Etkisi azalan 'süper güç'

Etkisi azalan 'süper güç'

Ortadoğu son birkaç yılda kelimenin tam anlamıyla bir yangın yerine döndü. Libya, Mısır, İran ve Suriye'deki karışıklıklar ortadan kalkmadan Irak'ta dengeler alt üst oldu. Bir yandan da Filistin- İsrail ilişkileri dramatik bir boyut kazandı. Gazze'de Filistinliler'in roketli saldırılarına sert karşılık veren İsrail ordusu ise bölgedeki gerginliği krize dönüştürdü. ABD'nin bölgedeki etkisi ise şu sıralar hiç hissedilmiyor.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin inisiyatifinde Filistin ve İsrail arasında sürdürülen barış görüşmelerinin sekteye uğraması, ABD'nin Orta Doğu'daki etkisini de azalttı. German Marshall Fund Temsilcisi Hassan Mneimneh bu durumdan ABD Başkanı Obama'nın izlediği Ortadoğu politikasını sorumlu tutuyor.

Basından eleştirel bakış

Kaliforniya'daki Standford Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Victor Davis Hanson, National Review adlı internet haber sitesinde “Obama Ortadoğu'yu nasıl kaybetti?” başlığıyla yayımlanan yorumunda, ABD Başkanını politika ve ideolojiyi bölgedeki kazanımlardan yeğ tutmakla eleştiriyor.

Washington Post gazetesi ise Irak'ta şu an yaşanan krizi Amerika'nın Ortadoğu politikasının başarısız olmasına bağlıyor.

Hassan Mneimneh'ın eleştirdiği nokta, ABD'nin bir eylem planı geliştirmeden Ortadoğu'ya müdahil olması.

Mneimheh görüşlerini şu sözlerle özetliyor:

“Zannımca, mesele yanlış hesap değil, asıl mesele hiçbir şekilde bir tahmin yürütülmemiş olması. Biliyorum, sert bir ifade bu ama Suriye'nin neden Afganistan'dakilerden de tehlikeli olan cihatçıların beşiği haline getirildiği sorusuna başka yanıt vermem mümkün değil. Pro aktif önlemler almadan, maliyet artmadan bu sorun çözülebilirdi. Bugün Suriye ve Irak'ta yaşananlara engel olabilmek için büyük kaynakları mobilize etmemiz gerekiyor.”

ABD'nin kötü alışkanlığı

Washington Post gazetesinde diğer eleştiri konusu olarak da Obama hükümeti'nin "kötü bir alışkanlığından" söz ediliyor. ABD'nin Ortadoğu siyasetini "ümit ve beklenti" üzerine kurduğunu ileri süren gazete, bu durumun da hayal kırıklıklarına yol açtığını savunuyor. Örnek olarak, Suriye Devlet Başkanı Esad'ın koltuğundan indirileceği, Mısır'daki ihtilalci generallerin demokrasiyi tesis etmek üzere yeniden işbaşına geleb ileceklerine olan kat'i inanç gösteriliyor.

Victor Davis Hanson, bir adım daha ileriye giderek ABD'nin izlediği yanlış politıkanın daha ağır sonuçları olduğunu belirtiyor. Hanson'a göre ABD bölgedeki dostlarını kaybetti, düşmanlarına da cesaret verdi. Radikal İslamcı örgütlerin güçlenmesine neden oldu.

Irak'ta neler olacak?

Peki ya Irak'taki durum ne? Şimdi Irak'ın ABD'nin istediği gibi şekillenip şekillenmeyeceği merak konusu oldu. Yani Irak Başbakanı Nuri El Maliki ABD'nin tüm dinlerin ve etnik grupların temsil edildiği bir yönetim oluşturulması talebini acaba yerine getirecek mi? ABD de Maliki'yi IŞID'le mücadelede destekleyecek mi? Ama Irak'ın şu sıralar Amerika'nın esirgediği desteği İran ve kendine yakın diğer ülkelerden aldığı da bir gerçek.

Hassan Mneimneh ABD'nin bölgede nüfuzunu yeniden arttırması için Obama hükümetinin pek sıcak bakmadığı kara operasyonlarına zaten gerek olmadığını belirtiyor. Ayrıca Amerikan halkının endişelerine karşın, o kadar yüklü maliyet gerektirecek bir operasyonun da şart olmadığını savunan uzman, ABD'nin stratejik bir vizyon geliştirip, bu yönde angaje olmasının bölgede yeniden etki kazanmasına yeteceğini vurguluyor.