edilen takımlara baktığımda tıpkı Trabzonspor’da olduğu gibi Galatasaray konusunda da çok zorlama bir kararın alındığını gördüm. Bunun nedeni ise şu; Galatasaray’ın Disiplin Kurulu’na sevk edilmesinin nedeni Şekip Mostoroğlu’yla, Adnan Sezgin arasında geçen bir telefon görüşmesi. Mosturoğlu, Sezgin’den Fenerbahçe-Galatasaray maçı öncesi takım listesini istiyor. Sezgin de bunu veriyor. Sezgin’in listeyi vermesinin nedeni ise Kulüpler Birliği’ne girmek ya da Genel Sekreter olma isteği. Bu isteğini de Şekip Mosturoğlu üzerinden yapmaya çalışıyor. Ancak Federasyon’un atladığı bir konu var. Sezgin o dönem, görevde değil ve Galatasaray’ı bağlayan bir durum ortada yok. Bu olay da tamamen kişiyi bağlayan etik bir durum. Burada amaçlanan da tıpkı Trabzonspor’a dendiği gibi “sen de fazla konuşma ve sus. Alacağımız kararlara ortak ol.” 

Peki, ağır cezalar verilmezse, olay para cezasıyla kapatılırsa UEFA’nın tepkisi ne olacak? 

UEFA daha önce yönetim kurulunun 58. Madde’yi değiştirmesine karşı çıkmıştı. Genel kurul kararıyla yapılacak değişikliğe ise bir kereliğine izin vermiş ve puan cezasının da 25-30 aralığında olması şartını getirmişti. 

Federasyon bu durumun tam aksine bir değişiklik yaptı. Cezalar UEFA’yı tatmin etmezse, takımlara özellikle Fenerbahçe’ye ağır cezaların yolda olduğu söyleniyor. Tatmin edici bir ceza verilmesi halinde ise UEFA, önümüzdeki yıl Fenerbahçe’yi Avrupa kupalarına almayarak olayı noktalayacak. Takımlar da minimum cezayla cezalandırılacaklar.

Dün görüştüğüm AK Partili bir yetkili ise Başbakan Erdoğan’ın, UEFA’yla anlaştığını, UEFA’nın sponsorluk, para ve yaklaşan seçimleri dikkate alıp, Türkiye’de nasıl bir karar verilirse verilsin, en az cezayla olayı kapatacağını iddia etti. UEFA’ya yakın isimlere bu durumu da sordum. Buna pek ihtimal vermiyorlar ve soruşturmanın kapatılması halinde takımlara ağır cezaların geleceğini düşünüyorlar. 

Son düzlüğe artık girdik ve önümüzdeki günlerde neler olacağını hep birlikte göreceğiz.