Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can, PKK'nın 3 aylık süre içerisinden Türkiye dışına çekilmesinin planlandığını öne sürerek, "Öcalan PKK’nın Türkiye dışına çekilme sürecini 16 Haziran’a kadar bitirmesini istiyor" dedi.
Eyüp Can'ın Radikal'de "Kandil'in mektubu ulaştı: Son tarih 16 Haziran" başlığıyla yayımlanan (16 Mart 2013) yazısı şöyle:
'İmralı mutabakatı’nın üzerinden üç aydan fazla bir süre geçti. Ve bugün aylardır hazırlığı yapılan ‘çözüm süreci’nin en kritik aşamasındayız. Çünkü Abdullah Öcalan’ın 21 sayfalık kapsamlı mektubuna Kandil ve PKK’nın Avrupa kanadından cevaplar geldi. Önce Avrupa, ardından da Kandil’in mektubu BDP’ye ulaştı. En çok merak edilen, Öcalan’ın mektubunda ortaya koyduğu ‘yol haritası’na Kandil’in ne cevap vereceğiydi. Üç bölümden oluşan Öcalan’ın mektubunun en can alıcı kısmı yol haritası. İlk iki bölümde Kürt meselesinin tarihi ve felsefi boyutunu demokratikleşme çerçevesinde anlatan Öcalan üçüncü bölümde tüm taraflara barış sürecine dair kendi yol haritasını önerdi. İmralı görüşme notlarına dair çok spekülasyon yapıldı. Oysa esas konuşulması gereken, Öcalan’ın PKK’ya yolladığı yol haritası. Çünkü Öcalan Nevruz’dan önce PKK’ya ‘çekilin’ çağrısını bu yol haritası eşliğinde yapacak.
Öcalan’ın yol haritası üç aşamadan oluşuyor. İlk aşama çatışmasızlık ve PKK’nın Türkiye sınırları dışına çıkması. İkinci aşama çıkış süreci ve sonrasında atılması gereken adımlar. Üçüncü aşama PKK’nın silah bırakması. İlk ve en kritik aşama için Öcalan mektubunda tarafları her türlü provokasyona karşı uyarıyor. “Sürecin sağlıklı ilerlemesi için barış dili olmazsa olmaz” diyor. Kandil’den gelecek mektup eline ulaşır ulaşmaz çekilme çağrısı yapacağını açıkça söylüyor. Öcalan’ın mektubunda çekilmenin ne şekilde olacağı da çekilme takvimi de var. Sürecin sağlıklı ve güvenli olabilmesi için Öcalan her şeyden önce Meclis’in devrede olmasını istiyor. Sivil toplum örgütlerinin de içinde yer alabileceği komisyonlarla çekilme ve çözüm sürecinin izlenmesini, rapor edilmesini ve sorun çıktığında çözüm için devreye girmesini öneriyor. “PKK’nın güvenli bir biçimde çekilebilmesi ve boşalttığı alanların korucularla doldurulmaması için bağımsız bir izleme komisyonuna ihtiyaç var” diyor.
Öcalan barış, demokratikleşme, hakikatleri araştırma ve çözüm sürecini izlemek için kurulacak komisyonlarla birlikte PKK’nın hızla Türkiye sınırları dışına çıkmasını istiyor. Çekilme çağrısını 21 Mart’tan önce yapmayı planlıyor. Ama daha önemlisi PKK’ya çekilme için 3 aylık net bir takvim veriyor. Öyle ki Öcalan’ın yol haritasında çekilme sürecinin bir son günü (deadline) bile var. O tarih 16 Haziran. Yani Öcalan PKK’nın Türkiye dışına çekilme sürecini 16 Haziran’a kadar bitirmesini istiyor. PKK çekilirken demokratikleşme yolunda atılacak adımlar ve yeni anayasa ile ikinci aşamaya geçilebileceğini söylüyor. Tarih konusundaki ısrarının sebebi sürecin uzamasına bağlı olarak herhangi bir yol kazası olmasın. Eğer Türkiye bu süreçte yerel yönetimlerin güçlendirilmesinden seçim barajının düşmesine, anayasal vatandaşlıktan siyasi tutukluların serbest bırakılmasına bir dizi demokratikleşme adımını atarsa o zaman üçüncü aşamaya geçilecek.
Öcalan’a göre bu aşama PKK’nın tamamen silahları bırakması. Mektubunda bu aşamayı detaylandırmaya bile gerek duymamış Öcalan. Tek cümle bu aşamaya gelince silahlar bırakılacak demiş. Elbette silah bırakmanın kendisi hayli komplike ve başlı başına uzun bir süreç. Fakat Öcalan’ın Kandil’e gönderdiği mektupta nihai noktaya dair kafası net. Ortadoğu’da şekillenen yeni dengeleri de dikkate alan Öcalan, PKK’ya “Silahlı mücadele dönemi bitti, artık siyasi mücadele dönemi başlıyor” diyor. Bu yüzden silah bırakmayı detaylandırmak yerine Türkiye’nin tam demokrasiye geçişinin önündeki engelleri sıralıyor. Bu engeller kalktıktan sonra Öcalan’a göre PKK’nın silah bırakması kaçınılmaz. Kalkmazsa? O zaman “Benden günah gitti” diyor. Peki tüm bunlara Kandil ne diyor?
Kandil bir yandan uzun uzun çözüm sürecine dair kuşku ve çekincelerini sıralıyor, 16 Haziran’a kadar çekilmenin teknik zorluklarını anlatıyor, Öcalan’a kendi durumunu ve KCK tutuklularını hatırlatıyor yani olmazları sıralıyor ama diğer yandan her defasında altını çize çize Öcalan’a “İraden irademizdir” diyor. Kandil örgüt adına tam yetkiyle son kararı Öcalan’a bırakıyor. Bu konuda PKK yönetiminde herhangi bir çatlak olmadığı da açıkça belirtiliyor. Eğer Öcalan Kandil’e gönderdiği mektupta yazdığı gibi haftaya yol haritası eşliğinde çekilin çağrısı yaparsa bu çağrıya tereddütsüz uyacağını söylüyor. Bir anlamda Öcalan’a çekinceleri de içeren beklediği cevabı yazıya dökerek veriyor.
Peki bundan sonra ne olacak? Aslında uzun ve zorlu bir süreç için geri sayım çoktan başladı. Sıra üçüncü BDP heyetinin İmralı ziyaretinde. Tüm hazırlıklar yapıldı. Artık zamana karşı bir yarış var. Hedef, Öcalan’ın uzun zamandır üzerinde çalıştığı yol haritası ve yapmayı planladığı çağrıyı Nevruz’dan önceye yetiştirmek. Bu kez heyette BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da var. Üçüncü heyet her an İmralı’ya gidebilir. Belki de siz bu satırları okurken yola çıkmış olabilir…