Hürriyet yazarı Oya Armutçu, ev alım ve satımı yaparken vatandaşın dikkatli olması konusunda uyardı. Armutçu, "Alıcı bir miktarı ödeyip geri kalanını sonra vermek isterse dolandırılmamak adına ne yapmak gerekir?" sorusuna yanıt olarak ev sahiplerine iki farklı yol gösteriyor: "Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapabilirsiniz. Borcun vadesine göre uyumlu süreli bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi satıcıyı korur" ya da "Ödenmeyen borç için taşınmaz üzerine satıcı lehine birinci sıradan ipotek tesisidir"
Oya Armutçu'nun "Ev satarken dolandırılmayın" başlığıyla (25Eylül 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Ev satarken de alırken de dikkat. Çünkü her gün yeni bir dolandırıcılık yönetimi piyasaya çıkıyor.
Parayı peşin alıp tapuyu devretmek alıcı ve satıcı için en rasyonel yöntem. İkinci el konut satışlarının düştüğü bu dönemde alıcı bir miktarı ödeyip geri kalanını sonra vermek isterse dolandırılmamak adına ne yapmak gerekir? Önce okurum B.D.’nin bu konudaki mail’i:
“Hürriyet gazetesindeki yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum. Size danışmak istediğim bir konu var. Bizim durumumuz şöyle; evimizi satmak istiyoruz ama alıcı paranın bir kısmını sonra vermek istiyor. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılarak, paranın tamamen ödenmesi koşuluyla satışın belirli bir süre sonra gerçekleştirilmesi üzerine anlaşma yapmak doğru olur mu? Ev sahibinin zarar görmemesi için nasıl bir yol izlenebilir?”
Bu sorunun yanıtını uzun yıllar kadastro hâkimliği de yapan eski Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ’a sordum. Karadağ’ın okuruma yanıtı ve bu konudaki uyarıları şöyle:
“Aranızda gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapabilirsiniz. Borcun vadesine göre uyumlu süreli bir gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi satıcıyı korur. Ancak alıcı tapusunu alamayacağı için yanaşmayabilir. Hem alıcıyı hem satıcıyı tatmin edecek en makul yol; ödenmeyen borç için taşınmaz üzerine satıcı lehine birinci sıradan ipotek tesisidir. Ancak bu iki yöntem dışında kalan bakiyeye dönük çek-senet almak gibi uygulamalar alacağın tahsiline dönük sıkıntı yaratabilir. Esas olan paranın tamamının peşin ödenip tapunun devridir.”
İkinci soru ise İ.Ç. adlı okurumun mail’inden. O soru da şöyle:
“Oturduğum apartmanda 25 daire var. Dairelerin tamamı 5-6 ev sahibine ait. Apartmanda oturan bir ev sahibi var. O da yönetici. Her şey tekelinde. Ev sahipleri uğraşmak istemedikleri ve sadece ellerine geçecek kiraya baktıkları için işleri yönetici olan kişiye bırakmışlar. Toplantı olmadığı halde yapılmış gibi kararlar alınıyor. Bir gecede aidata zam gelebiliyor. Kiracı olarak toplantıda alınan bu kararların kopyasını talep edebilir miyim?”
Bu soruyu da Karadağ’a ilettim. Karadağ’ın tüm kiracılara yol gösteren değerlendirmesi de bakın şöyle:
“Siz önce yönetimden bu kararların kopyasını talep edin. Vermezse ev sahibinizden yardım isteyin. Ev sahibi diyorum, çünkü kiralayan her zaman kat maliki olmayabilir. Apartmanın ortak giderlerinden asıl sorumlu olan kişi kat malikidir. Kiracı ise ortak giderlerden kira miktarı ile sınırlı olarak sorumludur.
Aidatın, bağımsız bölümlerin çoğuna sahip kat maliklerince orantısız ve haksız olarak fazla belirlendiği kanaatindeyseniz, fahiş aidatı kira miktarından keserek borçtan kurtulma yoluna da gidebilirsiniz. Eğer ev sahibiniz kiradan kesilmesine itiraz ederse yapacağı iş, aidatların belirlendiği kat malikleri kuruluna katılan ve aidatın belirlenmesinde olumlu oy kullanan diğer kat malikleri aleyhine hâkimin müdahalesi için sulh hukuk mahkemesine dava açmaktır. Zira kat mülkiyeti hukukunda muhataplık kat malikliğine bağlıdır ve diğer kat maliklerine karşı ancak sizin ev sahibiniz olan kat maliki hâkimin müdahalesini isteyebilir.”