Adana’da 3 katlı yurt yaşanan facianın ardından ‘yangın alarm sistemi’ ile ilgili yönetmelik değişikliği ortaya çıktı. 2007 yılında yürürlüğe giren ve Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından mahkemeye taşınan yönetmelik değişikliğine göre 7 kat (21.5 metre) ve altındaki eğitim tesisleri için yangın alarmı takma zorunluluğu kaldırıldı. Kararın ‘tasarruf olsun’ diye alındığı iddia ediliyor.
Hürriyet'ten Ceyhun Kuburlu'nun haberine göre, Adana’nın Aladağ ilçesinde öğrenci yurdunda yaşanan facia, gözleri yangın teknolojilerine ve sistemlerine çevirdi. Ancak 2007 yılında yürürlüğe eklenen bir yönetmelikle 21.5 metreden alçak eğitim tesislerinde yangın alarm sistemi bulundurma zorunluluğunun kaldırıldığı ortaya çıktı. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından konunun mahkemeye taşındığı belirtilirken, yönetmeliğin “tasarruf” amacıyla çıkartıldığı iddia ediliyor. Elektrik Mühendisleri Odası’ndan (EMO) yapılan açıklamada, yangın sistemleri ile ilgili sürecin 2007 yılında dönemin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın hazırladığı ‘Binaların Yangından Korunması’ yönetmeliğindeki değişiklikle başladığına dikkat çekiliyor.
Bugüne kadar konuyla ilgili yetkilileri uyarmaya çalıştıklarını belirten EMO yetkilileri, şu bilgileri verdi:
Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik 19 Aralık 2007 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmelik yayınlanmadan önce en üst düzey yetkililerle görüşmeye ve durumun vahametini anlatmaya çalıştık. Ayrıca dava açtık.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 2009 yılında gerekçelerimizi haklı bularak yönetmeliğin Ek 7. maddesinin ‘Kurum Binaları’ bölümünde, ‘Eğitim Tesisleri’ için 21.5 metreden alçak veya 5 bin metrekareden küçük, ‘Yataklı Sağlık Tesisleri’nde ise 6.5 metreden alçak veya bin metrekareden küçük, ‘Ayakta Tedavi ve Diğer Sağlık Tesisleri’ için ise 21.5 metreden alçak veya 2 bin metrekareden küçük binalar için otomatik yangın algılama sistemleri kurulmasına gerek olmadığına ilişkin düzenlemelerin yürütmesini durdurdu.
Ancak 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği ile yargının idari davalardaki yetkisi sınırlandırıldı.
Aslında bir yerindelik denetimi sayılamayacak böylesine can ve mal güvenliğini ilgilendiren bir alanda bile mahkeme yapılan Anayasa değişikliğini gerekçe göstererek ‘yerindelik denetimi’ yapamayacağını bildirdi.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu bir kez daha EMO’nun haklı olduğuna hükmetti ve yerindelik denetimi gerekçesini yerinde bulmayarak, düzenlemenin iptal edilmesi yönünde mahkeme kararını bozdu.
İdare ise yürütmeyi durdurma kararını uygulamadığı gibi halen ısrarını sürdürerek karara düzeltme istedi.
Şu anda davamız karar düzeltme aşamasındadır.
2007’deki yönetmelikle toplam 7 kata denk gelen binalarda yangın uyarı sistemi bulundurma zorunluluğu ortadan kalkmış oldu. Ancak Türkiye’nin deprem bölgesinde yer alması nedeniyle eğitim kurumlarına yönelik yapılan projelerde 3 katlı kurumlar ağırlık taşıyor. Bu da yangın alarm sistemlerinin neredeyse hiç bir eğitim kurumunda kullanılmaması anlamına geliyor.
Elektirk Mühendisleri Odası’ndan yapılan açıklamada, “Yönetmelik yayınlanmadan önce en üst düzey yetkililerle görüşmeye ve durumun vahametini anlatmaya çalıştık. Ancak burada EMO’nun karşılaştığı anlayış; 'Bunlar genç adamlar, atlayıp kaçarlar. Yurtlara, okullara yangın algılama sistemi kurmaya ne gerek var' olmuştur. İşte bu anlayışın sonucu 12 canımız gitmiştir" dendi.
Yangın alarmlarında iki farklı sensör bulunuyor. Bu sensörlerden biri havadaki karbonmonoksit oranına göre çalışıyor. Diğer sensör ise ısıya duyarlı. Böylelikle çıkan yangınlarda sensörlerin çalışması garanti altına alınıyor. Sensörlerde kızılötesi, optik ve lazer algılama teknolojileri kullanılıyor. Sensörler kablolu ve kablosuz olarak ikiye ayrılıyor. Kablolu sensörler, kontrol panellerine yanmaz ve fiber kablolarla panele bağlanıyor. Kablosuz sensörleri ise uygun olan tüm noktalara kablo çekmeden yerleştirilebiliyor. Bu cihazların pil ömürleri ise 1.5 yıla kadar çıkıyor. Tüm sensörler, kontrol panellerine bağlanıyor ve kontrol edilebiliyor. Yangın çıktığında sensörler ısı veya havadaki karbonmonoksit oranına göre harekete geçiyor. Tüm sirenleri çalıştırıyor. Panel ile sensörler arasındaki iletişim çok hızlı olduğu için saniyenin bile altında alarm sistemi devreye giriyor. Bazı alarm sistemleri direkt olarak itfaiye başta olmak üzere güvenlik güçlerine bildiriliyor. Bunun üzerine güvenlik güçleri harekete geçerek, binanın bulunduğu konuma araçlarını gönderiyor.
Yangın alarm sistemlerinin ücretleri oda sayısına ve kullanılan malzemenin çeşidine göre değişiyor. Sektör yetkililerinin paylaştığı bilgilere göre 16 odalı bir yurt binasında yaklaşık 130 sensör kullanılıyor. Bu sistemin işletmeye olan maliyeti ise 3 bin 500 dolar civarında. Ancak oda sayısı az yurt veya okul binalarında bu rakam 1500 dolara kadar inebiliyor. Buna ek olarak tüm sistemi satın almak yerine aylık ücretler karşılığında da yangın ve diğer tehlikelerden korunabilmek mümkün. Sektör temsilcileri, "Yangının yanı sıra hırsızlık, su baskını, gaz kaçağı ve acil sağlık ihtiyacı gibi birçok tehlikeli duruma karşı koruma sağlanabilir" dedi.