2021'in başında Çin'in en büyük gayrimenkul şirketlerinden Evergrande'nin içinde bulunduğu mali kriz ve yabancı yatırımcılarına olan yaklaşık 300 milyar dolarlık borcu dünyaca dikkat çekmeye başladı.
Evergrande, yurtdışı yatırımcılarına ve bono sahiplerine olan borcunun tamamını ödeyemeyeceğini bildirdikten sonra Çin hükümeti ile borçları yeniden yapılandırma sürecine girdi. Bu süreçte şirket kurucusunun kişisel varlıklarının bazısı satılabileceği de bildirildi.
Finansal araştırma şirketi İpek Yolu Araştırma'nın direktörü Vinesh Motwani, "Mevcut durum şeffaf olmasa da Çin'deki bağlantılarımızla konuştuğumuzda kimse şaşırmıyor" diyor.
Bazıları Evergrande'nin durumunu 2008 yılında küresel mali krize yol açan Lehman Brothers'ın iflasına benzetti.
Ancak son birkaç aydır Pekin yönetiminin durumu Washington'dan çok farklı bir şekilde idare ettiği ortaya çıktı.
Yavaşca yaklaşan tehdit
2008'de döneminde ABD'de araştırmacı olarak çalışan Motwani, Lehman Brothers'dan farklı olarak Evergrande krizinin herkes farkında olduğu ve öngördüğünü anlattı.
Yaklaşık bir yıl önce Çin hükümeti bazı gayrimenkul şirketlerinin borç almasını sınırlayacak 'üç kırmızı çizgi' adlı bir borç eşiği politikası başlattı.
'Üç kırmızı çizgi' politikası gayrimenkul sektöründe yıllardır devam eden ve Çin Merkez Bankası'nın "sorumsuzluk" olarak tanımladığı kontrolsüz borçlanmayı denetlemek için oluşturuldu.
Evergrande'nin kontrolsüz borçlanma konusunda en büyük suçlulardan bir tanesi olduğu biliniyordu, dolayısıyla uzmanlar böyle bir krizin uzun zamandır yaklaştığını da tahmin ediyordu.
Danışmanlık şirketi TS Lombard'da Çin ve Asya Bölgesi Araştırma Başkanı Rory Green, Evergrande krizini yavaşça ama apaçık bir şekilde yaklaşan bir tehdit olarak tanımladı.
Green, "Evergrande hakkındaki uyarılar uzun zamandır konuşuluyordu, bono sahipleri şirketin temerrüde düşmesine şaşırmamalı" dedi.
Bu kriz Lehman Brothers'ın iflasından neden farklı?
Evergrande krizi ve Lehman Brothers iflası arasındaki en büyük farklardan bir tanesi, ABD hükümetinin 2008 döneminde duruma müdahale etmek için özel bir yasa tasarısı hazırlamak zorunda olmasıydı. Çin hükümetinin ise böyle bir sorunu yok ve her an müdahale edebilir.
Çin hükümeti, ülkenin gayrimenkul piyasasının kontrolünü devlet bankalarına vererek hangi şirketlerin yükümlülüğünü yerine getiremeyeceğini takip edebiliyor. ABD hükümetinin 2008 krizi döneminde böyle bir öngörüsü yoktu.
Çin hükümeti aynı zamanda finansal olarak zorlanan şirketlere vereceği destek konusunda çok daha ABD'den çok daha seçici davranıyor. ABD hükümeti 2008 döneminde dünyanın en büyük bankalarını mali destekle iflastan kurtarmıştı.
Natixis adlı yatırım bankasında Asya Pasifik Bölgesi Baş Ekonomist Alicia Garcia Herrero, Çin hükümetini "Tümör üzerinde ameliyat yapan ve neyi kurtarması gerektiğini hesaplayan bir doktora" benzetti.
Çin hükümeti için Evergrande'nin günlük operasyonlarının devam etmesi, ev inşaatlarının aksamaması, gayrimenkul alıcılarının olumsuz etkilenmemesi ve gayrimenkul sektörüne olan güvenin zedelenmemesi önemli.
Herrero, "Hükümetin ameliyat sırasında hastanın kalbinin atıp atmadığını da kontrol etmesi gerekiyor, bu da insanların gayrimenkul sektörü konusundaki algısı" dedi.
Vinesh Motwani, Çin'in bu seçici yaklaşımının krizin gayrimenkul piyasası üzerindeki etkisini şimdilik azalttığını düşünüyor.
Motwani, "Konut fiyatları yıllık bazda hala artış gösteriyor. Aylık olarak kaydedilen düşüş de çok yüksek değil" diyor.
Ancak konut fiyatlarındaki düşüş devam ederse potansiyel alıcıların konut almaktan vazgeçebileceği yönde endişeler de var.
Uzmanlar, Evergrande'nin yeniden yapılandırılmasının aylar, hatta yıllar sürebileceğini söylüyor, Çin hükümetinin krizin Lehman Brothers iflasında olduğu gibi dünya ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerini kontrol etmeye çalıştığını söylüyor.
Rory Green, 2020'de kapanan Çinli sigorta şirketi Anbang'ın yeniden yapılandırılma sürecinin iki yıldır devam ettiği ve henüz bitmediğini söyledi ve devam etti:
"Evergrande çok daha büyük bir şirket o yüzden bu süreç uzun yıllar sürebilir. Bana sorarsanız finansal olarak en kötü dönemi atlattı. Şirket büyük ihtimalle farklı bölümlere ayrılacak ve bölgesel bankalar her bir bölümden sorumlu olacak, bu da sektörün ve ekonominin istikrarlılığı açısından önemli olacak."
Evergrande'nin yurt dışındaki alacaklıları genelde zengin yatırımcılar oduğu için henüz ödemelerindeki aksamaar ekonomik krize sebep olmadı, ancak bazı araştırmacılar yaşananların Çin'in gayrimenkul sektörü üzerindeki etkisi ve sektörün itibarı konusunda endişeli.
Bondsupermart adlı finansal piyasaları araştırma platformundan Jackson Chan, "Bu durum kesinlikle yabancı yatırımcıların Çin'in offshore gayrimenkul bonoları konusundaki güvenini sarstı" dedi.
Evergrande krizinin belki en önemli etkisi de Çinli gayrimenkul müteahhitlerinin yabancı yatırımcılardan borç almasını çok zorlaştırmış olması.
Çin'deki gayrimenkul sektörü için uygun fiyatlı yabancı yatırım imkanlarına olan erişimin azalması büyük bir tehdit.
Bundan sonra Çin hükümetinin uyguladığı gayrimenkul politikaları ve sektörün karşı karşıya olduğu tehditler arasındaki dengeyi nasıl tutturacağı izlenecek.