'Fadıl Akgündüz’ün kirli kahkahaları'

'Fadıl Akgündüz’ün kirli kahkahaları'

Çiğdem Toker / Cumhuriyet

İçinde Fadıl Akgündüz adı geçen ilk haberi 1999’da yazdım.  Onun ahalinin gözünü kamaştırmak üzere, yalnızca bir adet “ürettirdiği” otomobilin hayali fabrikası için topladığı milyonlarca liraya karşılık, devlete bir kuruş vergi ödemediği ortaya çıktığında da takvimler 2000 yılını gösteriyordu. O zamanın Maliyesi, Akgündüz’ün o zamanın parasıyla 40 trilyon TL’lik vergi borcu için haciz başlatarak dört bankadaki hesaplarını dondurmuştu Haber, Maliye kaynaklı olmasına rağmen Fadıl Bey çok sinirlenmiş; akşamında yurtdışından bağlandığı TV’lerde “Bu para benim için leblebi çekirdek parası” demiş ve haber dolayısıyla da o zaman çalıştığım gazeteye noter kanalıyla ihtarname göndermişti. 

15 yıl sonra bugün Fadıl Bey, “ikinci nesil” dolandırıcılığıyla yine manşetlerde. 

Ömrümüz yeterse, zatı şahanelerinin üçüncü; hatta dördüncü nesil dolandırıcılığına da şahit olmamız muhtemeldir. 

Hiç, “Bu nasıl oluyor?” falan demeyelim.

Bir kere dolandırdığı millet, 2002 seçimlerinde kendisini “vekili” seçerek ödüllendirdi. 

O seçim, bugün ikinci nesil dolandırıcılığını konuştuğumuz Akgündüz ile bugün cumhurbaşkanı adaylığını konuştuğumuz Erdoğan’ı tuhaf bir kavşakta buluşturdu.

***

Akgündüz’ün vekilliğinin düşmesiyle sonuçlanan “Siirt seçimlerinin iptali”, Recep Tayyip Erdoğan’ı Meclis’e taşıyacak; postu kurtarmak için sığındığı yasal dokunulmazlık pek kısa sürse de Akgündüz’e “fili dokunulmazlık” kazandıracaktı.  O fiili dokunulmazlık sayesindedir ki “nitelikli dolandırıcılık” suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına mahkûm olan Fadıl Akgündüz, “zamanaşımı”ndan kurtardı... 

Bu “kurtuluş” ona yeni dolandırıcılık imkânları için zaman ve meşruiyet altyapısı hazırladı. 

İktidar partisinin Akgündüz’e desteğini hiç esirgememesi ise “ikinci nesil” kurbanlar açısından bir rıza üretme mekanizmasına dönüşecekti.

Bugünkü dolandırıcılığın konusu olan Caprice Gold Oteli’nin bundan dört yıl önceyapılan temel atma törenine katılanlara bakmak, bunu görmek için yeter:  Bayrampaşa Belediye Başkanı Hüseyin Bürge, Bayrampaşa Kaymakamı Veysel Yurdakul, AKP Siirt Milletvekili Afif Demirkıran, AKP Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda, Siirt Jetpaspor Asbaşkanı ve eski Beşiktaşlı milli futbolcu Alpay Özalan...

***

Fadıl Bey, 170 milyon dolarlık son dolandırıcılığına, mali krizi gerekçe üretirken hiç utanıp sıkılmadan “Soma katliamı”ndan bahsedebiliyor.  Niye sıkılsın?  İktidarın Fadıl Bey’e desteği, sadece törenlerinde boy göstermekle sınırlı kalmadı ki. 

Devlete bir kuruş vergi vermediğini 15 yıl önce yazdığım Jetpa Holding, bugün OECD’nin “vergi cenneti ada” listesinden hiç çıkmayan Maldivler’de 18 milyon dolarlık devre mülk satışı yapacak kadar rahat faaliyet gösterebiliyor; hayal satarak orada da milyonlarca dolar toplayabiliyorsa, bu da Maliye’nin dolaylı desteği sayesindedir.

Akgündüz’ün 62 milyon TL sermayeli Jetpa Holding’ine bugüne kadar Maliye’den denetim ekibi ya da vergi borcuna karşılık haciz gittiğini ne zaman duyduk? 

Bakanı Akgündüz’ün hemşerisi olan Maliye Bakanlığı, sicili bu kadar kötü bir “mükellef” için görevini yapsa, Fadıl Akgündüz ne bu son dolandırıcılığa cesaretedebilir, ne de büyük bir pişkinlikle “Siz bizi aramayın, ne zaman ödeme yapacağımızı sormayın” diye yazı yazabilirdi. Ama yazabildi. 

Çünkü herkesin içinde kirli kahkahalar atmasını sağlayan iktidar, hep arkasındaydı.