"Evet" sonucunu MHP ile işbirliği değil, Kürt oyları mı getirdi?

"Evet" sonucunu MHP ile işbirliği değil, Kürt oyları mı getirdi?

16 Nisan’da yapılan referandumda, güneydoğu ve doğu bölgelerinde “Evet” oyları yükseldi. Ağrı, Van, Hakkâri, Şırnak, Siirt, Bitlis, Muş, Tunceli, Bingöl, Diyarbakır, Batman, Mardin ve Şanlıurfa’da “Evet”e dönen oy sayısı yaklaşık 450 bin oldu. Star gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren göre AKP, “Evet” oylarında MHP’nin eksikliğini doğu ve güneydoğu bölgelerinden kapattı.

Eş başkanları tutuklu olan HDP'nin oy deposu olan Güneydoğu'daki 10 ilde muhafazakâr Kürt seçmenin önemli bir kısmının oy tercihi referandumda "evet"e kaydı. HDP'nin 1 Kasım'a oranla Türkiye genelinde 450 bine yakın oy kaybettiği tahmini yapılırken, bunun 340 bine yakınının Güneydoğu'dan olduğu hesaplanıyor.

"MHP'nin eksikliği doğu ve güneydoğudan"

Al Jazeera Turk’un haberine göre, Taşgetiren doğu ve güneydoğu bölgesindeki artışı şöyle değerlendirdi:

“AK Parti oylarında sanki MHP’nin eksikliğini doğudan, güneydoğudan kapattığı gibi bir gözlemim var. Buradaki bir kısmın evetten, hükümetten yana kaydığını gözlemleyebiliyoruz. Bu sayede diğer yerlerdeki açığını kapattığını düşünüyorum. Diyarbakır gibi illerde 1 Kasım’da HDP’nin aldığı oylardan 10 puan gibi daha düşük aldığını, seçmenin evet cenahına geçtiğini gözlemliyoruz.”

"Evet’in mimarı Kürtler"

Siyaset Bilimci Tanju Tosun da "Evet’in mimarı Kürtler" diyor. 

"16 Nisan’ın ‘Evet’inin mimarı, Kürtlerdir. Kürt seçmen, Kürt nüfusun yoğun olduğu illerde 1 Kasım seçimlerindeki AK Parti - MHP oylarında artış dikkat çekiyor. Buna karşılık çoğu ilde özellikle MHP’nin 1 Kasım’da oylarının yüksek olduğu illerde bir düşme var. Evet’in mimarı, Kürt seçmen. Bu anlamda önemli bir seçmen. 1 Kasım’daki AK Parti ve MHP oylarının üzerinde bir evet oyu dikkat çekiyor. Özellikle Güneydoğu’da Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı illerde.

"Batman’a bakalım, % 29,9 oy almış iki parti 1 Kasım’da. 16 Nisan’da % 36,5. Van’a bakalım, 1 Kasım’da % 32 almış iki parti. % 42,8 ‘evet’ çıkmış. Siirt’e bakalım. % 38,9 almış AKP, MHP 1 Kasım’da. %47,9 ‘evet’ var.

"Katılımda da keskin bir düşme yok, 1-2 puanlık bir azalma var katılımda. Bundan kaynaklanan bir durum değil. AK Parti’nin Kürt seçmeninin kendisine yetecek kadar bir kısmını ‘evet’ yönünde mobilize ettiği sonucu gösteriyor bize." 

"Kürtler kazandırdı diyebiliriz"

Gazeteci yazar Sedat Yurtdaş da bu sonucu Kürtlerin kazandırdığı görüşünde. Genel olarak 16 Nisan referandum öncesini “sandık yarışının eşit koşullarda yapılmadığı, hayır kampanyası üzerinde ciddi baskı olan ve her zaman tartışılacak bir süreç" olarak değerlendiren Yurtdaş, Avrupa ile siyasi tartışmaya rağmen, AKP’nin beklediği düzeyde evet çıkartamadığını da belirtti.

Fakat “evet”e Doğu ve Güneydoğu’daki Kürt oylarındaki desteği ise şöyle açıkladı:

“Bu sonucu, sandığa gitmeyerek ve oy tercihi değiştirerek Kürtler kazandırdı diyebiliriz. Eyalet tartışmaları bu tutum değişikliğine yol açtı. Ayrıca AK Parti’nin bölge milletvekillerinin bazıları başkanlık olduktan sonra Kürt sorununun çözümünün gündeme geleceği mesajını vurguladı.”

"Kürtler, sorunu bu iradenin çözebileceğini düşündükleri için oy verdiler"

Dicle Üniversitesi’nden hukukçu Doç. Dr. Vahap Coşkun da bu desteği şöyle açıklıyor:

“Kürt bölgesine bakınca da, AKP’nin aldığı oylardan yüksek evet oyu çıktı. 1 Kasım’da Diyarbakır’da AKP yüzde 21 oy almıştı ama şimdi yüzde 33 evet çıktı. Dolayısıyla bu referandumda uca ucuna elde edilmiş bir evet başarısı varsa, bu artışı Kürtler kazandırdı, MHP ile yapılan işbirliği değil.

"Seçmen, Kürt sorununun çözümünde AKP dışında alternatif yok dolayısıyla elini güçlü tutmak lazım, diye düşündü. Kürtler açısından '1982 Anayasası’nın kabul edilebilir tarafı yok ve ondaki her değişiklik, belki farklı bir duruma yol açar' düşüncesi var. HDP dışındaki bazı partiler de, mesela Hüdapar açıktan evete destek verdi."

"HDP'ye oy verecek bir kesim de 'evet' dedi"

Yazar Ümit Fırat da sandığa gitmeyenleri şöyle değerlendiriyor:

“Kürtlerin bir kısmı son iki yılın travmasından sonra siyasetten soğuma, politik aktiviteden uzak durma eğilimine girmişlerdi. Bezginlik vardı. Böyle düşünenler sandığa gitmedi. Bir de HDP’ye oy vermiş, yarın bir seçim olsa belki yine HDP’ye oy verecek bir kesim de referandumda evet dedi."

"Üç seçmen bloğu oluştu"

Sosyolog Prof. Dr. Mesut Yeğen ise farklı görüşte olduğunu belirtirken “Alınan sonuçlar ve yaşanan olumsuzluklara rağmen, HDP etrafındaki Kürtlerin hayır seçeneği etrafında kaldığını gösteriyor” dedi. 

Yeğen, 2019’un Kürtler için önemli olacağını düşünüyor, “Bugünkü biçimde ilerleyecek olursak, Kürtlerin tercihini kazanmanın başkanlık yarışına girenler için önemli olacağını gösteriyor. Üç seçmen bloğu oluşmuş durumda. Bir AKP’deki hayıra yakın MHP’liler, CHP’ye yakın MHP’liler ve Kürtler” dedi.  

Bundan sonra ne olur?

Vahap Coşkun’a göre, önümüzdeki süreç önemli, özellikle de iki husus öne çıkıyor:

“Birincisi, farklı hassasiyetleri göz önüne almak durumunda. Bundan sonra bu yeni anayasaya uygun bazı yasa değişiklikleri yapılacak. Siyasi partiler yasasında, seçim yasasında. Toplumu rahatlatacak, demokratik değişiklikler gerekiyor. İkinci husus da, Kürt meselesi konusunda, sorunun çözümü için siyasi bir tasarrufta bulunması lazım. Sonuçta Kürtler, bu 18 maddeyi çok benimsedikleri için değil, sorunu bu iradenin çözebileceğini düşündükleri için oy verdiler.

"HDP’nin tabanının boşaldığı gibi argümanlarda da bulunulmuştu. Bunların da doğru olmadığı anlaşıldı. Bölgeyi değerlendirirken iki tarafa da keskin yargılarda bulunmamak lazım. Seçmenin oyu kimsenin cebinde değil."   

"AKP, MHP ile yola çıkmış olabilir..."

Sedat Yurtdaş ise AKP’nin kullandığı dilin yumuşayacağı öngörüsünde. “AKP, bu yola MHP ile çıkmış olabilir ve onunla yürümüş olabilir ama MHP’nin tayin ediciliği devam ederse AKP içeride ve dışarıda baskıyla karşılaşacak” diyor. 

"HDP yara almış, hukuk savaşı veren bir parti"

Yurtdaş'ın HDP konusunda da değerlendirmeleri var: 

“HDP yara almış, hukuk savaşı veren bir parti. Baskı altında. Bazı merkezlerde oyunu korudu ama meselâ Hakkari’de yüzde 90’dan 80’e düştü. 7 Haziran seçimlerindekine benzer bir ivme kazanması için kendi içinde çalışmaya ihtiyacı var. Ancak henüz sözünü söylemedi de. Çünkü milletvekilleri cezaevinde. Belediye başkanları görevden alınmış. Atamalarla yönetiliyor bölge. Bu sürecin nasıl sonuçlanacağını, bu şartlar altında, Rojava’daki gelişmeler de etkileyecek.”