“Evrim olmadan biyoloji, fen, coğrafya işlenemez!”

“Evrim olmadan biyoloji, fen, coğrafya işlenemez!”

Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ve Tarih Vakfı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) önerileri almak için askıya çıkardığı müfredat taslağıyla ilgili rapor hazırladı. ERG, evrim teorisi olmadan biyoloji, fen, coğrafya gibi derslerin işlenemeyeceğine dikkat çekti. Tarih Vakfı da, taslağın cinsiyetçiliğin izlerini taşıdığını belirtirken, Türk-İslam toplumlarının dışındaki halkların ötekileştirildiğini vurguladı.

Hürriyet’ten Önder Öndeş’in haberine göre ERG, MEB’in 13 Ocak-10 Şubat arasında görüş ve önerilere açtığı 53 dersin yeni taslak öğretim programını değerlendirdiği raporunda, çeşitli eleştirilere yer verdi.

‘MEB Taslak Öğretim Programları İnceleme ve Değerlendirme’ raporunda din eğitiminin, çocukların soyut konuları kavrayacak düzeyde bulunmadığı birinci sınıf hayat bilgisi dersinde değerler eğitimi altında verilmesinin doğru olmadığı belirtildi.

İlkokul hayat bilgisi taslak öğretim programı kazanımları arasında yer alan ‘dini gün ve bayramlara katılmaya istekli olmak’ ifadesinin ise, laiklik ilkesiyle bağdaşmadığı vurgulandı.

Bu ifadenin ardından dini bayramların yalnızca Ramazan ve Kurban olarak tanımlanması din ve inanç özgürlüğü açısından sorunlu bulundu. Yalnızca Sünni-Müslüman bayramlarının üzerinde durulmasının, çocukları küçük yaştan itibaren ayrımcı davranmaya yönelteceği konusunda uyarı yapıldı.

Ayrıca lisede seçmeli temel dini bilgiler dersinde ‘sekülarizm’ ve ‘pozitivizm’ gibi kavramlara bazı inanç problemleri altında yer verilmesinin ve cihad kavramının ‘vatana ve millete karşı görev ve sorumluluklar’ arasında tanımlanmasının doğru olmadığı belirtildi. 

Raporda öne çıkanlar şöyle:

Atatürk ve Cumhuriyet tarihi dogmalar, donmuş ve kalıplaşmış kurallarla değil, Atatürk’ün ifade ettiği şekilde bilim ve akıl temel alınarak ve tarihsel bir eksende öğretilmeli. 12 Eylül darbesi sonrası programlara giren öğretinin bu yönde değişmesine ihtiyaç var. Ancak bu değişimin altını doldurarak yeni adımların atılması önemli. Atatürk’ün çağdaş kimliğini vurgulayan, ulus inşa sürecindeki öncü kimliğini ortaya çıkaran bir anlayış benimsenmeli. Cumhuriyet tarihi öğretiminde yakın tarihe değinilmesi olumlu. Fakat taslak içeriğinin geliştirilmesinde yarar var. 1950-2016 dönemine ayrılan 13 ünite yetersiz. Konu dağılımları tarihsel dönemlere göre dengesiz duruyor. Çağdaş Türkiye’nin oluşum süreci 11’inci sınıftan itibaren gündeme gelmeli.

Evrim kuramı fen bilimleri öğretim programında yer almıyor. 2004-2005 eğitim yılının 8’inci sınıf müfredatında öğrenciler DNA, doğal seçilim, adaptasyon, mutasyon, modifikasyon ve evrim konularını sırasıyla öğreniyordu. 2013’te güncellenen fen programında adaptasyon, mutasyon, modifikasyon ve evrim ders kazanımlarından çıkarıldı. Taslakta da adaptasyon, mutasyon ve modifikasyon kavramları ders kazanımları olarak yeniden konurken evrim kuramı eklenmedi. Biyoloji, fen bilimleri, coğrafya gibi dersler ancak evrim kuramı kapsanarak işlenebilir.

Belirli açık bir pedagojik yaklaşım bulunmuyor. Öğrenim süreci yapısı ise derslere göre farklılık gösteriyor. Örneğin, ilkokul ve ortaokul fen derslerinin öğreniminde öğretmenin teşvik edici ve yönlendirici rol oynayacağı, öğrencinin ise sınıfta aktif şekilde, yaparak öğrenen, tartışan, bilgiyi ürüne dönüştüren birey olacağı dile getiriliyor. Ancak  kazanımlarda belirtilen öğrenilecekbilgi miktarının ders süresine göre oldukça fazla olması nedeniyle, programın istenilen sonuçları sağlayacak şekilde uygulanamaması riski var. Öğrencinin üniteler için önerilen beceri ve kazanımları ne tür etkinliklerle edinebileceğine yer verilmeli.

Bazı taslak programlarda toplumsal cinsiyet rolleri ve kadın hakları sorunlarına değiniliyor. Ancak toplumsal cinsiyet kavramının  ne derinlikte ve hangi örneklerleişleneceği hakkında uzmanların desteği alınarak ayrıntı verilmeli. Ayrıca toplumsal cinsiyet konusu başlığında kadının değeri dile getirilirken eşitlik kavramı kullanılmıyor ve irdelenmiyor.

Değerler eğitiminde, değerler tanımlanmalı, öğrencinin gelişimine uygun programlar olmalı. Uygulamada standart oluşturulmalı ve ileriye dönük önemli adımlar atılmalı. Ayrıca taslakta aktif yurttaşlık vurgusu azaldı. Aktif yurttaşlığın olmazsa olmazları arasındaki siyasal, hukuksal ve kitlesel iletişim okuryazarlığına, katılım ve karar vermeye, hak ve özgürlüklere dair güçlü bir temel ve eleştirel düşünme becerilerine dair kazanımlara ağırlık verilmeli.