EYT: Emeklilikte yaşa takılanlar ne istiyor, talepleri uygulanabilir mi?

EYT: Emeklilikte yaşa takılanlar ne istiyor, talepleri uygulanabilir mi?

Onur Erem

BBC Türkçe

Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT), yani emekli olmak için gereken prim sayısını doldurmalarına rağmen emekli olma yaşları gelmediği için emekli olamayanlar bir yıldan uzun süredir Türkiye'nin gündeminde.

Sosyal medyadan örgütleniyorlar, seçim dönemlerinden önce yürüttükleri kampanyalarla siyasi partileri etkilemeye çalışıyorlar.

Twitter, EYT hakkında en sık kampanya yapılan sosyal medya platformu.

Son olarak kurdukları Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Ankara ve İstanbul'da büyük toplantılar gerçekleştirdi.

Peki emeklilik yaşı gelmeden emekli olmayı istemek gerçekçi mi? Bu talebin arkasında ne yatıyor ve ne kadar uygulanabilir?

BBC Türkçe'ye konuşan ve 41 ilde şubesi bulunan Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EYT Derneği) Başkanı Gönül Boran Özüpak'a göre emeklilikte yaşa takılanların böyle bir talepte bulunmasının nedeni 1999 yılında yapılan bir yasal değişiklik.

EYT kimleri kapsıyor?

O dönem yaşananları Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Aziz Çelik şöyle anlatıyor:

"EYT sorunu 1999'da DSP, ANAP ve MHP koalisyon hükümeti tarafından kabul edilen ve emeklilik yaşını yükselten 4447 sayılı kanun ile yaratıldı. 8 Eylül 1999 gününe kadar işçiler emeklilik için iki şartı yerine getirmesi gerekiyordu: Kadınlar için 20, erkekler için 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 günlük prim ödeme gün sayısı.

"Yapılan değişiklikle emeklilik yaşı kadınlarda 58, erkeklerde 60'a, prim gün sayısı ise 7000 güne yükseltildi. 8 Eylül 1999 gününden önce işe girenler için kadınlarda 40 ile 58 erkeklerde ise 44 ile 60 yaş arasında değişen kademeli geçiş süresi getirildi."

Aziz Çelik, bu yasanın dönemin muhalefet partileri olan Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi tarafından Anayasa Mahkemesi'ne götürüldüğünü ve iptal kararından sonra kademeli bir emeklilik yaşı düzenlemesine geçildiğini aktarıyor.

Bu yeni düzenlemede 20 yıldır sigortası yatanlar değişiklikten etkilenmese de iki yıl önce sigortalı olmuş kişilerin durumları kökten değişti.

Çelik'e göre o dönemde bu düzenlemeye karşı çıkan sendikalar, bugün de yaşa takılanların sorunlarının çözülmesini istiyor

Çelik bunun mağduriyet yarattığını söylüyor:

"Örneğin yasanın çıktığı 2002'de 2-3 yıllık bir erkek sigortalı çalışanı ele alalım. Bu işçi eski sisteme göre 43 yaşında emekli olabilecekti. Kademeli geçişle bu işçinin emekliliği 15 yıl gecikmiş oldu. Aynı tarihte 2-3 yıllık kadın işçi için bu süre 18 yıl oldu. Kuşkusuz 38 ve 43 yaşında emeklilik kademeli olarak değişmeliydi ancak başka bir sistemle işe başlayıp emekliliği 15-18 yıla kadar gecikenlerin büyük mağduriyet yaşadığı açıktır."

999'dan önce çalışmaya başlayanların prim gün sayılarını doldurduğunda emekli olabilmeleri.1999'da yapılan bu değişikliğin geçmişe dönük uygulanmasına son verilmesi. Yani 1999'dan önce çalışmaya başlayanların prim gün sayılarını doldurduğunda emekli olabilmeleri.

Bu taleplerine dayanak olarak da hukukta kanunların ilgililerin aleyhinde geriye dönük yürütülemeyeceği ilkesini gösteriyorlar. Fakat Aziz Çelik, bu ilkenin daha çok ceza hukukuna ait bir ilke olduğunu söylüyor ve ekliyor:

"Sosyal hukuk/çalışma hukuku açısından ise yapılan değişikliğin sosyal devlet ve çalışanı koruma ilkesiyle uyumlu olup olmadığı, adil, makul ve ölçülü olup olmadığı büyük önem taşır. Söz konusu değişiklik çok ciddi hak kayıplarına yol açtığı için bir sosyal hukuk devleti açısından kabul edilemez nitelikteydi."

Dünyada örnekleri var mı?

Aziz Çelik, başka ülkelerde de mevcut çalışanları etkileyen değişiklik yapıldığını söylüyor ve ekliyor:

"Ancak Türkiye'de yapılan değişiklik o tarihte çalışanların emekli olmalarını 15-18 yıla kadar uzattı. Öte yandan dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ülkelerin çalışma ilişkileri rejimi bir bütün olarak ele almaktır. Sadece emeklilik yaşına dayalı bir karşılaştırma yanıltıcı olacaktır. Beklenen ömür, yaşlıların iş güvencesi ve çalışma koşulları, sendikalaşma ve toplu pazarlık kapsamı da dikkate alınmalıdır."

Kamuya maliyeti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, EYT hakkında yaptığı bir konuşmada, "SGK hesaplarına göre emeklilikte yaşa takılan denilen gruba 6,2 milyon kişi giriyor. Bunun yıllık maliyeti 26 milyar liradır" demişti.

Fakat EYT Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Serpil Şahin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanlış bilgilendirildiğini düşünüyor. Şahin "Bu durumda olan çok fazla kişi yok. Bir kısmı da devlette çalışıyor veya halinden memnun olduğu için emekli olmak istemiyor" diyor ve ekliyor:

"Ama en azından haklarının verildiğini bilmeleriyle içleri daha rahat olacaktır.

"Yasal düzenleme çıkarsa 100 bin kişinin emekli olacağını tahmin ediyoruz.

"Yaptığımız çalışmaya göre bunun kamuya yıllık maliyeti 8 milyar TL civarında olacak. Bunu karşılanabilir buluyoruz. Cumhurbaşkanımızın yanlış bilgilendirildiğini düşünüyoruz."

Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Naci Bostancı ise bu görüşte değil. Bostancı, emeklilik maaşlarının bir kere ödenmediğini ve her yıl tekrarlanacağını vurguluyor:

"Bu arkadaşlar sadece kendi durumlarına odaklı. Kamunun tamamını etkileyeceğini, kamuya ait sorumluluğu olan herkesin görmesi lazım. Esasen o arkadaşların da kendi çıkarlarının da, kamunun ortak çıkarları bağlamında anlam ifade ettiğini görmeleri gerekir.

"Mesele 'Ben örgütlendim, hakkımı istiyorum' demek değil ki. Türkiye'de emeklilik sisteminin nasıl çalıştığı, burada paraların nasıl biriktiği ve finanse edildiği çok nesnel koşullarla belli."

24 Haziran sonrası neler yaşandı?

24 Haziran 2018'deki cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçim öncesi çeşitli partiler bu konuda açıklamalar yapmış, MHP seçim beyannamesinde "Emeklilikte yaşa takılan kardeşlerimizin mağduriyetini gidereceğiz" demişti.

Genel seçimin ardından tatile giren Meclis'in tekrar açılmasıyla birlikte konu sonbaharda tekrardan gündeme geldi.

Ekim ayında İYİ Parti'nin emeklilikte yaşa takılanlara yönelik araştırma önergesinin görüşülmesine dair önerisi TBMM Genel Kurulu'nda CHP, İYİ Parti, HDP ve MHP'nin oylarıyla kabul edildi.

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Cumhur İttifakı'nın yerel seçimde sürmeyeceğine dair açıklamalar yaptığı dönemde yaşanan bu gelişmenin ardından milletvekillerini taslağı desteklemeye yönlendiren MHP Grup Başkanvekili , Bahçeli tarafından görevden alındı.

Bu gelişmenin ardından araştırma önergesi TBMM Genel Kurulu'na geldiğinde AKP ve MHP'nin oylarıyla reddedildi.

Usta daha sonra seçim bölgesi Samsun'da Cumhur İttifakı'na dair sözleri nedeniyle partiden ihraç edildi.

EYT konusunda bir diğer teklif de İYİ Parti tarafından Aralık ayında verildi, MHP, EYT kanun teklifini AKP ile birlikte reddetti.

MHP'nin EYT tavrı nasıl yorumlanmalı?

EYT Derneği Başkanı Özüpak, MHP'nin seçim beyannamesinde yer alan EYT vaadini oylamada reddetmesinin "güven sarsıcı bir olay" olduğunu söylüyor.

"Ortada bir vaat var ve biz bunun icraata dönüşmesini istiyorduk" diyen Özüpak, bunun ardından görüştükleri MHP'lilerin, "Hükümetin içinde bulunmadığı bir çalışma gerçekleşemez" dediğini, bu yüzden hükümeti de ikna etmeye çalıştıklarını söylüyor.

Konuyla ilgili bir açıklama yapan MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay da MHP'nin emeklilikte yaşa takılanların sorunlarını çözmede kararlı olduğunu ancak bunun için iktidarla uzlaşma ve mutabakat aradıklarını söylemişti:

"MHP'nin sözü sözdür, sözü senettir. Seçim beyannamemizdeki taahhütlerimizin ve kanun tekliflerimizin arkasındayız, takipçisiyiz. Emeklilikte yaşa takılanlar, ek gösterge, şartlı ceza indirimi ve diğer konularda, her meselenin sahibi, takipçisi ve arkasındayız.

"Bu bakımdan, Meclisten çıkacak kanunların, iktidar tarafından makul ve sağlıklı bir şekilde uygulanacağı bir uzlaşmayı ve mutabakatı da hep birlikte bütün partiler olarak sağlamak zorundayız. Cumhur İttifakı'nı baltalamak, MHP'yi akılları sıra kendi sorumsuz, popülist, istismar kulvarlarına sıkıştırmak ve aleyhimize yanlış propagandalar yapmak beyhude provokatif gayretlerdir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan EYT hakkında ne düşünüyor?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, EYT konusunda yaptığı son açıklamada Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'ne de değinmiş ve şunları söylemişti:

"Bu derneğin başındaki kişinin durumu bile sosyal güvenliğin nasıl bir felakete itilmeye çalışıldığının kanıtı. 1992'de sisteme kayıt olmuş. Bu hanımefendi eski sistemde 38 yaşında emekli olacaktı. Şimdi 2022'de 48 yaşında emekli aylığı almaya başlayacak.

"Dünyanın hiçbir yerinde 38 yaşında emeklilik diye bir uygulama yoktur. Buna hiçbir ülke dayanamaz. Ortalama insan ömrünün 60 yaş olduğu dönemde 40 yaşında emekli olmanın belki izahı vardı ama bugün ülkemizde ortalama ömür 78.

"Göz göre göre sosyal güvenlik sistemimizi yeni bir batağın içine neden sürükleyelim? Türkiye geçmişte popülist politikalardan çok çekti, gelin yeniden bu tehlikeli alışkanlığı hortlatmayalım"

EYT Derneği Başkanı Özüpak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmek istediklerini söylüyor ve "Bizi bir de bizden dinlesin" diyor.

Derneğin yönetim kurulu üyesi Şahin de randevu alabilmek için her gün Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürlüğü'nü aradıklarını, Cumhurbaşkanlığı'nın yanı sıra AKP Genel Başkanlığı'na da dilekçeler verdiklerini söylüyor.

EYT düzenlemesi çıkacak mı?

Bugüne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan kendileriyle görüşmese de AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı ile görüşme imkanı buldular.

Dernek başkanı Özüpak, TBMM ziyaretlerinde Bostancı'nun kendilerine, "Sizin probleminizi biliyoruz, mağduriyetinizin farkındayız ve bir çalışmamız var" dediğini aktardı.

EYT Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Şahin de, "Bizim tahminimiz Şubat sonu veya Mart başında sanki AK Parti bizimle ilgili bir toplantı yapacak ve bir karar verecek" diyor ve ekliyor:

"Kendileri bir önerge verip onu kabul ettirmek istiyor olabilirler diye düşünüyoruz."

Özüpak ise Bostancı'nın ifadelerine karşın Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak gibi üst düzey AKP'lilerden gelen tam tersi yöndeki açıklamaların ise çelişkiler yarattığını söylüyor ve ekliyor:

"Cumhurbaşkanımızın buna bir nokta koyacağını umuyoruz. Kendisiyle iletişime geçmeyi çok arzuluyoruz, bu umutla da hâlâ bir beklenti içindeyiz"

AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı: EYT çalışmasından bahsetmedim, 1999 düzenlemesi haklı

Öte yandan BBC Türkçe'ye konuşan AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı, ifadelerinin bu şekilde yorumlanmasının doğru olmadığını söylüyor:

"Ben onlara kendi konularına ilişkin spesifik bir çalışmadan bahsetmedim. Personel sistemine ilişkin, personel yapısına ilişkin genel bir çalışma yapılması gerekliliği öteden beri dile getirilirdi. Personel sistemine yönelik bir çalışma yapılıyor. O çalışma içinde her türlü problem ele alınır ve değerlendirilir ama hususen bu konuda bir çalışmadan bahsetmedim. Onlar biraz kendi bağlamlarından görmek istediler, hep öyle atıf yapıyorlar."

Bostancı, emeklilik sisteminin SGK üzerinden çalışanların birikimleriyle finanse edildiğini ve bunun bir mantığı olması gerektiğini belirtiyor:

"Arada bir denge takip ediliyor. Bu dengenin bozulması demek herkesin bir şekilde bunun finansmanıyla ilgili görev üstlenmesi demektir.

"Türkiye uzun yıllar erken emeklilikle ilgili sıkıntılar yaşadı, 1999 yılında haklı bir düzenleme yapıldı, kademe kademe emeklilik yaşı yukarı taşındı.

"Bu yaklaşımı bugün bir şekilde ihlal etmek demek bugün hâlâ 20-25 yaşında olan insanların alacakları maaşın daha düşük olması demektir.

"Mesele devletin 'Sana da veriyorum, sana da veriyorum' şeklinde dağıtabileceği bir ulufe değil bu"