Annesinden daha erken yaşta evlenen ve iki çocuk sahibi olan Gülşah Alkoçlar, “18 yaşında sevdiğime inandığım için evliliği seçtim. Hem evlilik, hem de çocuk sahibi olma açısından rekor bende...” diyor. Türk sinemasının genç yaşta anne ve torun sahibi olan dev ismi Hülya Koçyiğit, bayramları şenlik tadında geçiriyor. Eşi, kızı ve torunlarıyla modern şehir hayatına nispet tam bir aile saadeti yaşayan Koçyiğit ve kızı Gülşah Alkoçlar ile evlerinde Milliyet bayram sohbeti gerçekleştirdi. “Çocukluğumda yaşayamadığım, içimde ukde kalmış şeyleri kendi çocuğuma, yaşatmaya çalıştım” diyen Hülya Koçyiğit kızıyla farklı anne modelleri olduklarını söylüyor. Son derece özgürlükçü bir yapısı olduğunu söyleyen oyucu “Kızım bize nazaran fazla muhafazakâr çıktı.” diyor.
Bize nazaran kızım fazla muhafazakâr Kızı ile çok farklı anne modelleri olduklarını söyleyen Hülya Koçyiğit “Benim son derece özgürlükçü bir yapım var“ diyor. Kızı Gülşah Alkoçlar ise söylediğine göre annesinin tam tersi. Alkoçlar “Bende aşırı disiplin ve kontrol var” deyip ekliyor “İlkelerimden dönmem” Türk sinemasının genç yaşta anne ve torun sahibi olan dev ismi Hülya Koçyiğit, bayramları şenlik tadında geçiriyor. Eşi, kızı ve torunlarıyla modern şehir hayatına nispet tam bir aile saadeti yaşayan Koçyiğit ve kızı Gülşah Alkoçlar’la bayram sohbeti gerçekleştirdik. Yılda 16 film çektiği ve çok yoğun bir çalışma temposu sırasında anne olduğunu belirten Koçyiğit, zamanında kızıyla yaşayamadıklarını şimdi torunları Neslişah ve Aslışah’la yaşadığını söyledi.
Bayramlarda unutamadığınız bir anınız var mı? Hülya Koçyiğit: Çocukluğumda bizi mutlu etmek için her şey yapılırdı. Biz üç kardeştik ve bayramın üç günü için ayrı kıyafet diktirilirdi. Her gün farklı kıyafet giyerdik. O bayramlarda giydiğim kıyafetlerimi unutamıyorum. Kendi kendime bir daha o kadar süslü püslü kıyafetler giyemeyeceğim diye üzülürüm. Çocukluğumda yaşayamadığım ukde kalmış şeyleri kendi çocuğuma, yaşatmaya çalıştım. Çocuğumuz için elimizden ne geliyorsa yaptık. Mütevazı bir ailenin çocuğuydum ve ancak bayramlarda böyle elbiseler giyebiliyorduk. Bu nedenle bayramdaki o elbiseler ruhumda coşku yaratıyordu. Gülşah ise daha iyi imkânları olan bir ailenin içindeydi.
Gülşah Alkoçlar: Daha iyi imkânları olan bir ailenin içinde yetiştiğimden bayramlar benim için daha farklıydı. Çünkü bayramlarda yapmam gerekenler arasında ilk başta benim imkânlarıma sahip olmayan insanları mutlu etmek vardı. Öncelikle sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyordum. Şu anda da böyle sivil toplum örgütleriyle beraber nereye yardım götürülmesi gerekiyorsa, önce oraya ulaşıyorum. İkinci olarak akrabalarımızı ziyaret ediyoruz.
Annenizin yaşadığı gibi çocukluk yaşamak ister miydiniz? G.A: Hayır, istemezdim. Çünkü o kıyafetlere sahip olmak istemezdim, onları vererek mutlu olmaktan hoşlanırdım. Şu imkânlarımla insanları mutlu edebiliyorsam, bu bana daha çok zevk veriyor. Ben veren olma taraftarıyım.
‘Manevi borcumu ödemek gibi’ Sanat hayatınızın en iyi döneminde evlendiniz ve bir çocuk sahibi oldunuz. Çocuğunuzla tam ilgilenebildiniz mi? H.K: Uzun yıllar öyle içimde bir eziklik vardı. Bunu kendime dert ediyordum. Her çalışan annenin çocuğu oluyor ama benim çalışma şartlarım biraz daha ağırdı. Daha çok kızımın yanında olmalıyım dediğim ve ezildiğim zamanlar çok oldu. Seneler sonra torunum olduğu zaman bütün çalışmalarımı durdurdum ve torunumla ilgilendim. Bu bana tamamen Gülşah’a olan manevi borcumu ödemek gibi geldi. O zaman Gülşah’a bu duygularımdan bahsettim. O zaman kızım çok şaşırmıştı.
G.A: Çocuğunuza bir gelecek hazırlamak için bayram seyran demeden gözetmeksizin çalışma temposu içine giriyorsunuz. Diyebilirsiniz ki, “Benim annem babam çalışmak dışında benim için ne yapıyor?” Aslında yapılan fedakarlık size... İlerleyen yaşlarda bunun idrakına vardığımda; niçin bu kadar çok çalıştıklarını çok iyi anlıyorum. Annemin o günlerde çalışmış olmasını çok iyi anlıyorum. Çünkü benim eğitimim ve geleceğime yatırım yaptıklarını biliyorum.
Siz niye annenizin mesleğine yönelmediniz? G.A: Daha çok işletmeci olmak istedim. Annemin mesleğini niye tercih etmediğime gelince özel hayatımı paylaşmak istemememden kaynaklanıyor. Annem bizimle beraber hayatında başka şeyleri de paylaştı. Hayranlarını, özel hayatını ve bizi paylaştı. Annemin hayatı bir paylaşım içinde geçti. Özel hayatımı paylaşmayı sevmediğim için olabilir.
HK: Özel hayatım olmuyor. Özel hayatım bütün Türkiye ile paylaştığım hayat...
Ünlü bir ailenin kızı olmak özel hayatınıza müdahale olmuyor mu? G.A: Marjinal yaşayan bir insan değilim. Olduğum gibi yaşadım. Onların hayal ettiği gibi bir çocuktum.
H.K: Bize nazaran kızım fazla muhafazakar çıktı.
Annenize yoğun çalışmasında bir özlem duydunuz mu? G.A: Yaşım küçükken annemle daha fazla zaman geçirmek istiyordum. Annem de çok çalışıyordu ama yaz tatillerinde gittiği yere beni de götürürdü. Ailem imkânlar sunup da çocuğunu yanından uzaklaştıran ebeveynlerden değildi. Çalışma hayatlarına beni de çekiyorlardı. Beraber olalım diye...
Öğrencilik hayatınız nasıl etkiledi? G.A: Okul hayatında çok zorlandım. İşaret edilen bir çocuktum. Başarılı olma baskısı çok vardı. Belki bu baskı da çok iyiydi. Seneler sonra baktığınızda bunu kanıtlamak yüzünden iş hayatında başarılı oldum. Bu baskı beni kamçıladı diye düşünüyorum.
Siz anne olduktan sonra nasıl davrandınız? G.A: Gerekiyorsa çocuğumu ihmal ediyorum. Çünkü çocuklarıma gelecek hazırlıyorum. Fedakarlık yapman gerekiyor ve annemden daha acımasızım. Annem benden çok daha fedakardı. Bir aile olarak yaşamı hep beraber paylaşıyoruz.
H.K: Kızım olağanüstü, her şeyi çok güzel organize ediyor. Onun yokluğunda bile sanki, o varmış gibi evde işler çok iyi yürüyor. Biz ailece iç içe olmayı ve beraber zaman geçirmeyi seviyoruz.
‘Çok farklı anne modelleriyiz’ Şehir yaşantısı insanları birbirinden uzaklaştırıyor, sizin için bu geçerli değil galiba? H.K: Çağımızın yaşam biçimi ve buna aykırı olamıyoruz. Bizler ailelerin bir arada olmasını korumaya çalışan bir aileyiz. Kızım turizm sektöründe olduğu için bayram ve yılbaşlarında çok yoğun oluyor. Önce bütün aile bayramlaşıyoruz, sonra torunlara bakmak bana düşüyor.
Çocuğunuzla yapamadığınız şeyleri torunlarınızla mı yapıyorsunuz? H.K: Gülşah çocuk yaşlarında çok sporla ilgilenirdi ve başarıları oldu. Artistik jimnastik yapıyordu. Sürekli yanında onu destekleyen, onu yüreklendiren ve yarışma anında onun yanında olabilen bir anne olamadım. Şimdi torunum Aslışah ve Neslişah bir yarışmaya girdiği zaman en önde yerimi alıyorum. Aslışah kayak sporuyla ilgileniyor.
Anne kız olara ayrılan noktalarınız nedir? H.K: Oluyor. Çok farklı anne modelleriyiz. Benim son derece özgürlükçü bir yapım var.
G.A: Annemin tam tersiyim, bende aşırı disiplin ve kontrol var. İlkelerimden dönmem.
Bu aşırı kontrol ve disiplin annenizin ünlü olmasından kaynaklanan bir baskıdan dolayı mı? G.A: Karakterimden kaynaklanıyor. Belki annemin ünlü olması nedeniyle daha başarılı olmayım diye daha çok çalıştım. Başarısız demesinler diye ve hedef olarak gösterildiğim için hep kendi kendimi kontrol altında tutmaktan kaynaklanıyor da olabilir. Mantık dışı yapılmış olan, zevk için ve yapılan anlamsız hareketlere tahammülüm yok. Çocuklar böyle şeyler yapabiliyor ama anneme nazaran benim toleransım daha az. Çocukları birey ve büyümüşler diye düşünüyorum. Bu benim erken yaşta büyüdüğüm için olabilir.
H.K: Gülşah, çocuk yaşlarda daha olgun, daha ağırbaşlı, daha bilinçli bir çocuktu. Çocuk gibi çocuk olamadı. Belki erken sorumluluk yüklendiği için. Kendi çocukları için de aynı şeyi bekliyor.
‘Yönetmenlik yapmak istiyorum’ Bu sene sizi bir dizi filmde göremedik nedeni nedir? H.K:Heveslendirecek bir rol olmadığı için bir dizide rol almadım. Çok fazla teklif geliyor ama ‘Ay ben de olayım’ dedirtecek bir senaryo olmadı.
Annenizin sinema filmlerine baktığınız zaman dizilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? G.A: Annem kalitesindeki sanatçıların çok fazla dizilerde görünmesi taraftarı değilim. Dizi film onlar için hafif kalıyor. Onların hâlâ hazırda sinema filmi çekiyor olmaları gerekiyor. Ya da kamera arkasında olup öğretici sıfatları olması gerekiyor.
H.K: Kızımın görüşlerine katılıyorum. Kamera arkasına geçmek yönetmenlik yapmak ve denemek istiyorum. Bu anlamda bir proje var ve içimi heves ve heyecan sarıyor. Önümüzdeki günlerde benden böyle bir şey bekleyin. Zamanında böyle bir teklif geldi ama şimdi kendimi hazır hissediyorum. Bir sene içinde 14 - 16 film yaptığım dönemler oldu. O yılları bu kadar çok yoğun geçirmeseydim ve daha az yapıp yaşayabilseydim. Gerçi ben geçinebilmek için o filmleri yaptım. O kadar az paralarla film yapıyorduk ki, maaş alır gibi. Bu nedenle uzun zaman seslendirme yapamadım.
Birçok ünlü isim evleniyor, ancak belli bir süre sonra ayrılıyorlar sizin uzun süren bir evliliğiniz var. Bunu nasıl başardınız? H.K: Eşim sayesinde başardım. Eşimle sevgiyi buldum. Beni seven, sevdiği için anlayan ve anlamaya çalışan, beni mutlu etmek için yaşayan, hayatı düşüncesi, yediği, içtiği, kokladığı her şey beni nasıl mutlu edebilir diye düşünen bir insanla birlikteyim. Dışa dönük bir yaşamdansa birbirimize dönük bir yaşamı seçtiğimiz için büyük bir etkisi var. İnsanların çok uzun yıllar boyunca aradığı şey mutluluk. Onu ilk başta yakaladım ve bırakmayacağım.
Eşiniz sizin için neler yapıyor? H.K: Aşkı ve heyecanı taze tutuyor. Bulunduğum atmosferden beni çıkarmayı çok kolay başarır. Beni çok sık sevindirir. Bazen de kızımdan tüyolar alır.
‘Hem evlilik, hem de çocuk olarak rekor bende’ Gülşah Hanım siz annenizden yaş olarak daha erken evlendiniz, sizin evliliğiniz nasıl gidiyor? 18 yaşında sevdiğime ve kendime inandığım için evliliği seçtim. Hem evlilik, hem de çocuk sahibi olma açısından rekor bende... Bizim evliğimiz ilk önce sevgi, saygı, özveride bulunmak ve paylaşmayı sevmek üzerine kurulu... Problemleri önce kendimle sonra karşımdakiyle halletmeye çalışıyorum. Benim eşim de sürprizler yapıyor.
Annenizle dışarı çıktığınızda neler yaşıyorsunuz? Annemle dışarı çıktığım zaman bazen hayranlarının yanında bir anda saf dışı kalıyorum. Dışarıdan annemi seyretmek hoşuma gidiyor. Anneme hayranlarının sevgisi hoşuma gidiyor. Seviyorlar ve sayıyorlar ve iyi ki de böyle diyorum.
Gülşah Hanım sizin çocukluk hayaliniz neydi? Annemle her şeyi paylaştığıma inanıyorum. Evlilik oyunlarında hep anne rolünü seçerdim. Belki de, bu annelik oyunu yüzünden erkenden evlendim.
Annenizle birlikte sinema filmlerinde rol aldınız ve neden oyunculuğu devam ettirmediniz? Küçük olduğunuz için sempatik oluyorsunuz ve anne ve babanızdan dolayı orada rol alıyorsunuz. Aslında küçük olduğunuz için orada oyun oynuyorsunuz. Becerilerin ve kabiliyetin söz konusu oluyor ve orada bunu sergilemek her yiğidin harcı değil. Bu yüzden oyunculuğu seçmedim.
Anneannemin 70. yaş gününe büyük bir sürpriz hazırlıyorum Annenizle anneanneniz arasındaki fark nedir? Anneannem her şeye, her şeye evet diyor. Bazen hiç olmayacak şeyi bile çok güzellikle anlatıyor. Onda bile “Hayır” demiyor ve neden olmaması gerektiğini söylüyor. Annem ise daha kuralcıdır. Annemle çözemediğim şeyleri anneannem ile çözerim.
Hülya Koçyiğit’in kızı olduğu için anneniz okul döneminde zorlandığını söyledi, peki evin küçük kızı olarak sizin için durum nasıl? Okuduğum okulda hep aynı olan insanlar var. Ailemi biliyorlar ve onların aileleri de popüler insanlar. Bu anlamda bir zorluk çekmiyorum.
Büyüyünce ne olmak istiyorsunuz? Mimar olmak istiyorum.
Anneanneniz gibi oyuncu olmayı hiç düşünmediniz mi? Hayır düşünmedim.
HK: Torunum, “Anneanne senin ve annemin birlikte filminiz var keşke seninle ben de oynasam” diyordu. Tamamen bir tesadüf eseri Sinan Çetin reklam filminde torunumu ikna etti, bir reklam filminde oynadık ve oyunculuktan vazgeçti. “Anneanne senin işin ne kadar zormuş. Hayatta bu işi yapamam” dedi.
Anneannenizin kitabı çıktı, onu okudunuz mu? Anneannemin kendi anneannesinin hikayesi beni daha çok etkiledi
H.K: Anneannemin 1.5 yaşlarında iken babası Çanakkale harbinde şehit düşüyor. Anne dul kaldığı için bir başka köyden talibi çıkıyor. Talibi de çocuklarını istemiyor. Sonrasında ya kaçırılıyor ya da kendi kaçıyor ama iki kız çocuğu ortada kalıyor. Anneannemin ablası 5 yaşında anneannem ise 1.5 yaşında... Anneannemin ablası hastaymış ve yalnız kaldıkları evde vefat etmiş. Anneannem ablasının yanında iki gün geçirmiş. Sonradan anneannemi evde tek olduğunu görmüşler. Orada anneannem ölen ablasıyla sarılmış konuşuyormuş. Sahipsiz bir çocuk olduğu için kasabanın etrafında biri evlat ediniyor. Onlar da İstanbul’a geliyor ve anneannem burada büyüyor. Sonra da erken yaşta evlendiriliyor. Bu hem beni, hem de torunumu çok etkiledi.
Annenizin ve anneannenizin en sevdiğiniz ve sevmediğiniz yönleri neler? Annemin en çok sevdiğim yönü programcı olması... Anneannemin her şeyini seviyorum. İleride anneannemin 70. yaş gününde büyük bir sürpriz yapmak istiyorum. Anneannem hâlâ bana 40 yaşında gibi gözüküyor.
'En ön sırada yerimi alıyorum’ Hülya Koçyiğit bayramları torunlarıyla bir arada geçirmekten çok mutlu olduğunu söylüyor. Küçük torunu Aslışah’ın kayak sporuyla ilgilendiğini belirten Koçyiğit “Şimdi torunum Aslışah ve Neslişah bir yarışmaya girdiği zaman en önde yerimi alıyorum” diyor.