Evrensel gazetesinin baş yazarı İhsan Çaralan, anayasa değişikliği referandumuna ilişkin yürütülen "Evet" kampanyasıyla ilgili olarak "Amasya’da, referandum kampanyasının ilk resmi mitingini yapan Başbakan Binali Yıldırım, mitingde, toplanan kalabalığı heyecanlandıracak bir şey bulma sıkıntısı yaşadı. Çünkü 'evet'i savunacak “Yeni bir şey söylemek” için kıvranan Yıldırım’ın sıkıntısı alana da heyecansızlık olarak yansıyordu" dedi.
İhsan Çaralan'ın "'Evet' cephesinde sıkıntılar büyüyor" başlığıyla yayımlanan (3 Mart 2017) yazısı şöyle:
Referanduma bir buçuk aydan az bir zaman kaldı. Ama süreç ilerledikçe, “evet” cephesindeki sıkıntıların büyüyüp dışa vurduğuna da tanık olmaya başladık. Söylediklerinin halk içinde itibar görmediğini fark ettikçe, sıkıntıların daha da büyüyüp iç çatışmalara dönüşmesi de kaçınılmaz görünüyor.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Antalya’da halk pazarında, “Gaçma gel konuşalım” diyen esnaftan “gaçması”ndan sonra MHP Genel Başkan Yardımcısı Adana Milletvekili Prof. Dr. Mevlüt Karakaya’nın da, Aydın’da düzenlediği basın toplantısında, referanduma neden ’evet’ diyeceklerini açıklayamaması da bir mini skandale dönüştü. “Neden evet demeliyiz” soruları üzerine ne dediği pek anlaşılamayan profesör unvanlı Karakaya, “evet” denmesi için ikna edecek bir şeyler söylemediğini fark etmiş olacak ki, durumu “Sonra anlatırım!” diyerek geçiştirmeye çalıştı.
Öte yandan, “evet” için anketlerde çıkan verilerin kötü gelmesi üzerine, “motivasyonu bozduğu” gerekçesiyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “anket çalışmalarına ara verilmesini” istediği belirtiliyor. Ama, Türkiye gazetesi dün Erdoğan’ın isteğine aykırı olarak ama, ‘evetçiler’ arasında “motivasyonu yükselteceği” için “mahzur” yaratmayacak bir sonuç açıkladı!
“Evet”în çığırtkanlarından Türkiye gazetesinin dünkü “haberinde”, hafta sonunda toplanan AKP MKYK’sinde konuşulan “anket sonuçları” yayımlandı! Buna göre, güneydoğu ve doğu illerinde “evet” yüzde 60’larda, Karadeniz ve İç Anadolu’da yüzde 70, Ege, Marmara ve Akdeniz’de ise “hayır”la “başa başmış! Türkiye ortalamasında ise evet yüzde 57!
Motivasyon için büyük yalan. Ama kimsenin inanmayacağı bir yalan! Bu rakamlar hangi araştırmaya dayandırılıyor bu belli değil. Çünkü bugüne kadar kamuoyuna açıklanmış hiçbir araştırmada bırakalım böyle yüksek rakamları, “evet”in önde olduğunu gösteren bir tek anket çalışması yok!
Dahası, “evet”in itibar görmemesi ve MHP tabanında “Bahçeli’ye hayır”la da birleşen “hayır” tutumunun hızla büyümesi, AKP-MHP yönetimi arasındaki kutsal ittifakta da çatlaklar yarattı. Bunun farkında olan Bahçeli, tabandaki rahatsızlığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetlisi olarak Ankara’ya gelen Barzani’nin ziyareti sırasında Kürdistan Bayrağı asılmasına tepki göstererek aşmaya çalışıyor. Bahçeli tepkisini “Bize karşı Barzani tercih ediliyorsa, bunu iyi niyetli görmeyiz”e kadar götürdü. Böylece AKP’nin MHP ile ittifakının, onu “evet” için Kürtlere rüşvet vermeye bile zorlanacağı (Barzani’nin böyle bir zamanda Ankara’da misafir edilmesinin Kürt oylarına yönelik bir oyun olduğunda hemen herkes hemfikir) bir köşeye sıkıştırdığı da ortaya çıkmış oldu.
“Evet” cephesinde sıkıntı sadece yukarıyla sınırlı da değil. Önceki Gün Amasya’da, referandum kampanyasının ilk resmi mitingini yapan Başbakan Binali Yıldırım ise, mitingde, toplanan kalabalığı heyecanlandıracak bir şey bulma sıkıntısı yaşadı. Çünkü “evet”i savunacak “Yeni bir şey söylemek” için kıvranan Yıldırım’ın sıkıntısı alana da heyecansızlık olarak yansıyordu. Kürsünün önünde toplanmış belki birkaç yüz kişilik kalabalık bir yana bırakılırsa kalabalığın büyük çoğunluğu Başbakanı, mitinglerde pek muteber sayılmayacak bir sükunetle dinledi! Bu yüzden de Yıldırım, Amasya’ya 15 yıllık AKP iktidarı boyunca kaç okul, kaç hastane kaç milyarlık yatırım yaptıklarıyla övünmeye sığınarak mitingi kurtarmaya çalıştı. Sanki yapılanlar, “tek adam yönetimi” tarafından yapılmış da “tek adam rejimi”ne evet denirse bundan sonar da devam edilecekmiş gibi!
Başbakan, miting boyunca söyleyecek şey bulamadıkça, topluluğu heyecanlandırmak için yerli yersiz yaptığı “evet” dedirtecek önceden hazırlanmış, laflara sarıldı. Ne var ki, meydana toplanmış kitle de Başbakan kadar heyecandan yoksun olduğu için olacak, Yıldırım’ın soğuk esprileri bile bir canlılık yaratmadı. Yani mitinge giden kararsız Amasyalıları Başbakanın “evet” demeye ikna etmiş olduğunu söylemek çok zor.
Bu yüzden de, “Süreç ilerledikçe, Cumhurbaşkanı ve Başbakan sahaya indikçe ‘evet’ eğilimi güçlenir” demek için hiçbir dayanak görünmüyor. Çünkü bu ülkede aylardan beri Cumhurbaşkanı ve Başbakan her gün birkaç saat canlı yayında konuşuyor neredeyse tüm medya ellerinde ve onların görüşlerini propaganda ediyor.
Bundan sonra, bugüne kadar söylediklerinden fazla ne söyleyecekler ki?
Galiba en iyisini de MHP Genel Başkanı Yardımcısı Karakaya söylemiş: “Sonra anlatırım!”
Bu “evetçiler” için iyi bir örnek olabilir; “Hele siz evet deyin biz niçin evet denmesi gerektiğini daha sonra anlatırız size!”
Yoksa bugün “evet”i savunanların ne evet için söyleyecekleri yeni bir şey var ne de halkı ikna edebilecek gerçek gerekçeler. Bu yüzden ‘evet’ cephesinin tepesindeki çekişmeler tabana yansıdıkça, evet eğilimi daha da zayıflayacağı gibi, bu zayıflama tepedeki çatlakları da büyütecektir!