Kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatılan İMC TV’nin demirbaş ve lisanslarının ihale ile satılacağının açıklanmasının ardından konuşan, kapatılan kanalın genel koordinatörü Eyüp Burç, TMSF’nin satışa çıkardığı malların İMC TV’ye ait olmadığını belirterek, “TMSF şu anda gasp edilmiş mal satıyor” dedi.
“Türkiye’de idare hukukunun ya geç işlediğini ya da işlemediğini” belirten Eyüp Burç “AİHM bunu iç hukuk yollarına pasladığı için mağduriyetler katlanarak büyüyor” ifadelerini kullandı.
Gazete Karınca’dan Bekir Avcı’nın haberi şöyle:
Geçtiğimiz yıl canlı yayındayken basılan, ekranı karartılan ve kapısına mühür vurulan kanallar arasında yer alan İMC TV’nin demirbaş ve lisanslarının ihaleye yoluyla satışa sunulacağı açıklandı.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından yapılan açıklamada, İMC TV’nin de aralarında bulunduğu televizyon ve gazetelerin demirbaş ve lisanlarının 5 Eylül ile 10 Ekim tarihleri arasında ihale yoluyla satışa çıkarılacağı duyuruldu.
Ancak konuyla ilgili konuştuğumuz kapatılan İMC TV’nin Genel Koordinatörü Eyüp Burç, TMSF’nin satışa çıkardığı malların İMC TV’ye ait olmadığını söyledi.
TMSF’nin, kanala ekipman hizmeti sunan JAN Prodüksiyon ile kanalın abonesi olduğu ve sözleşme uyarınca kanalda bulunan uluslararası haber ajansı Reuters’a ait malları satışa sunduğunu vurgulayan Eyüp Burç, “Ahmet’in malını Mehmet’in malıymış gibi satıyorlar” dedi.
“TMSF şu anda gasp edilmiş mal satıyor” diye devam eden Burç, “Biz yüzde yüz haklıyız ve bu davayı kazanacağız. TSMF de devletin kasasını zarara uğratacak” diye konuştu.
İMC TV’nin Genel Koordinatörü ayrıca bu süreçten, Türkiye’den yapılan başvuruları ‘iç hukuk yollarının tüketilmediği’ gerekçesiyle geri çeviren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de sorumlu tuttu.
Türkiye’de idare hukukunun ya geç işlediğini ya da işlemediğini söyleyen Burç, “AİHM bunu iç hukuk yollarına pasladığı için mağduriyetler katlanarak büyüyor. AİHM mağduriyetlerin büyümesine yol açmıştır” dedi ve bundan ötürü AİHM’i de ‘zorlayacaklarını’ vurguladı.
Eyüp Burç’un Gazete Karınca’ya konuya dair yaptığı açıklama şu şekilde:
TMSF’nin satışa sunacağı mallar kimin?
“TMSF’nin listesinde İMC TV’nin malları da var ve satışa sunulacağı söyleniyor. Ancak o mallar İMC TV’nin değil. O ekipmanlar, İMC TV’ye bu hizmeti veren JAN Prodüksüyon’a ait. Kanaldaki sistem odası ve rejinin sahibi de onlar.
İMC TV kapatıldığında dahi kanalın yayın odasının kapısına vurulan mühürde TRT’ye yedieminin olarak devredilmişti. Kapı mühründe de bu yazılmıştı.
Yani şimdi Ahmet’in malını Mehmet’in malıymış gibi satıyorlar. Bu cesareti hangi kanundan, hangi dayanaktan alıyorlar? Her şey ortada. Ama o mallar İMC TV’nin malı diye satışa sunuluyor.
Bir diğer skandal da Reuters’in ekipmanları ile ilgili. İMC TV Reuters’in abonelerindendi. Reuters ve Doğan Haber Ajansı, bunların hepsi kendi eşyalarını gelip kanala takarlar. Bunlar sözleşme bitince de geri verilir. Şimdi TMSF’nin listesinde Reuters’in eşyaları da satışa sunulmuş. Ancak bu mallar da İMC TV’nin değil, Reuters’in.
Yani başkasının malını İMC TV’nin malıymış gibi satışa sunuyorlar. Öyle ki İMC TV’nin malı olsa dahi satamazlar.”
İMC TV neden OHAL Komisyonu’na başvuramıyor?
“İMC TV Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılmadı. İMC ve beraberinde kapatılan kanallar, KHK listesinde yoktu. İlgili bakanlığın (sonradan Ulaştırma Bakanlığı olduğu anlaşıldı) bir komisyonunun hazırladığı listeyle kapatıldı İMC TV.
Bu nedenle İMC TV OHAL Komisyonu’na da başvuramıyor. Çünkü OHAL listesinde değildik ve bakanlıkça oluşturulmuş bir komisyonun hazırladığı listeye dayanılarak kapatıldık.
Biz bunun için idare mahkemesine itirazda bulunduk. Geçen ayın sonunda idare mahkemesi ilgili bakanlıktan cevap istedi. Bakanlık 9 ay sonra cevap yazıp kendini savunmak zorunda kaldı. Halen mahkemede devam eden bir süreç var.
Dolayısıyla bu mallar İMC TV’nin dahi olsa –ki değiller- hala devam eden bir hukuksal süreç var. “Ben satarım” diyorlar ancak hukuksal süreç devam eder, mağdur şirketler haklı bulunur, mallar da üçüncü tarafa satıldığından geri gelmeyeceği için bunu devlet ödemek zorunda kalır.
TMSF şu anda gasp edilmiş mal satıyor. TMSF zaman zaman şöyle duyurular yapar: “Bu ay hazinenin kasasına 500 milyon kazandırdık”. Siz şirket misiniz? Bir ciddiyet olmak zorunda. Ama “Satarım” diyor.
Biz yüzde yüz haklıyız ve bu davayı kazanacağız. TSMF de devletin kasasını zarara uğratacak. Biz TMSF’nin bu uygulamasını durdurmasında kararlıyız. Onlar bunu ‘takmıyorlar’ ama biz hukuksal mücadelemizi sürdüreceğiz.”
“Tüm bunların dışında Türkiye’de idari hukuk işlemiyor, geç işliyor. Bunlar bir tek şey ifade ediyor: AİHM, bunu iç hukuk yolarına pasladığı için mağduriyetler katlanarak büyüyor. Yani eleştirilecek bir başka kurum da AİHM’dir. AİHM mağduriyetlerin büyümesine yol açmıştır. AİHM’i de zorlayacağız.
Eğer burada hukuk işleseydi zaten İMC TV bugün yayında olurdu. İMC TV’yi kapatabilecek tek kurum RTÜK, o da içeriğinden dolayı kapatabilirdi. Ancak o bile kapatsaydı hukuksal yollarımız açık olacaktı.
AİHM’in bizi bu hengamenin, keyfi uygulamaların, vicdansızlığın içine atmış olması en büyük ayıptır.
Skandal içinde skandal ile karşı karşıyayız. Ama dediğim gibi, yarın bunu satar. Ancak satılsa bile, artık geri alınması mümkün olmadığı için bu malların tazminini devlet ödemekle karşı karşıya kalacak. Biz mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.”
1 Mayıs 2011’de yayın hayatına başlayan İMC TV, 26 Şubat 2016’da TURKSAT uydusundan çıkartılmıştı.
Yayına Hotbird ve internet üzerinden devam eden kanalın, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kapatılmasına karar verilmişti.
Bunun ardından İMC TV önce polis baskınına uğramış, 4 Ekim’de yayını karartılmış ve ardından kanala mühür vurulmuştu.
Kanalın mühürlenmesinin ardından İMC TV’nin teknik malzemeleri TRT’ye ‘yediemin’ olarak verilmişti.