Milyonlarca Avrupalı’nın ortak parası Euro 1 Ocak’ta 10 yaşına girdi. 1 Ocak 1999’da kullanıma giren Euro, günümüzde Amerikan Doları’nın yanında dünyanın en önemli ikinci parası konumuna ulaştı. Avrupa ortak para birimi Euro para dünyasına gözlerini açışının onuncu yıldönümünü yeni yıl ile birlikte kutladı. Bundan on yıl önce kaydi işlemlerde kullanılmak üzere yaratılan Euro tam anlamıyla bir başarı tarihi yazdı. Devlet ve hükümet başkanları 2 Mayıs 1998’i 3 Mayıs’a bağlayan gece ortak para biriminin 15 üyeden onbirinde tedavüle girmesini kararlaştırmışlardı. Zamanla üye sayısının 27’ye yükseldiği Birlik Avrupası’nda ortak para birimini kullanan ülkelerin sayısı da 15’i buldu. Devlet ve hükümet başkanları ortak para biriminin 1 Ocak 1999’da devreye girmesini karara bağlamışlardı. 12 saat süren Euro Bölgesi pazarlığında, ortak para biriminin iç ve dış değerini korumakla görevlendirilen Avrupa Merkez Bankası’nın ilk başkanının, Hollandalı Wim Duisenberg olması benimsenmişti. Ama Fransa, Duisenberg’in sekiz yıllık görev süresi dolmadan Merkez Bankası Başkanlığı’nı Jean Claude Trichet’e devretmesinde ısrar etmiş ve talebini ortaklarına kabul ettirmişti. “Sakat doğum” diyenler yanıldı Euro’nun sancılı doğuşunun tavizlere borçlu olunması kimi uzman tarafından zaaf olarak nitelendirilmişti. Euro’nun sakat doğum olduğunu öne sürenler ise yanıldı. Avrupa para birimi kısa zamanda Amerikan Doları’nın yanında dünyanın en önemli ikinci parası oldu. Hala birçok Avrupalı pahalılık getirdiği gerekçesiyle Euro’yu lanetliyor ama Avrupa parasının Avrupa’daki seyahatleri kolaylaştırıp artan petrol fiyatının etkilerini azalttığı unutuluyor. Euro, henüz tamamlanmamış bir proje. Gerçi Avrupa Merkez Bankası tamamen bağımsız bir kurum ama hükümetler sık sık konjonktürü canlandırma hedeflerine bankayı alet etmeye çalışıyor. Fransa Avrupa Merkez Bankası’ndan faizleri düşürmesini talep ederken İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi de Merkez Bankası’nın tek görevinin „enflasyon kontrolörlüğü“ olamayacağını savunuyor. Kuruluş aşamasında Avrupa Merkez Bankası’nın Alman ekolüne uydurulması için büyük çaba harcayan Berlin yönetimi ise bankanın tam bağımsızlığı üzerinde titriyor. Siyasi yönetim sorun oldu Ana sorun, Euro Bölgesi’nin siyasi yönetiminden kaynaklanıyor. Para politikası tamamen Merkez Bankası’nın görev alanında kalırken, ekonomi ve bütçe politikalarının milli hükümetler tarafından yönlendirilmesi çelişkilere yol açabiliyor. Almanya ve Fransa’nın yüksek bütçe açıkları uzun yıllar Maliye Bakanları Konseyi’nin karar almasına imkan tanımamıştı. Ayda bir kez toplanan Euro Bölgesi Maliye Bakanları Konseyi’nin bağlayıcı kararlar alamaması da eleştiriliyor. Paradan sorumlu AB Komisyonu üyesi Joaquin Almunia, üye ülkelerin bütçe gibi, ekonomik rekabet gücü ve mali istikrar konularında da Euro Grubu tarafından denetlenebilmesi gerektiğini söylüyor. Lizbon antlaşmasında ortak para biriminin mümkün olan en kısa zamanda bütün AB üyeleri tarafından kullanılmasının öngörülmesi, denetleme ve koordinasyon görevlerindeki dağınıklığa son verilmesini gerektiriyor.