Evrim Teorisi: Alman okullarında evrim nasıl öğretiliyor?

Evrim Teorisi: Alman okullarında evrim nasıl öğretiliyor?

Birçok çocuk erken yaşlarda dinozorlarla ilgilenmeye başlıyor. Hayvanat bahçesinde insanoğlu ve şempanzeler arasındaki bazı benzerlikleri keşfediyor, köpek ve kurt arasında nasıl bir bağ olduğunu öğrenmek istiyor. Ancak ilkokul ve öncesi dönemde yöneltilen bu soruları ya ebeveynler yanıtlıyor ya da öğretmenler resmi müfredatın dışına çıkarak cevaplıyor. Çünkü Almanya'da öğrenciler, okullarda evrim konusuyla ilk kez 8 ve 9'uncu sınıflarda yani 13 -14 yaşlarında tanışıyor. Öğrenciler, daha sonra eğer biyoloji dersini seçerlerse "Abitur" adlı lise bitirme sınavından önce 12 ve 13'üncü sınıflarda ikinci kez evrimi ve Evrim Teorisi'ni işliyorlar.

Almanya'da müfredatın hazırlanmasından eyalet hükümetleri sorumlu. O nedenle her 16 eyaletin müfredatı bazı farklılar gösterebiliyor. Yine de hepsinin ilkokul müfredatında evrim, konu başlığı olarak yer almasa da dinozorlar ve türleri, taş devri, hayvan ve bitkilerin değişimi, yaşam alanlarına uyumu gibi biyolojik evrime ilişkin birçok konu bulunuyor.

2015 yılında Almanya'da 80'i aşkın bilim insanı, pedagog ve filozof bir araya gelerek evrimin ilkokul müfredatına alınması için bir girişim başlattı. Evokids adlı projenin sorumlularından biri de Almanya'nın Gießen Üniversitesi'ndeki Biyoloji Eğitim Bilimi Enstitüsü'nün Direktörü Prof. Dr. Dittmar Graf.

Araştırmacı Graf, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada çocukların neden ilkokulda evrim ile tanışması gerektiğini şöyle açıkladı: "Evrim, biyoloji biliminin bir nevi omurgasıdır. Biyoloji biliminin elde ettiği gerçekler, evrim olmadan birbirinden bağlantısız ve bir bütünlük mantığından uzaktır. O nedenle evrim okullarda ilk yıllarda öğretilmelidir. Önce bu omurga oluşturulup diğer tüm bilimsel esaslar da bu omurgaya yerleştirilmelidir. Bunu sonradan yapmak kesinlikle mantıklı değildir".

İlkokul çocukları evrimi anlayabilir mi?

Peki ama ilkokul çağındaki çocuklar, evrim ya da evrim teorisini anlayabilecek yaştalar mı? Graf, bu soruyu "Evrimi, kesinlikle" diyerek yanıtlıyor. Bilim insanı Graf, enstitünün çocuklar üzerinde yaptığı araştırmalara dayanarak "Çocuklar, evrimi, yani bir zamanlar bazı hayvanların yaşamış olduğunu, sonra onların neslinin tükenip yeni hayvanların ortaya çıktığı şeklindeki örnekleri hiçbir sorunla karşılaşmadan anlayabilirler. Örneğin dinozorlar öyle bir konu ki, bırakın dersi, çocukları boş zamanlarında bile meşgul ediyor" diyor.

Graf, buna karşın evrime yol açan sebepleri açıklamaya çalışan Evrim Teorisi'nin ilkokul çocukları için soyut bir konu olduğunu belirtiyor. Eğitim Bilimleri Enstitüsü Başkanı'na göre çocuklara soyut konuları anlatmanın da yolları var: Örneğin oyun şeklinde hazırlanan simülasyonlar. Graf, Evrim Teorisi'nin çocukların soyut düşünmeye başladığı 11 yaşından itibaren simülasyonlarla daha ayrıntılı bir biçimde ele alınabileceğini savunuyor.

Kiliselerin evrime bakışı

Graf'ın evrimin ilkokul müfredatına alınmasını talep etmesinin bir nedeni daha var. O da, ilkokul öğrencileri için hazırlanan müfredatta, bitki ve hayvan türlerinin nasıl oluştuğuna dair öğretilenlerin din derslerinde anlatılan bilgilerle sınırlı kalması. Graf'a göre, burada bir denge unsuruna ihtiyaç var. Çünkü din derslerinde çocuklara Tanrı'nın dünyayı yedi günde yarattığı aktarılıyor. İncil'e göre, Tanrı dünyayı, gece ve gündüzü, deniz ve karayı, hayvan, bitki ve insanları altı günde yarattı ve yedinci gün de (Şabat) dinlendi.

Almanya'da devlet okulların yanı sıra Katolik ve Protestan Kiliseleri'ne ait yüzlerce okul da var. Bu okullar da resmi müfredata bağlı olmak zorunda.

Bununla birlikte günümüzde Almanya'da Katolik ve Protestan kiliselerinin temsilcileri için Evrim Teorisi, İncil'deki yaratılış inancı ile çelişmiyor. Alman Protestan Kilisesi'nin hazırladığı "Okullarda Evrim Teorisi ve Yaratılış İnancı" adlı 22 sayfalık el kitabında her iki konunun birbirinden bağımsız kendi disiplinleri içerisinde ele alınması gerektiği vurgulanıyor. Kitapta "Evrim Teorisi'nin önde gelen savunucuları haklı olarak Hristiyan inancı ile de tanınıyor. Piyanist Alfred Brendel'in bir müzik eseri için yaptığı yorum doğanın esasları için de geçerli: Anladıkça hayranlığımız artıyor" ifadeleri kullanılıyor.

Alman Protestan Kilisesi'nin (EKD) farklı din ve dünya görüşleri üzerine çalışmalar yapan merkezinden (EZW) ilahiyatçı Dr. Reinhard Hempelmann da DW Türkçe'ye verdiği demeçte Protestan Kilisesi'nin Evrim Teorisi'ni reddetmediğini kaydetti. "İnanç temelli dünya görüşü ile makul bilimsel dünya analizlerinin temelde bir zıtlık oluşturmadığını" ifade eden Hempelmann, "Hristiyan inancı bilimsel dünya görüşüne açık bir inanç" dedi.

Hempelmann, İngiliz doğa bilimcisi Charles Darwin'in yaklaşık 150 yıl önce "Türlerin Kökeni" adlı kitabında yer alan Evrim Teorisi ile ilgili karşı oldukları tek konunun "ateistlik sonucunun çıkarılması" olduğunu ifade etti.

Katolik Kilisesi de Evrim Teorisi'ne ilişkin benzer bir görüşü savunuyor. Almanya'daki tüm Katolik piskoposlarını bir araya getiren Alman Piskoposlar Konferansı, Evrim Teorisi'nin yayınlanışının 150'nci yılında yayımladığı açıklamada "Evrim Teorisi'nin İncil ve kilise öğretisi ile temelde uyumlu olduğunu, çünkü aynı olaya yönelik biri bilimsel biri de teolojik iki bakış açısı" olduğu ifadeleri kullanılıyor.

Katolik Kilisesi'nin lideri Papa Françesco da 2014 yılında Vatikan'daki Papalık Bilim Akademisi'nde yaptığı konuşmada "Doğanın evriminin, yaratılış kavramına ters düşmediğini" kaydetmişti. "Tanrıyı elinde sihirli değneği olan bir büyücü gibi hayal etme yanılgısına düşebiliyoruz" diyen Papa, "büyük patlama ve evrimleşme süreçlerinin tesadüfi olmadığını, ilahi bir iradenin ürünü olduğunu" belirtmişti.

Oysa Katolik Kilisesi yüzyıllar boyunca evrenin oluşumu ve gelişimi gibi her türlü bilimsel açıklamayı reddetmiş, Galileo gibi ünlü bilim insanlarını yargılayarak görüşlerinden vazgeçmeye zorlamıştı.

Alman toplumu Evrim Teorisi'ne nasıl bakıyor?

Son yıllarda yapılan anketler, Almanların yaklaşık yüzde 20'sinin Evrim Teorisi'ne kuşku ile yaklaştığını ortaya koyuyor. Bununla birlikte geleceğin öğretmenleri arasında da Evrim Teorisi'ne kuşku ile bakanlar var. Bir süre önce Dortmund Teknik Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi tarafından yapılan temsili bir araştırmaya göre, öğretmen adaylarının yüzde 15'i Darwin'in Evrim Teorisi'ni reddediyor. Bu oran, biyoloji öğrencileri arasında ise yüzde 7'ye düşüyor.

Ancak Prof. Dr. Dittmar Graf'a göre bunun tek nedeni sadece dini görüşler değil. Graf, maymunlarla ortak atalara sahip olma fikrinin birçok kişi için psikolojik bir sorun oluşturduğunu belirtiyor. Graf, "Aklı ve kültürü olmayan ilkel canlılar olarak görülen maymunlarla akraba olma fikri, birçok insanın kendini aşağılanmış hissetmesine neden oluyor" diyor. Oysa Graf, genetik yapımızın büyük oranda uyuştuğu ve 6-7 milyon yıl önce son ortak atalarımızın yaşadığı öne sürülen şempanzelerin, bazı konularda insandan daha ileri olduğunu savunuyor. Graf "Örneğin onlar, sayıları çok daha hızlı takip edip, insanlardan çok daha iyi akılda tutabiliyorlar" diyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Başak Demir