Eve gece geç saatte geldiği için kuzeni Döndü Çağlayan ile kavga eden H.G hakkında, kuzeninin ölümüne neden olduğu iddiasıyla 'kasten öldürme' suçundan 25 yıl hapis istemiyle dava açıldı. H.G., yargılamanın sonunda ’taksirle ölüme neden olma’ suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sanığın suça eğilimli olduğu kanaatine varılarak, cezasında indirim yapılmadı.
DHA'dan Felat Bozarslan'ın haberine göre, İstanbul’un Esenler ilçesinde yaşayan ve 2016 yılında ailesinden ayrılarak Diyarbakır’daki kuzeniH.G.’nin yanına yerleşenDöndü Çağlayan, 17 Nisan 2016 günü yaşadıkları apartmanın 5’inci katından düşerek hayatını kaybetti. Genç kadının cenazesi İstanbul’da toprağa verilirken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Soruşturmanın şüphelisi olarak gözaltına alınan H.G., ifadesinin alınmasının ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, hakkında ’olası kastla adam öldürme’ suçundan 25 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı.
Yaşamını yitiren genç kızın gece geç saatlerde eve gelmesi nedeniyle kuzeni H.G. ile sürekli tartıştığı belirtilen iddianamede, olay günü de maktulün saat 04.00 sıralarında eve geldiği kaydedildi. Eve geç gelmesi nedeniyle Döndü Çağlayan ve H.G. arasında tartışma yaşandığını kaydeden savcı, karşılıklı itiştikleri anda genç kızın 5’inci katın penceresinden düşerek hayatını kaybettiğini belirtti. Şüphelinin, maktulü merdivenlerden iterek kırık olduğunu bildiği pencereden düşürüp, ölümüne sebep olduğunu belirten savcı, H.G.’nin cezalandırılmasını istedi.
İddianamenin kabulünün ardından tutuksuz sanık H.G.’nin yargılaması Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. İfadesi alınan H.G., halasının kızı Döndü Çağlayan’ın olaydan 3 ay önce, ailesinin kabul etmemesi üzerine kendi yanına yerleştiğini belirterek, "Gece dışarı çıkmaya, çok geç saatte dönmeye başladı. Elinde hediyelerle dönüyordu. Eve geç gelmemesini söyledim. Sürekli eve geç saatte gelmeye devam etti. Bir süre sonra evimde kalmasını istemediğimi söyledim. Olay günü 04.00 sıralarında eve geldi. Odama girerek, saçımdan çekmeye başladı. Ben de onun saçını tuttum ve kapının önüne atmak istedim. O sırada salonda bir şarap şişesi bulup, 2-3 kez kafama vurdu. Onu dışarı atıp, kapıyı kilitledim. Polisi arayacağım sırada küfür etmeye başladı. Komşulara rezil olmamak için kapıyı açtığımda yine bana saldırdı. Ben onu içeri çekmeye çalıştım. O sırada merdivenden yuvarlanıp düştük. Kafamı kaldırdığımda Döndü yoktu. Camdan aşağı düşmüştü. Bağırıp, yardım istedim" dedi.
Esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, sanık H.G.’nin boğuşma sonucu merdivenden yuvarlandıklarını söylemesine karşılık, olay yerinde keşif yapıldığını belirtti. Keşifte merdiven boşluğunun bittiği yerde 30 santimetre yüksekliğinde beton blok olduğunun tespit edildiğini kaydeden savcı, Döndü Çağlayan’ın merdivenlerden yuvarlanması halinde beton bloğa takılacağını vurguladı. Maktülün yuvarlanarak düştüğü yönündeki sanık savunmasının uygun olmadığına dikkat çeken savcı, "Sanığın maktulü merdivenlerden aşağı itmesi neticesinde maktülün merdiven bitimindeki boşluktan düşerek hayatını kaybettiği, sanığın bu neticeyi öngördüğü olası kast ile hareket ettiği, maktülün kan ve idrarında alkol tespit edildiği, sanığın haksız tahrik altında olası kast ile maktülün ölümüne yol açtığı değerlendirilmektedir" dedi.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık H.G.’yi ’taksirle ölüme neden olma’ suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırdı. Sanığın geçmişi, suça eğilimli kişiliği, olumsuz ilişkileri, fiilden sonraki davranışları ve cezanın geleceği üzerindeki olası etkilerini dikkate alan mahkeme, ceza oranında iyi hal indirimi yapmadı.
Gerekçeli kararda, sanık hakkında daha yüksek cezayı gerektiren ’Olası kastla insan öldürme’ eyleminden dava açıldığını belirten mahkeme, sanık ile maktul arasında sanığın kastına sebebiyet verecek boyutta bir husumetin olduğuna dair delil bulunmadığını kaydetti. Sanık H.G.’nin, maktüle karşı yaralama veya öldürme kastının bulunmadığı ifade edilen kararda, "Sanık savunmasında; boğuşma sonucunda maktül ile merdivenden yuvarlandıklarını söylemişse de maktülün merdivenden yuvarlanması halinde beton bloğa takılacağı anlaşılmıştır. Merdiven boşluğu maktulün doğrudan camdan düşeceği kadar dar değildir. Boğuşmanın merdiven boşluğunda da devam ettiği, sanığın maktulün camdan düşebileceğini öngörmeyerek itişmeye devam ettiği ve bu haliyle eyleminin taksirle insan öldürme suçunu oluşturduğu kanaatine varılmıştır" denildi.