Facebook Türkiye temsilcisi 4 Kasım’da Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dijital Mecralar Komisyonu'nda dinlenecek. Temsilcinin Facebook’un çökmesi ve sosyal medya düzenlemesi üzerine görüşlerine başvurulacak.
Komisyon Başkanı Hüseyin Yayman, Facebook’un 4 Ekim’deki çöküşünü hatırlatarak, “Özellikle o tarihte yaşanan WhatsApp, Instagram ve Facebook platformlarında ortaya çıkan bağlantı sorunları gerçekten bizim üzerinde durmamız gereken bir soruna işaret etti” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Dijital Mecralar Komisyonu yeni yasama döneminde çalışmalarına başladı. Sputnik Türkiye'den Osman Nuri Cerit'in haberine göre; yeni yasama döneminin ikinci toplantısını, 4 Kasım’da gerçekleştirecek olan komisyon, Facebook’un Türkiye temsilcisini dinleyecek.
Facebook’un çökme sürecinde kişisel verilerin önemine dikkat çeken Yayman, “4 Ekim’de yaşanan krizde aslında hepimizin aklına gelen şuydu: 'Bu "Kişisel verilerin korunması ne kadar önemli? Bu uygulamalarda acaba bir sızıntı mı var? Acaba burada yaşanan bir başka problem mi var?' şeklinde ki hassasiyetler çok çok önemliydi ve biz bu sorunu bir kez daha yaşadık. Burada bir kez daha yerli uygulamaların kişisel verilerimizin korunmasının önemini bir kez daha anladık” dedi.
Sosyal medya platformlarındaki paylaşımların zaman zaman sorun oluşturduğuna dikkat çeken Yayman, “Bu platformlar her ne kadar bilgi paylaşımı ve haber alma imkanlarını sağlasa da teyit edilmemiş bilgilerin özellikle sosyal medya kullanıcıları tarafından çok hızlı ve kontrolsüz bir şekilde sunulması, asılsız bilgi paylaşımlarının milyonlarca kullanıcı tarafından görülmesine, tekrar paylaşılmasına ve neticede kamu düzeninin bozulmasına kadar giden sorunlara yol açmaktadır. Her toplantımızda biz bunu ısrarla gündeme getirdik. Bizim komisyonun uzun ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin en çok üzerinde durduğu husus, kişisel verilerin korunmasıdır. Demokrasimizi ve siyasetimizi rehin almak isteyen ulusaşırı şirketlere karşı bizim gerçekten bir birlik beraberlik içerisinde hem demokrasimizi korumak hem de özgürlük-güvenlik dengesini sağlayarak yol yürümemizin önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz ve yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.