Mardin'in Nusaybin ilçesine bağlı Kaleli köyünde yaşayan Ezidiler yaklaşık 40 yıl önce köylerini bırakıp Almanya ve Belçika gibi Avrupa ülkelerine göç etti. 100 Ezidi aile 40 yıl aradan sonra yeniden köylerine dönme kararı aldı. Aileler, yeni villa tarzı evler, ibadethane ve sosyal tesis inşa etmek için çalışmalara başladı. Süryani vatandaşların yaşadığı komşu Taşköy Mahallesi halkı tapulu arazileri olduğu iddiasıyla 4 kilometrelik Kaleli yolunu büyük taşlarla kapatınca köyde inşaat ve onarım çalışmalarına başlanamadı. Ezidiler avukatları aracılığıyla suç duyurusunda bulunarak kapatılan yolun veya başka yeni bir yolun açılmasını istedi.
Mardin'in Midyat ile Nusaybin ilçeleri arasında kalan kırsal Kaleli Mahallesi'nde yaşayan Ezidiler yaşanan “terör olaylarından” zarar görmemek için yaklaşık 40 yıl önce yerlerini, yurtlarını bırakıp Almanya ve Belçika gibi Avrupa ülkelerine göç etti. 100 Ezidi aile ise 40 yıl aradan sonra yeniden köylerine dönme kararı aldı.
Aileler, çoğu yıkılan evlerinin yerine villa tarzı evler, ibadethane ve sosyal tesis inşa etmek için çalışmalara başladı. Köye elektrik, su ve altyapı hizmetleri getirilmesi için de Mardin Valiliği ve Nusaybin Kaymakamlığı’na başvuruda bulundular. İddiaya göre yaklaşık 1 hafta önce Süryani vatandaşların yaşadığı komşu Taşköy Mahallesi halkı tapulu arazileri olduğu iddiasıyla 4 kilometrelik Kaleli yolunu iş makineleri yardımıyla büyük taşlarla kapattı. Mahallede yapılacak inşaat ve onarım çalışmalarıyla ilgilenmek için konteynerlerde kalan birkaç aile yolun kapatılmasıyla birlikte zor günler geçirmeye başladı. Aileler şehir merkezinden aldıkları yiyecek ve diğer malzemeler ile birlikte Taşköy çıkışına kadar gidip, araçlarını park ettikten sonra 4 kilometrelik yolu yürümeye başladı. Duruma tepki gösteren Ezidiler, avukatları Ömer Demir aracılığıyla Nusaybin Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Ezidiler, kapatılan yolun veya başka yeni bir yolun açılmasını istediklerini belirterek, kapalı yol nedeniyle köyde inşaat ve onarım çalışmalarına başlayamadıklarını dile getirdi.
Avukat Ömer Demir, Taşköylülerin iddiasının bir yönüyle doğru olduğunu ama yöntemlerinin yanlış olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Kaleli köyü sakinlerinden birisinin rahatsızlanması, Allah korusun kalp krizi geçirmesi veya beyin kanaması geçirmesi durumunda bunların hastaneye yetiştirilmesi çok ciddi sıkıntılara neden olacaktır. Yolun tekrar açılması için Büyükşehir Belediyesi'ne başvuru dilekçesi verdik. Taşköylülerin iddiaları doğru aslında, fakat şöyle bir hususu da belirtmek isterim; Kaleli Köyü ile Taşköy sınırları içerisinde kalan belli bir bölgede kadastro çalışmaları yapıldığı sırada Kaleli köyü sakinleri Avrupa’da yaşamaktaydılar. Aslında şu anda kapatılan yol yüzyıllardır patika yol olarak kullanıyordu ve geçiş o yoldan Kaleli köyüne doğru sağlanıyordu. Kaleli köyü sakinleri, kadastro çalışmaları sırasında hazır bulunmadıkları için herhangi bir müdahalede, herhangi bir itirazda bulunamadılar. Aslında bu yol Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldı. Büyükşehir tarafından yapıldığı için de şayet Taşköy sakinleri yolu kapatmak yerine Büyükşehir Belediyesi'ne kamulaştırmasız el atma davası açabilirdi ve bu tapulu bölgelerin karşılığı olan bedeli dava yoluyla talep edebilirlerdi ama bunu yapmadılar. Bu yol, geçiş yolu olarak yüzyıllardır kullanılmaktaydı. Bu yol son bir haftadır kapatıldı. Gerçekten biz de sebebini merak ediyoruz ve biz bunun sebebini Taşköy sakinlerine sorduğumuzda; 'o yolun belli noktalarının tapulu olduğunu' ileri sürdüler. Biz de tapulu olsa bile bu 'yol kapatmanın hukuka aykırı olduğunu' dile getirdik ve bu hususta suç duyurusunda bulunduk."
Ailesiyle birlikte 17 yaşındayken Almanya'ya göç eden ve Kaleli'ye geri dönen Fayik Kaleli (52), "Bizim köyümüz terör nedeniyle 1989 yılında tamamen boşaldı. Yüzde yüze yakınımız Avrupa’da yaşıyor. Köylüler olarak, köye dönüş kararı aldık. Bu son olay da bizim komşu köy, yolumuzu kapattı. Bizim amacımız buraya atalarımızdan kalan yerlerimize geri dönmek. Yeniden buralı olmak istiyoruz. Bu imkanları da bize devlet sağlayabilir, sağlayacak da ama çevre köyler bundan biraz rahatsızlar. Yeni ev inşa etmek için hazırlık yapıyoruz. En az 100 villa projede var. Köylülerimiz bu villaları yapmaya karar vermiştir" diye konuştu.
Köye dönen İzzettin Yalçın da ailesiyle birlikte 1989'da Avrupa'ya göç ettiklerini ifade ederek, şunları söyledi:
"Bu köyde atalarımız, dedelerimiz, babalarımız yaşamıştır. Tekrar köyümüze dönüş kararı aldık. Tabi devletin yardımıyla, köyümüzü yeniden inşa etmeye çalışıyoruz. İnan ki vatan hasreti her şeyden önceliklidir. İnsan bu kadar sene yabancı ülkede, yabancı bir memlekette yaşasa bile insan doğduğu yeri, büyüdüğü yeri unutamaz. Taşköylüler bizim yolumuzu kapattılar. Bizim köye giriş çıkışı kapatmışlar. Girip çıkamıyoruz. Biz de gördüğünüz gibi bu güzel köyü inşa etmeye çalışıyoruz, devletin şu anda mevcut durumda yardımcı olması için ricada bulunduk. Bu konuda biz devletimizden, gerekli mercilerden yardım istiyoruz. Bize sahip çıksınlar, biz bu devletin fertleriz, vatandaşlarıyız."
Süryani Taşköy'de yaşayan Gevriye Aslan ise, "Tapulu arazim olmasa bugün ben başkasının yerine girebilir miyim? Kişi geldi, yaptı tarlasını. Eve kadar da birileri yaptı, tapulu arazisidir. başka bir şeye girmedi, giremez zaten. Yolu devletler yapar, ne ben ne de siz. Yarın devlet buraya geldiği zaman, atıyorum 100 metredir, bu 100 metrenin eni boyu vesairesi bu kadardır ben veriyorum dese, benim en fazla itiraz hakkım olur. O itiraz hakkımı kullanırım. Devlet ona rağmen ben bu yolu yapıyorum derse o başka. Bakın oradan BOTAŞ yolu geçiyor, doğal gaz boruları geçiyor. Hala mahkemeliğiz ama devlet geldi yaptı" diye konuştu. (DHA)