Fahrettin Altun: AB Komisyonu tarafından önümüzdeki günlerde düzenlenecek Bağışçılar Konferansı'nı çok önemsiyoruz

Fahrettin Altun: AB Komisyonu tarafından önümüzdeki günlerde düzenlenecek Bağışçılar Konferansı'nı çok önemsiyoruz

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 16 Mart'ta planlanan, ancak daha sonra Türkiye'nin talebiyle 20 Mart'a ertelenen Avrupa Birliği deprem yardımları bağış konferansıyla ilgili, "AB Komisyonu tarafından önümüzdeki günlerde düzenlenecek Bağışçılar Konferansı'nı çok önemsiyoruz. Bu etkinlik, Avrupa ülkelerinin Türkiye'ye verdiği desteği ortaya koyacak" dedi.  

Altun, Belçika'nın başkenti Brüksel'de Avrupa Parlamentosu tarafından düzenlenen, "Afetin Yaralarını Sarmak İçin Dayanışma" (Solidarity To Overcome Disaster) başlıklı panele katıldı.

Panelin kapanış konuşmasını gerçekleştiren Altun, Türkiye'nin çok zor bir dönemden geçtiğini belirterek ülkenin 6 Şubat Pazartesi sabahı 7,7 büyüklüğünde bir depremle sarsıldığını, bu depremden yaklaşık 9 saat sonra da 7,6 büyüklüğünde bir sarsıntı yaşadığını hatırlattı.

O günden bu yana 15 binden fazla artçı sarsıntının tespit edildiğini, yaşanan depremlerde 48 bine yakın insanın hayatını kaybettiğini belirten Altun, felaketten canlı kurtulan yüzbinlerce insanın da gerek fiziksel gerek psikolojik yaralar aldığını söyledi.

Altun, "Söz konusu deprem afeti nedeniyle Türkiye'nin bir bütün olarak sarsıldığını, ülkemizin neresinde olursa olsun hiçbir vatandaşımızın 'Yüzyılın Afeti' dediğimiz bu olayın etkisinden tam olarak kurtulamadığını ifade etmeliyim. Bir deprem ülkesi olan ve yakın geçmişinde birçok büyük deprem gören Türkiye bile yaşananları idrak etmekte çok zorlandı" dedi.

Altun, kamu kurumlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşları, özel sektör, spor kulüpleri ve medyanın bu süreçten alnının akıyla çıktığını kaydetti.

Hükümetin depreme hazırlık amacıyla oluşturduğu Türkiye Afet Müdahale Planı'nın (TAMP) depremin ilk dakikasından itibaren devreye aldığını hatırlatan Altun, AFAD koordinasyonunda bir yandan arama kurtarma çalışmaları başlatılırken diğer yandan depremzedelerin gıda ve barınma gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmaya başladığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da ilk andan itibaren çalışmaları yakından takip, sevk ve idare ettiğini söyledi. 

 Altun, "AFAD koordinasyonunda askerimizden polisimize, sağlık çalışanlarımızdan arama kurtarma ekiplerimize kadar on binlerce kamu personeli deprem bölgesine ulaşarak gerekli çalışmaları başlatmıştır. Bölgede yaşayan kamu görevlilerinin ise ailelerinin güvenliğini bile düşünmeden halkın yardımına koştuğuna şahidiz" dedi.

"Devletimiz bir bütün olarak seferber oldu"

Altun, şunları kaydetti:

"Ülkemizin gurur kaynağı olan yerli milli insansız hava araçlarımız da bölgeyi havadan tarayarak, yıkılan veya hasarlı binaların hızla tespit edilmesini mümkün kılmıştır. Böylece sahada toplanan bilgiler anlık olarak Ankara'daki kriz merkezine ulaştırılmış ve elimizdeki kaynaklar en verimli biçimde kullanılmıştır.

Elbette afetin yaralarının sarılması, uzun vadeli bir iştir. Bugün gelinen noktada 3 milyon 772 binden fazla depremzede, afet bölgesinden tahliye edilmiştir. Tahliye edilen vatandaşların hayatlarını yeniden kurmaları, çocuk ve gençlerin eğitimlerini sürdürmeleri, depremzedelerin hem maddi hem de manevi olarak desteklenmesi için gereken adımlar atılmıştır, atılmaktadır.

Depremlerin ardından 1,7 milyon bina ve 5,1 milyon bağımsız bölüm incelenmiş; beş ildeki hasar tespit çalışmaları tamamlanmıştır. Yaklaşık 2 milyon vatandaşımıza bölgede geçici barınma imkanı sağlanmış; bu kardeşlerimizin kullanımı için yalnızca çadır ve konteynerler değil, öğrenci yurtları, gemiler ve misafirhaneler hazır edilmiştir."

"Dezenformasyonun tehdit oluşturduğunu açıkça gördük"

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın depremin ilk gününden itibaren hem Ankara'daki kriz merkezinde hem de sahada çalışmalarda bulunduğunu anlatan Altun, depremin ardından bir yandan ulusal ve uluslararası basının çalışmalarını kolaylaştırmak diğer yandan dezenformasyon ve bilgi kirliliğiyle mücadele etmek için gerekli adımları attıklarını bildirdi.

Dezerformasyonun, son yıllarda tüm devletler tarafından çok daha ciddi bir tehdit olarak görülmeye başlandığına dikkati çeken Altun, bu kapsamda diğer ülkeler gibi Türkiye'nin de bazı tedbirler aldığını söyledi.

Geçen yıl dezenformasyon yasasının Meclis tarafından kabul edildiğini anımsatan Altun, özellikle sosyal medya platformlarında yalan haberlerin sistematik biçimde yayılmasının önüne geçmeye gayret ettiklerini bildirdi. Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:

"O dönemde ifade özgürlüğünün arkasına saklanarak Türkiye'yi eleştirenler olmuştu. Bilhassa Avrupalı dostlarımızın dezenformasyonla mücadele gibi fevkalade hayati bir konuda Türkiye'yi tenkit ederken, bizimle çok benzer tedbirler almaları doğal olarak kafalarda soru işaretleri oluşturmuştur.

Ancak depremlerden sonra dezenformasyonun yalnızca devletin güvenliğine değil, vatandaşın can ve mal güvenliğine de tehdit oluşturduğunu açıkça gördük.

Öncelikle depremin ardından art niyetli kişi ve gruplar tarafından sosyal medyada asılsız iddialar ortaya atıldı. Belirli adreslerde enkaz altında olduğunu söyleyen sosyal medya kullanıcılarının mesajları binlerce insan tarafından paylaşıldı. Ancak arama kurtarma ekipleri buralara gittiğinde sağlam binalarla karşılaştı. Böylece eldeki kaynakların verimli kullanılmasına engel olmaya çalışanları gördük.

Maalesef Twitter başta olmak üzere uluslararası sosyal medya şirketlerinin bu süreçte bazı eksiklikleri olduğunu da söylemek durumundayım. İlk günlerde Twitter'dan gerekli desteği alamadık ancak yapılan görüşmelerin ardından söz konusu şirket dezenformasyon konusuna gereken dikkati göstermeye başladı. Şu anda da Twitter ile yakın işbirliğimizi sürdürüyoruz."

"Türk milletinin yanında olan tüm ülke ve halklara teşekkürü borç biliyoruz"

Türkiye'de yaşanan depremlerin tüm dünyada yankı uyandırdığını belirten Altun, Türkiye'nin TAMP kapsamında ilk tespitlerin yapılmasının hemen ardından 4. seviye alarm verdiğini ve bu çerçevede uluslararası destek çağrısında bulunulduğunu bildirdi.

Altun, Türkiye'nin çağrısına Avustralya'dan Azerbaycan'a, Japonya'dan Yunanistan'a, ABD'den Ukrayna'ya, İsrail'den Almanya'ya, Güney Kore'den Katar'a, Rusya'dan İspanya'ya kadar birçok ülkenin yanıt verdiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Aynı zamanda üyesi olduğumuz Avrupa Birliği Sivil Koruma Mekanizması ve NATO müttefiklerimizden önemli destek gördük. Elbette bu zor zamanda Türk milletinin yanında olan tüm ülke ve halklara teşekkürü borç biliyoruz. Bu kapsamda birçok ülke Türkiye'ye arama kurtarma ekiplerini gönderdi. Depremzedelere ayni ve maddi yardımlar ulaştırdı.

Bizim 'dost kara günde belli olur' diye güzel bir atasözümüz vardır. Devletler arasında zaman zaman anlaşmazlıklar yaşansa da deprem neticesinde bu kadar milletle insani bir ortak paydada buluşabilmekten, bu kadar dosta sahip olduğumuzu görmekten mutluluk duyduk. Dolayısıyla biz bir yandan ulus devlet reflekslerini güçlendirerek vatandaşlarımızın refahını artırırken diğer yandan ortak acı ve riskler karşısında ulus devlet reflekslerinin arka planda kalması gerektiğini görüyoruz. Dünyamızı tehdit eden salgın hastalık, silahlı çatışma ve afetlerin küresel etkileri olduğunu göz önünde bulundurmalı; bunların önüne geçmek ve yaraları sarmak için yeni bir uluslararası işbirliği modeli geliştirmeliyiz.”

"Bağışçılar Konferansı, Avrupa ülkelerinin desteğini ortaya koyacak"

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından önümüzdeki günlerde düzenlenecek Donörler Konferansı'nı çok önemsediklerine işaret eden Altun, "Bu etkinlik, Avrupa ülkelerinin Türkiye'ye verdiği desteği ortaya koyacak; depremzedelere yönelik uzun vadeli çalışmalar için kaynak oluşturacaktır. Esasen dünyanın dört bir yanından destek görmemiz, bir anlamda Türkiye'nin yıllardır tüm insani krizler ve doğal afetlerde diğer milletlerin yardımına koşmasının doğal sonucu olarak görülebilir. Bildiğiniz gibi ülkemiz, gayrısafi milli hasılasına oranla insani yardımlar noktasında dünya liderleri arasında bulunmaktadır. Son depremlerden sonra imkanı olan devletlerin farklı şekillerde destek sunduğuna şahit olduk. Bu çabaların tamamını takdir ve minnetle karşılıyor; benzer afetlerin dünyanın hiçbir yerinde yaşanmamasını temenni ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de 48 bin 448 kişinin ölümüne ve 11 ilde büyük yıkıma sebep olan Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Avrupa Birliği'nin (AB) 16 Mart'ta düzenlemeyi planladığı Uluslararası Bağışçılar Konferansı'nın 20 Mart'a alındığı bildirildi. 

T24'e konuşan CHP Eskişehir Milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi Utku Çakırözer,  toplantının aynı tarihte planlanan Türk Devletleri Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi nedeniyle Ankara'nın talebiyle ertelendiğini söylemişti. 

TIKLAYIN- Depremlerin ardından AB'nin düzenlediği Uluslararası Bağışçılar Konferansı, Türkiye'nin isteğiyle ertelendi!

"Türkiye'yi afetlere karşı en hazırlıklı ülke haline getirmekte kararlıyız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın deprem bölgesini defalarca ziyaret ederek vatandaşlarla bir araya geldiğini aktaran Altun, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanımız bölgedeki vatandaşlarımızın dertlerini dinledi, varsa eksiklerin giderilmesi için gerekli talimatları verdi. Yüzyılın afetini siyasete malzeme etmeye çalışanların aksine, 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' düsturuna uygun bir biçimde tek meselesinin yaraları sarmak olduğunu ısrarla ifade etti.

Bu çerçevede depremden etkilenen 11 ilimizin yeniden inşa ve ihya çalışmalarını var gücümüzle sürdürüyoruz. Devletimiz daha önce Van'da, Elazığ'da, İzmir'deki vatandaşlarını nasıl yalnız bırakmadıysa yüzyılın afetinden etkilenen kardeşlerimizin de yanındadır, yanında olmayı sürdürecektir. Bu kapsamda bir yandan yaraları sararken diğer yandan depremin bölgedeki ekonomik hayata, demografiye, kültüre, tarihi mirasa ve çevreye verdiği hasarı gideriyoruz. Öncelikli hedeflerimiz arasında, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ifade ettiği üzere, bir yıl içerisinde güvenli ve kalıcı konutların inşa edilerek hak ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması bulunuyor."

Altun, aynı zamanda Türkiye'nin başlıca gündem maddelerinden birinin de İstanbul başta olmak üzere yaşanabilecek afetlere hazırlanmak olduğunun altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli'nin ilk toplantısına başkanlık ettiğine dikkati çeken Altun, birçok kıymetli bilim insanının katıldığı bu toplantıda Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bir Afet Yönetimi Politikaları Kurulunun ihdas edileceğini de açıkladığını söyledi.

(AA)